Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Melih Aşık

Bülent Ecevit, partisinin önceki günkü Meclis Grup toplantısında, liderlerle yaptığı son temaslar konusunda bilgi verirken, değiştirilmesi düşünülen seçim sistemine ilişkin görüşlerini de anlatıyor:
"...Yapılan son anketler göstermiştir ki, bugün DSP kapatılsa, taraftarlarımızın ancak üçte biri CHP'ye oy verecektir. DSP değil CHP kapatılsa, bize oy verecek CHP'lilerin oranı da aynı şekilde üçte bir görünüyor. Bunun anlamı, iki turlu bir seçim sisteminde solun başarı kazanma şansının bulunmadığıdır. İşte bu nedenle, genel seçimlerin iki turlu seçim sistemi şeklinde değiştirilmesini engelleyebilmemiz için yerel yönetim seçimlerinin iki turlu yapılmasını kabul etmeliyiz."
Ecevit' in bu sözlerini dinleyen DSP'li milletvekilleri şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlar. Ancak Genel Başkana itiraz etmenin faturasının ne olacağını bildikleri için de sessiz kalıyorlar. Toplantı bitip kulislere çıkar çıkmaz da başlıyorlar etraflarındaki gazetecilere dert yanmaya:
"Genel seçimlerin iki turlu yapılmasını engellemek için belediye seçimlerinde böyle bir taviz vermek olacak şey değil. Bunun anlamı, ilk yerel yönetim seçimlerinde solun tamamen silinmesi, bütün belediyelerin sağın eline geçmesidir. Bunu kabul etmek hem bizi, hem de CHP'yi bitirir. Ama öyle görünüyor ki genel başkanımızın gözü CHP'yi bitirmekten başka birşey görmüyor. Bu uğurda DSP'yi bile feda etmeye hazır."
Bülent Bey' in önerisi DSP'li milletvekillerine böyle görünüyor. Ya size?

Türkiye'de turizmin öncülerinden Suat Yurtkoru, İkinci Dünya Savaşı sonrasında bastırdığı broşüre şu başlığı koymuş: "Şimdi bunun sırası mı?"
Çünkü Türkiye'nin kapsamlı bir turizm hazırlığına başlaması konusunu hangi ilgili ve yetkiliye açsa aynı yanıtı alıyormuş:
- Şimdi bunun sırası mı?
Turing Otomobil Kurumu Başkanı Çelik Gülersoy kendisine aynı sorunun sorulmaması dileğiyle bir Büyükada broşürü gönderdi...
İstanbul'u İstanbul'a benzetmek için gösterdiği bedelsiz çabanın halktan hakettiği teşekkürü almamasından yılmamış... Bu defa Büyükada'yı son yıllardaki hoyratlığın tahribatından korumak için kolları sıvamış Çelik Bey... Büyükada'ya yeni bir turistik proje dolayısıyla ayak basmış. Turing'in Sultanahmet'teki otellerine gelen konukları bir tekneyle getirip Ada turu yaptırmayı planlıyorlarmış. Bu amaçla Büyükada'da bir tarihi ev satın almışlar. Ama Büyükada'yla ilgilerini bu kadarla sınırlı tutmak istemiyorlar.
Çelik Bey Büyükada'yla ilgili kendi projesinin ötesinde düşüncelere dalmış...
Adalar'ın Kongre turizmine açılmasını öneriyor örneğin...
Ada halkına çağrıda bulunuyor: "Büyükadayı bozmadan imar edelim" diyor...
Kışlık ve yazlık fayton modelleri hazırlamış...
Bir Meksika köyünü andıran Araba Meydanı'nı ıslah etmeyi öneriyor öncelikle... Meydanı çevreleyen binaların onarımı, meydanın üstünün bir pergola ile kapatılması, mor salkımlarla süslenmesi... Araba Meydanı'na arabacılar için duşlu bir WC yapılması, girişteki zabıta kulübesinin yeniden dizaynı, arabacı koğuşları ve at ahırlarının ıslahı... İskelenin onarımı... Kıyı lokantalarının rötuşlanması... gibi projeleri de programa almış... Bu projelerin bazılarının gerçekleştirilmesine Turing maddi katkıda bulunuyor. Ancak elbet yetmiyor. Belediye'nin ve ilgili bakanlıkların desteği de şart. Özellikle de Ada halkının desteği önemli...
Çelik Gülersoy'un Büyükada'ya ayak basması Ada halkı için bir şanstır... Bu şansı iyi kullanmalı Ada'lılar...

Komedyen Jay Leno geçenlerde karnı acıkınca Mc Donalds'a girmiş:
- Bana bir porsiyon patetes kızatması, demiş...
Tezgahtaki kız sormuş:
- Yanında patates kızatması ister misiniz?

Temel, İstanbul'da entel modasını benimsemiş.. Saçlarını ortadan ikiye ayırmış, top sakal bırakmış, ince çerçeveli gözlük takmış... Bu halde Taksim'de yürürken bir dostu çevirmiş Temel'i...
- Oooo!.. Merhaba Temel!.. Tanıdın mı beni?..
Temel, karşısındakini uzun uzun süzdükten sonra,
- Tanıyamadım, demiş, ben saçlarımı ortadan ikiye ayırıp sakal bıraktım da..