Türk karikatürü en saygın isimlerinden birini daha yitirdi. Az çizgiyle çok söz söylemenin üstadlarından
Ferruh Doğan'ı dün son yolculuğuna uğurladık.
Ferruh ağabeyin kimi karikatürleri zihnimizden hiç çıkmayacak...
      Mesela... Sakallı cübbeli biri, arkasındaki gerici ordusuna komut veriyor:
     Â
"Gericiler, ileriiii..."      Mesela bir üniversite öğrencisi polis tarafından coplanırken haykırıyor:
     Â
"İmdaaat... Polis yok mu?"      Mesela, bir dini bütün işverenin başı üstüne asılmış şu levha:
     Â
"ABD'nin dediÄŸi olur..."Â Â Â Â Â Â ***
      Gül - diken dergisi, geçen yıl sonunda
Ferruh Doğan için özel bir sayı hazırlamıştı.. 250 sayfalık bir koca kitap,
Ferruh Doğan belgeseli... Bir yerine de mektuplarını koymuşlar
Ferruh Ağabey'in... Oradan bir mektup... Sayfanın üstünde
"9.2.1950" tarihi... O aralar
Yaprak dergisini çıkaran
Orhan Veli'ye sesleniyor mektubunda:
     Â
"...Benim gibi genç bir edebiyat meraklısına telif - tercüme hangi kitapları tavsiye edersiniz? Okuyorum.. Okuyorum... Ama programlı okumak lazım. O programı kimden isteyeyim? Siz bu yolda beni aydınlatırsanız çok memnun olurum. Memleketine faydalı olmak isteyen bir gence Yaprak'
ın gösterdiği yolda ilerlemesi için; inandığı bu yolda muvaffak olması için değerli yardımlarınızı esirgemezsiniz herhalde.. Sağlıkla kalın sevgili ağabeylerim..."
     ÂÄ°mza: Hukuk 1. Sömestr talebesi
Ferruh DoÄŸan"
     Â(Gül - diken dergisi mektubun altına minik bir not düşmüş: "Bu mektup,
Orhan Veli'nin ölümünden sonra terekesinden çıkmış ve
Orhan Veli'nin eniştesi tarafından
Ferruh DoÄŸan'a verilmiÅŸtir...")
Kültürel nezaket
      Londra Büyükelçimiz
Korkmaz Haktanır İngiltere'de yaşayan Türk sanatçılarına 12 Haziran'da büyükelçilikte bir davet verecekmiş. Hürriyet'te
Doğan Hızlan'ın sütununda okuduğumuz haber, bize bir başka ilham verdi.
      Bir süre önce tanıştığımız
"Turkish Labyrinth" adlı kitabın İngiliz yazarı
James Pettifer söz arasında bir üzüntüsünü dile getirmişti. Adam aylarca çalışıp Türkiye hakkında bir kitap yazmış, yayıncı kitabı bir kokteylle tanıtırken Londra Büyükelçiliğimize de davetiye göndermiş, ancak tek bir elçilik ilgilisi kokteyle zahmet etmemiş. Diğer ülkelerin elçilikleri kendi haklarında bir kitap yazıldığında tanıtma kokteylini kendileri veriyor, yazarı yüceltiyor, yeni eserler için teşvik ediyorlar. Sayın Büyükelçi'nin Türkiye ile ilgili kitap yazan İngiliz yazar ve bilim adamlarını kucaklayacak bir davet vermesinde de yarar olacaktır diye düşünüyoruz.
Milliyet anısı
      Milliyet'in 50'inci kuruluş yıldönümünü önceki akşam Başkent'te siyasiler, bürokratlar ve gazeteci dostlarla kutladık. 50 yılın görüntülü öyküsü duygulu,
Candan Erçetin'in şarkıları zarif, Gazetemizin Sahibi
Aydın Doğan'ın
"Gazete kendi ekonomik gücüne dayanan bir müessese olmalıdır. Ama asla üzerinden para kazanılan bir müessese değil" sözleri anlamlıydı. Biz
İlhan Çevik ile aynı masaya düşmüştük.
