Direnmek budur
Avrupa’ da bilim, sanat, spor, ekonomi dahil her alanda özlediğimiz başarıyı bize voleybol kadın milli takımımız yaşattı... New York Times gazetesinin dediği gibi: Türkiye aradığı kahramanları voleybol milli takımında buldu... Filenin sultanları, zorlu maçlarda rakiplerini yerlere sererek birincilik kürsüsüne çıktı.
En büyük ve inanılmaz olan mı? Gençlerimizin son iki maçta İtalya ve Sırbistan karşısında 2 - 1 yenik duruma düşmelerine rağmen son ana kadar mücadele ederek sonucu lehimize çevirmeleriydi. Umudun direnişi adına eşsiz örnekler verdiler. Çoğu 23 - 26 yaş bandında olan sporcularımız daha uzun yıllar bize bu gururu yaşatacaklar. Göğsümüzü kabartacaklar.
Unutmayalım... 19 yaş altı kız milli takımımız da geçen ay dünya ikincisi oldu. Geriden de çok başarılı bir voleybol nesli geliyor.
Bu başarılarda payı olan Federasyon Başkanı Akif Üstündağ’ı özellikle kutluyoruz. Tabii Koç Daniele Santarelli ve emeği geçen diğer herkesi de...
Gençlere güvenirsek onlar ülkeyi her alanda yücelteceklerdir. Meşaleyi Büyük Atatürk yaktı. Gençler taşıyacak...
EBRAR’IN OKULU
Milli takımın başarısında Ebrar Karakurt ‘un payı da çok büyük. Ne var ki, o aynı zamanda kötü ruhlu, yetersiz insanların boy hedefidir... Şampiyonluk kürsüsünde gözyaşlarına boğulması sadece sevinç değil, haksızlığa isyanın da ifadesidir kuşkusuz.
Ebrar Karakurt sadece bir voleybolcu mu? Hayır o aynı zamanda bir akademinin de kurucusu... İki yıl önce kurduğu Akademi’nin amacını bakın nasıl anlatıyor:
“Bu akademi benim gerçekleşen bir hayalim... Sporculuk hayatım boyunca yeterli desteğe sahip olmadığı için sporu bırakmak durumunda kalanları gördüm. Herhangi bir çocuk, imkânı olmadığı için spordan uzak kalmamalı. Bu düşünceden yola çıkarak, NIKE’ın da desteğiyle, Ebrar Karakurt Akademi’yi oluşturduk. Akademideki 70 kız çocuğuyla voleybol eğitimlerimize devam ederken bir yandan da takımlara koçluk yapan SosyalBen Vakfı gönüllülerinin koçluk becerilerini profesyonel antrenörlerin rehberliğinde geliştiriyoruz. Eğitimler düzenliyoruz. Bu sayede iyi sporcudan öte iyi bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz.”
CEDDİM
Sosyal medyada Abdülhamit D. adlı biri Ebrar Karakurt’a mesaj gönderiyor:
“Müslüman Türk milleti olarak sana tahammül etmeye devam ediyoruz”
Ebrar da ona boş konuşma anlamında:
“Boş yapma Abdülhamit” diye yanıt veriyor.
Ne hakaret ne taciz var mesajda.
Yine de, fırsatçı birileri bunu istismar ediyor…
“Ceddimize hakaret etti. Abdülhamit Han hedef alındı” diye ortalığı ayağa kaldırıyor.
Bu arada gazeteci Müyesser Yıldız, 10 Eylül’de New York’ta düzenlenecek bir semineri haber veriyor.
Fener Rum Patrikhanesi’nin ABD’deki temsilcisi olan Türk vatandaşı Amerika Başpiskoposu Lambriniadis’in himayesinde düzenlenen seminerin konusu:
“Osmanlı’nın Son Döneminde 30 Yıllık Hıristiyan Soykırımı, 1894-1924”
Seminerde “Abdülhamit’ten başlayarak Cumhuriyet’in ilk yılını da içine alan dönemde Hristiyanlara yönelik soykırım” ele alınacakmış. İzmir yangını ve mübadele de konu edilecek. Osmanlı ve Cumhuriyet lanetlenecek.
Ebrar’a karşı sözde ceddimizi savunanlardan bu hainane tezgâhlara karşı ne bir ses ne bir nefes var!
Kültürleri oralara uzanamıyor!
PERİNAZ
Kemal Kılıçdaroğlu, AKP milletvekili adayı ve iş kadını Perinaz M. Yaman ‘ı 26 Mayıs - 4 Haziran arası kendisine danışman olarak atamış. Perinaz Yaman geçmişte Atatürk ve Kılıçdaroğlu hakkında hakaret mesajları atan, mesela “Yarın iç savaş çıksa ülkeden ilk kaçan Kılıçdaroğlu olur, çünkü kanı bozuk” diyen biriymiş.
Bu atama Veryansın TV’de açıklanınca CHP’li Eren Erdem, Aylin Nazlıaka ve Sözcü Faik peş peşe yalanladılar. Ama iddia doğru çıktı...
Halkı yanıltan bu üç isim, Erdem, Nazlıaka ve Öztrak halka doğruyu söylemedikleri için özür dileyecek mi?
Yoksa halka yalan söylemeyi olağan mı sayacaklar?
