Sosyal Demokrasi Vakfı SODEV’in araştırmasına göre... Türkiye genelinde gençlerin yüzde 62.5’i imkânları olsa yurt dışına yerleşip orada yaşamayı istediklerini ifade ediyor. Bu oran AKP seçmeni gençlerde yüzde 47.5 iken, CHP seçmeninde yüzde 74.4.
Araştırmada sorulan bir soru da şu:
“Hayatınızın kalan kısmının tamamını Suudi Arabistan’da aylık 10 bin dolar kazanarak veya İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçirme imkânınız olsa, hangisini tercih edersiniz?”
Bu soruya da Türkiye genelinde gençlerin yüzde 72,2’si ‘İsviçre’ yanıtını veriyor. Bu oran AKP seçmeninde yüzde 60.5; CHP seçmeninde ise yüzde 82.1 düzeyinde.
Siz AB ülkelerinin yerinde olsanız... Türkiye’ye vizesiz seyahat imkânı tanır mısınız?
Baksanıza, kapılar bir açılsa yurtta adam kalmayacak!!
***
Yukarıdaki konuyla az çok ilgili bir öyküyü Neyzen Tevfik’ten alıntılıyoruz.
Zaman çok kimsenin Evropa’ya tahsile gittiği zamandır.
- Üstat... Nedir bu herkes Evropa yolcusu… Ne keramettir? diye soracak olurlar...
Üstat cevap verir:
- Avrupa agrandisör gibidir, der, küçük adam gider, büyük adam olur. Küçük eşek gider, büyük eşek olur...
Bella Çav...
Bir ülkenin gelişmişlik derecesi gündeminden belli olur, diyor bir düşünür.
Dünya, Kovid’le mücadele, hastalığa aşı bulma, ekonomik yıkıma çare arama gibi konularla meşgulken... Bizim gündem bambaşka konularla ilgili.
İzmir’de bazı camilerde önce İtalyanca ‘Bella Çav’, sonra Selda Bağcan’dan ‘Yuh yuh’ parçaları okunmuş. Bella Çav, İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in en sevdiği parçaymış. CHP eski dönem İzmir İl Başkan yardımcısı Banu Özdemir de olayı sosyal medyada paylaşanlar arasındaymış. O yüzden gözaltına alınmış. Kuşkular CHP üzerinde toplanmış!
Caminin hoparlörü sistemi CHP İl Merkezi’ne mi bağlı?
Elbette değil, Diyanet’e bağlı. Küçük bir soruşturmayla olay aydınlatılır, bu rezil olayı düzenleyen provokatöre hak ettiği ceza verilirdi. Memleket çapına taşınacak olay mı bu?
MÜZİK
19 Mayıs’ta bizim sokaklarda üzeri kocaman hoparlör yüklü kamyonetler dolaştı. Marşlar çaldılar. Sesler sonuna kadar açılmıştı, ses kalitesi de pek iyi değildi.
Benzer bir gösteri korona günlerinde Atina’da düzenlendi.
Belediyenin üstü açık otobüsüne ünlü sanatçı Alkistis Protopsalti ve orkestrası yerleşti. Atina’da kalabalık semtleri dolaşarak, her yerde biraz durarak, sokak konserleri verdiler. Bu arada iki hastanenin önünde fazlaca durarak hasta ve doktorlara da güzel şarkılar dinlettiler.
Yani böyle bir alternatifi de düşünebilir bizim belediyeler.
İSTAVRİT
Haberi Anadolu Ajansı dün geçti...
“İstanbul Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin gece saatlerinde Galata Köprüsü’nde yaptıkları denetimlerde 8 kişi balık tutarken yakalandı.
Polis ekipleri, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nca toplamda 25 bin 200 lira (adam başı 3150 lira) idari para cezası uyguladı.”
Peki ama... Adamın ve ailesinin gıda ihtiyacı olmasa gece vakti yasakları bile bile Galata Köprüsü’ne balık tutmaya gider mi?
Böyle durumlarda polis ceza yazacak yerde vatandaşı evine postalasa sorunu çözmüş olmayacak mı?
Asgari ücretin 2300 lira olduğu bir ülkede 3150 lira ceza çok değil mi?
Biz bu cezalara korkutma diye bakıyoruz. Herhalde ortalık düzeldiğinde bu cezalar da affolacaktır. Yoksa ayıp olur!
FİNO
Yasaklı günlerde dışarı çıkabilmek için... Mersin’de Muhammet Ezer apartmanında oturanlar aynı köpeği sırayla gezmeye çıkarıyormuş. Apartmanda köpek beslenir mi diye şikâyet edenler, hayvanın sesinden rahatsız olanlar falan... Hepsi şimdi gezdirmek için sıraya girmişler.
Zavallı hayvanın canını çıkartıyorlar anlaşılan. Ya da hayvancık belki bu kadar çok gezdiği için mutludur. Hangisi bilemiyoruz...
BÜRO
Yabancı sermayeli bir televizyon şirketinde çalışan elemanlara yeni döneme ilişkin yazı gitmiş. Büroda 25 kişi çalışıyormuş. Verilen talimata göre, yeni dönemde büroda en çok 7 kişi bulunacak, geri kalanlar evden çalışacakmış. Kahve ve su otomatları kaldırılacak... Elemanlar yerlerinde maskesiz çalışacak ancak tuvalete vs giderken maskelerini takacaklarmış. Büroya gelmek isteyen eleman insan kaynaklarından izin alacakmış. Tabii eleman tasfiyesi de kaçınılmaz olacakmış.
Yeni dönemde ne çok şey değişecek...
SABIKA
Okurumuz Yusuf Akdemir anlatıyor:
“Tekirdağ da sokağımızda hırsızlık oldu. Hırsızın 384 sabıkası varmış. Ev sahibinin şikâyeti üzerine hırsız yakalandı, karakola götürüldü. İfadeler alındı, evrak düzenlendi.”
Sonuç mu? Şöyle bağlıyor okurumuz:
- Karakoldan hırsız, ev sahibinden önce çıkıp gitti...