Daily News gazetesinin babası olan
Ä°lhan Bey, meÄŸerse Milliyet'in ilk
"Ankara Temsilcisi" ymiş... İlk ve en kısa... Öyküsünü önlattı:
     Â
- Gazetenin yayına geçmesinin ilk haftasında bir döküm yaptık. 3 özgün habere karşılık 13 haber atlamışız. Tek yol vardı; istifa...Ankara temsilciliğim topu topu 1 hafta sürdü.Fil Hamdi
     Â
Aziz Nesin'in ünlü
Fil Hamdi hikayesini anımsarsınız... Sabıkalı dolandırıcı
Fil Hamdi'nin başına ödül konmuş. Yurt sathında her karakol birkaç
Fil Hamdi yakalıyor. Karakollar
Fil Hamdi dolu... Sonunda polise genelge yayınlanıyor:
     Â
"Yeterli miktarda Fil Hamdi yakalanmıştır. Yeni bir emre kadar Fil Hamdi yakalanmaması"      Yeni bir emre kadar
"Uğur Mumcu katili" yakalanmaması yolunda da bir genelge yayınlanırsa iyi olacak.
Valiler kimlerdir...
      Kilis Valisi
Güner Özmen tatil masrafı dahil birçok harcamasını hayali ihracatçı
Yasin Altınbaş'a ödettiğini pişkin pişkin anlatıyor... Böyle vali olur mu? Oluyor... Yozlaşmış seçme ve atama düzeni böylelerini de vali yapıp önümüze koyuyor.
      Kimdir Vali?
      Her ilde devleti ve hükümeti temsil eden kişi...
      Yurtdışında
"Büyükelçi" ne ise yurt içinde de
"Vali" odur.
      Gelin görün ki, statüdeki bu benzerliğe rağmen atamalarda hiçbir benzerlik yoktur.
      Dışişleri'nde atamalar ciddidir. Bir diplomat işe 3'üncü katiplikten başlar, 3 yıl sonra 2'inci katipliğe yükselir, sınavda başarılı olursa 3 yıl sonra başkatip veya konsolos olur. Sicil not ortalaması 80 - 90 ise daha fazla yükselmesine olanak verilir. 20 yıl gibi bir süreç içinde büyükelçiliğe ulaşır. Eğer suç işlememiş, büyük bir hata yapmamışsa durup dururken merkeze alınmaz. Süresi bitmeden görev yeri değiştirilmez. Atamalarda diplomatların yetenekleri, sicilleri, deneyimleri ön plandadır.
      Vali atamalarında da benzer kriterler var olması gerekirken, bu kriterlerin hiçbiri yoktur. Yasalarda kimlerin vali olacağını gösteren düzenleme bile yoktur. Yıllardır işbaşına gidip gelen iktidarlar o yüzden valileri emir kulları gibi görmeye başlamışlar... Her gelen iktidar bir öncekinin atadığı valileri süpürüp yerine kendi adamlarını yerleştirmeyi kural haline getirmiştir... Böyle olunca
"mesleğin karakteri" değişmiştir... Valinin devlet adamı görüntüsü ve tarafsız niteliği ortadan kalkmıştır. Peki atamalara hangi kıstaslar hakim olmuştur?..
     Â
"...Vali atamalarında particilik, akrabalık, arkadaşlık, hemşehrilik, etnik köken, mezhepçilik, sağcılık, solculuk, ilericilik, gericilik, tarikatçılık, milliyetçilik, maneviyatçılık... Kişilik, ehliyet ve liyakatın önüne geçmiş... Siyaset kulisine giren valiler kazanmış. Girmeyenler kaderine terkedilmiştir."       Bu satırlar geçen haftalarda İçişleri Bakanlığı'na sunulmuş bir müfettiş raporundan alınmıştır. Yaranın derinliğini oldukça açık anlatmaktadır.
      İçişleri Bakanı'nın şu veya bu isim olması sorunu çözmemektedir. Atamalar sisteme bağlanmadıkça sıkıntı sürecektir.
      ***
      Sünnetli erkeklerin AIDS virüsü kapma riski daha azmış... Yeni slogan: “Bugün sünnet, yarın turist!..
      ***
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr