Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

En çok vergi verenler açıklandı. Rekorlar belli oldu.

Vergi rekortmeni deyince eskiler Matild Manukyan’ı hatırlar. Manukyan zamanın en büyük genelev patroniçesiydi. 1986 - 93 yılları arasında 6 kez vergi şampiyonu oldu. 1992 yılında Milliyet anlı şanlı işadamlarını sayıp “Manukyan’ın altında kaldılar” diye manşet atınca olay oldu. İş dünyasından gazeteye sitem yağdı. Batı basını fırsatı kaçırmadı:

“Müslüman bir ülkede Hıristiyan bir genelev patroniçesi vergi rekortmeni oldu” diye başlık atıldı.

Manukyan ödül törenlerinde en arka sıralara oturtuldu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, elini sıkmadı. Vergiden kaçınırken utanmayanlar Manukyan rekortmen olunca utandı.

Haberin Devamı

Rahmetli arkadaşımız Metin Çakmak:

“Milyonlarca metrekarelik tesislerde on binlerce işçi çalıştıran işyerleri dururken, 2.5 metrekarelik işyerlerinde az sayıda sermaye ile vergi rekortmeni olmayı başaran Manukyan” diye espri yapınca epey gürültüsü olmuştu.

Manukyan’ın geliri işlettiği evlerden ziyade sahip olduğu gayrimenkullerdendi. Ama yine de manzara iş dünyası adına tatsızdı. Meclis sonunda duruma çözüm buldu! Kurumlar vergisiyle, stopajlarla vs. oynanarak yasa da Manukyan’ın rekortmen olmayacağı şekle sokuldu.

Manukyan, gazete röportajlarında, aşırı para kazanmadığını sadece kayıtları düzgün tuttuğunu söylüyordu. Bu kadarı da rekor kırmasına yetiyordu.

Sonunda Manukyan’ın şampiyonluğu önlendi, iş dünyasının prestiji kurtuldu!

BAKIRKÖY

Yeşilyurt’ta, Hava Harp Okulu karşısındaki kavşakta üst geçide çarparak yanındaki otomobilin üzerine devrilen TIR, 4 kişilik aileyi yok etmişti. Kaza Mart ayında meydana gelmişti.

Geçen hafta aynı noktada yeniden kaza oldu.

Aynı üst geçide takılan TIR, yanındaki belediye otobüsünün üzerine devrildi, 6 kişinin yaralanmasına yol açtı.

Okurumuz Semih Kalkanoğlu diyor ki:

“O köprü demirdendir. Kolayca yükseltemezsiniz.

Yapacak tek şey var.

Yolun zemini 25 santim “kazılarak” derinleştirilecek.

Bu iş bir gecede yapılır.

Akşam başlarsınız sabah iş biter.”

NOT: Bakırköy’ün umut ve alkışla göreve getirilen bir başkanı vardı: Dr. Ayşegül Ovalıoğlu... Acaba bu konuyla ilgileniyor mu?

Haberin Devamı

AYYDIN

Mülkiyeli arkadaşımız akademisyen - yazar Mehmet Ali Kılıçbay, “aydın” tartışmasında görüş belirtiyor:

1- Bizim ülkede çok az aydın vardır.

2- Okumuşların çok azı aydındır.

3- Aydın entelektüel değil, bir ideolojinin içinde yer alan “okumuş” tur. (okul bitirmiş anlamında).

4- Entelektüel, kendi başına düşünebilen demektir ve bizde neredeyse yoktur veya eser miktardadır.

5- Asıl ihanet eden cahillerdir.

a- Hiçbir şey bilmediği halde her şeye maydanoz olduğu için

b- Nerede demagojik ve hamasi söylem varsa hemen peşine takıldığı için.

c- Kendi küçük çıkarlarından başka bir şeyi kafası almadığı için.

d- Çabasıyla bir şeyler başaranları ölesiye kıskandığı ve onlardan nefret ettiği için.

e- İyi olan ne varsa yok etmek ve her şeyi kendi sefil dünyasının sınırları içine hapsetmek istediği için...

MÜLAKAT

Maliye Bakanlığı Defterdarlık Uzman Yardımcılığı sınavından bu kadar da olmaz dedirten bir sonuç çıktı...

Yazılı sınavda 32 ilin birincisi yedek listeye bile giremeyerek elendi.

Haberin Devamı

Böyle sınavlarda bir iki birincinin elenmesi olağan karşılanırdı. Ancak bu kadar yüksek sayıya rastlanmamıştı.

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Konya ,Malatya, Muğla gibi illerin birincileri elenirken liste sonlarından pek çok isim mülakatta başarılı sayılarak göreve alındı.

Seçim öncesinde mülakatın kaldırılacağı yolunda vaatler verilmişti. Ancak uygulama halen devam ediyor.

Yeni bir düzenleme şart mı şart!

İĞNE

Harp Okulu mezunu teğmenler törende “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye bağırıyor

Doğal. Çünkü bu orduyu kuran Mustafa Kemal...

Peki milletvekilleri neden “Mustafa Kemal’in vekilleriyiz” diye bağırmıyor?

Bu Meclis’i kuran da Mustafa Kemal değil mi!

SAYLAN

Ülkemizin hayatından bir kuyruklu yıldız gibi gelip geçen aziz insan Türkan Saylan’ın adı Arnavutköy’de oturduğu sokağa verildi. Plaka sokak başına törenle çakıldı. Bir küçücük ve çoktan hak edilmiş armağan sonunda yerini buldu.

Düzenlenen törende Türkan Saylan’ın avukatı Hüseyin Karataş’ın anlattığı küçük öyküyü Zeynep Oral sütununda yazdı.

Polisler hocamızın evini arıyor. Avukatı Hüseyin Karataş koşarak gelmiş, durumu gözlüyor. Hasta olan ve ayakta zor duran hoca, bir ara avukatı Karataş’a dönüyor:

“Hüseyincim evi arayan polisler görevlerini yapıyorlar, içlerinden biri bir çocuk için burs istiyor, lütfen yardımcı olalım” diyor...

Saygıyla anıyoruz...