Kaymak tabaka düğün - derneklerinde adet haline geldi: İlla havai fişek gösterisi olacak... Olmazsa olmaz... 5 dakikası 5 milyara patlıyor, gece yarısı vatandaşın da kulak zarı patlıyormuş... Boşver... Kızımız, oğlumuz bir daha mı evlenecek?.. Patlatın... Yer, gök, su inlesin; konu komşu dinlesin...
      Bu gürültü arasında Ataköy sakinlerinin geçtiği notu aktaralım:
      "...Yeri göğü inleten bu fişekler Ataköy'de zaten yüksek olan binaların yanıbaşında patlıyor. Bir gün fişeklerden biri pencereden içeri giriverecek diye korkuyoruz. Mafya babası veya sonradan görme zengin de olsa hiç kimsenin gürültü kirliliği meydana getirme hakkı yok.. Ayrıca onlarca kuş bu patlamaların paniğiyle yuvalarından uçup binalara çarparak ölüyor..."
      Eskiden yalnızca bayram günlerinde atılırdı havai fişekler. Batı ülkelerinde önemli günlerde atılır. Bizde hemen her gece bir yerlerde patlıyor, patlatılıyor... Bir görgüsüzlük bayramı yaşıyoruz ki sormayın...
Baz'a çare...
      Oturduğunuz apartmanın çatısında baz istasyonu var, nasıl kurtulacağınızı bilemiyorsunuz... Mevzuat hazretleri, sizi değil cep telefonu firmalarını düşünerek tanzim edildi çünkü...
      Ama... Yapabileceğiniz birşey yine de var... İşte adını vermeyen dürüst bir bürokratın tavsiyesi:
      - Çatısına yerleştirilmiş baz istasyonuna itirazı olan vatandaş, Kat Mülkiyeti Kanunu'na dayanarak ilgili kaymakamlığa başvurabilir. Apartman yönetimi ve cep telefonu firması arasında sözleşme olsa bile başvurabilir. Çünkü Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre bina üzerine yapılacak eklentilerde apartman sakinlerinin ortak rızası gerekiyor. Tek bir apartman sakini bile
"ortak mülkiyete tecavüz" şikayetiyle müracaat ederse kaymakamlık 15 gün içinde istasyonu kaldırma kararı verebilir. Bakırköy Kaymakamlığı'nın bu noktada tüm kaymakamlara örnek kararları var...
Ekonomist
      Yaklaşık 2 yıl önce... Borsa tahminleri yapan bazı yazarların spekülasyon yaptığını... Yatırımcıyı yanıltarak kendi ceplerini doldurduğunu yazmıştık. Bu yazımıza ilgi gösteren tek ekonomi dergisi
Ekonomist olmuştu. Kendi bünyelerinde böyle bir yazar varsa bilmek istediklerini söylediler... Yoktu. Tabii daha da önemli olan gösterdikleri hassasiyetti. Ciddiyetti... Dün dergi tirajlarını gözden geçirirken dikkatimizi çekti.. Türkiye'de en çok satan dergi:
"Ekonomist..." 29 bin satan bu derginin en yakın rakibi 17 bin satıyor... Geçmişin kimi parlak dergileri bugün nal topluyor.
Ekonomist dürüstlüğü yanında kaliteli yayıncılığı da yıllardır sürdürmekte... Mesleğe bu saygıyı göstereni elbet okur da görmezden gelmiyor, ödüllendiriyor...
DoÄŸru yer...
      Hikaye bu ya... Millet Meclisi kürsüsünde konuşan hatip çok iddialı bir suçlamada bulunuyor:
     Â
- Bu meclisin sol yarısı müteahhitlerden... Sağ yarısı müteahhitlikten geçiniyor...      Aynı anda bir milletvekilinin yerinden doğrulduğu görülüyor. Kürsüdeki soruyor:
      - Siz dışarı mı çıkacaktınız?
     Â
- Hayır, yanlış yere oturmuÅŸum. Karşı tarafa geçecektim...     Â
Tantalimat..
      İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan'ın bir süre önce atamaları yapılan valileri kabulde
"İlinizi ziyaret edecek olan bakanları il sınırlarında karşılamayın, zamanınızı hizmet için kullanın!" şeklindeki sözleri henüz belleklerde... Aradan birkaç hafta geçti... Valilerin bu genelgeye pek uymadığı görüldü. Önceki gün Ağrı'ya gelen
Sadettin Tantan'ı orada Vali
Tahsin Cumhur Ersoy il merkezine 34 km uzaklıktaki Eleşkirt ilçesinin girişinde karşıladı.
Tantan duruma itiraz etmedi. Galiba genelgeyle söylenmek istenen şuydu:
     Â
"Bakanları tam il sınırında karşılamayın, biraz içerde karşılayın..."Birinciler elendi!
      Ülkemizde 5692 lise var. Bu liselerden 1581'inin birincileri bu yıl hiçbir üniversiteye giremediler. İnanılır gibi değil. Ama gerçek...
      Milli Eğitim Bakanlığı milyonlarca gencin önüne bir ders programı koyuyor. Milyonlarca öğrenci bu programa göre ders çalışıyor. En başarılılar birinci oluyor.
      Ancak üniversite sınavında o birinciler dökülüyor. Çünkü giriş sınavında öğrencilere lisede öğretilenler sorulmuyor. Dershanelerde öğretilenler soruluyor. Milli Eğitim, lise bitiren öğrencileri yanıltarak vakitlerini çalmış, onları açıkta bırakmıştır. Milli Eğitim'in verdiği eğitim ve bilginin Türkiye'de bile işe yaramadığının ispatıdır bu sonuç...
      İşin daha da tuhafı, bütün bu kepazeliklere rağmen Türkiye'nin gündeminde eğitim sorunu diye bir sorun yoktur...
İbrahim Tatlıses ile
Reha Muhtar arasındaki gevezelik kadar önem taşımıyor milyonlarca çocuğun Milli Eğitim Bakanlığı'nın sabotajına uğraması... Uyuyor Türkiye...
Çağdışı gündem...
      Bizim
"garip ama gerçek" dediğimiz türden konuları biraraya getiren Batı kaynaklı
"This is True" adlı internet sitesinde Diyanet Vakfı'nın
"Müslümanın El Kitabı" adlı kitabı irdeleniyor. Bakınız ne deniyor:
      "...Kadınların göğüs büyütmesinin, müzik dinlemesinin ve peruk takmasının günah olduğunu açıklayan kitap, erkeklere yönelik tavsiye ve direktifler de içermekte... Mesela:
`Erkek, mevcut karısı hastaysa ve hizmetçi tutmaya da maddi gücü elvermiyorsa ikinci karı alabilir...', `Erkek karısını kibarca ve uyarı amacıyla dövebilir. Ancak suratına vurmaktan sakınmak şartıyla..' Tüm bunlar bize 3. Dünya'nın
`kalkınma' gündemini daha iyi anlama imkanı veriyor..."
      Yorumu da yapmışlar... Diyebilir misiniz ki;
"This is NOT true..."      *Ahlâkın dini bir yönü yoktur, sadece insan ilişkilerine dayanır.
      Ahlâki kültür olmadan, insanlık için hiçbir kurtuluş yolu yoktur.
     Â
EinsteinYazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr