İstanbul’u yeniden yaratan bu aziz adamı, Çelik Gülersoy’u 6 Temmuz 2003 tarihinde kaybetmiştik. Dün onun ölüm yıl dönümüydü. Turing Kurumu Başkanı Gülersoy, İstanbul’a gelmiş geçmiş belediye başkanlarından daha fazla kültürel hizmette bulunmuştur. Şehirde bugün halkın nefeslendiği, geçmişin hatırasını taşıyan sayısız eseri o kurtarmış, hayata döndürmüştür.
Onarttığı eserler arasında:
Kadıköy Ayrılık Çeşmesi... Kariye Kilisesi... Babıâli Kapısı... Şişli’deki Atatürk Evi... Çamlıca tepesi... Tevfik Fikret’in Aşiyan’daki köşkü sayılabilir.
Yıkılmaktan kurtarıp eski haline döndüğü eserler:
Yıldız Parkı’nda Malta, Çadır ve Sarı köşk... Pembe ve Yeşil seralar...
Emirgan korusunda Sarı, Beyaz ve Pembe köşkler...
Çubuklu’daki Hıdiv Kasrı...
Sultanahmet’teki Yeşil Ev...
Sultanahmet’teki Soğukçeşme evleri.
Kendi kitaplarını bağışlayarak kurduğu İstanbul Kitaplığı.
Sultanahmet’teki Roma sarnıcı...
Safranbolu’da Asmazlar Konağı...
Fenerbahçe Parkı ve içinde Romantika restoranı...
Büyükada’da kültür evi haline getirilen yıkık Fabioti Köşkü.
Çelik Bey Turing Kurumu eliyle İstanbul’u tanıtan 65 kitap bastırdı.
Geçenlerde İstanbul’a Gülersoy’un bir heykelinin dikilmesini önermiştik. Kimse oralı olmadı.
Sağlığında da ona anıt önerisi yapanlar olmuş. Mezar taşımı çalmasınlar yeter, dermiş...
MALATYA
Geçmişte İsmet İnönü, Turgut Özal gibi cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar çıkaran bir il. Malatya... Artık emniyet müdürü, vali gibi üst düzey bürokrat bile çıkaramıyormuş.
Bu ilginç tespiti AKP’li bir belediye meclisi üyesi yapıyor.
Bir yerel televizyonda sebebine şöyle değiniyor:
- Bunun sebebi hepsi demiyorum ama bazı milletvekilleridir. Malatya’dan bir vali, bir bürokrat çıktığı zaman korkuyorlar, önünü kesiyorlar, bir dahaki dönem gelip karşıma aday olur mu diye.
Tespitte doğruluk payı olabilir mi? Bilemeyiz.
Malatya İl Başkanlığı bu üye hakkında disiplin soruşturması açmış. Sonucu bekleyelim.
AZİZ NESİN
Temmuz ayı kayıplar ayı. Aziz Nesin’i de bundan 25 yıl önce 6 Temmuz’da kaybetmiştik.
Bir küçük anı... Yeni tanıştığımız günlerdi. Bir gün Kadıköy’den Eminönü’ne gelen vapurda karşılaştık. Yolda sohbet ettik. Vapurdan inerken, “Buradan eskiden Yeşilköy Havaalanı’na dolmuş kalkardı, yerini biliyor musun?” diye sordu. Bilmiyordum. Ankara’ya gidecekmiş. Acelesi de varmış. “Ağabey bir taksiye atla git, ne uğraşıyorsun dolmuşla falan” diyecek oldum. Duymazdan geldi. Dolmuşların yerini bulmak için Sirkeci Garı’na doğru yöneldi. Ben de içimden “Ne cimri adam yahu” diye söylendim. Sonradan öğrendim ki... Biriktirdiği her kuruşu çocukların eğitimine harcarmış.
Bakın şu şiirine de:
“Öyle bir ağlasam,
öyle bir ağlasam ki çocuklar
size hiç gözyaşı kalmasa
Öyle bir aç kalsam,
öyle bir aç kalsam ki çocuklar
size hiç açlık kalmasa
Öyle bir ölsem,
öyle bir ölsem ki çocuklar
size hiç ölüm kalmasa”
HAZIROL
Kemal Kılıçdaroğlu Amerika’nın Sesi radyosuna verdiği röportajda bir soru üzerine:
- Erken seçime hazırız, diyor.
Partinin çalışmalarını yakından izleyen eski milletvekili Umut Oran hatırlatıyor:
- Muhalefet partileri erken seçime hazırsa müstakbel Cumhurbaşkanı adayı da belirlenmiş demektir.
Acaba muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kimdir? Kimler belirlemiştir?
Gelin de merak etmeyin!
TEPKİ
Mahkeme “Maşallah fıstık gibisin” diyerek hanım elemanın kalçasına dokunan müdür hakkında mahkûmiyet kararı vermiş.
Yargıtay müdür hakkında “Babacan tavır sergilemiş” hükmüne vararak kararı bozmuş.
Sosyal medyada yer yerinden oynuyor.
Yargıtay’ın tavrı gerçekten tepkiyi çeker nitelikte.
Ancak bu arada yeni bir moda çıktı.
Tecavüzleri, şiddeti veya yukardaki türden abuklukları protesto edenler hemen şöyle bir cümle ekliyor:
- Peki, siz susacak mısınız?
Eğer sosyal medyadaki tepkilerin peşine takılıp tepki vermezseniz suçlu duruma düşüyorsunuz. Adeta saldırganlığı onaylamış oluyorsunuz!
Bu kadarı fazla değil mi?
MEVSİM
Akdeniz ve Ege’deki turistik tesislere her yaz başında mevsimlik işçi geliyor, bu dar gelirli insanlar yazın iş tutarak bütün yıl geçinecekleri parayı temine çalışıyorlardı. Bu yıl turizmin durumu malum. Yalnızca Antalya’ya her yıl 600 bin mevsimlik işçinin geldiği hesap ediliyor. Bu yıl hemen hiçbiri gelemedi. Bir tesise bağlı çalışanlar az çok ödenek alabildiler. Mevsimlik işçiler tek kuruş alamadı. En zor durumda kalanlar onlar. Şimdilik eş, dost, aile desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ama uzun süre nasıl dayanırlar?
UYU...
Sık sık Aziz Nesin’e atfedilen bir güzel söz vardır:
“Bir gün bu ülkenin başucuna bir not, yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim, çok tatlı uyuyordun, uyandırmaya kıyamadım diyeceğim...”
Yanlışları doğrulayan Malumatfuruş sitesi bu sözün Aziz Nesin’e değil, reklam metni yazarı Arda Erdik’e ait olduğunu bildiriyor. Arda Erdik de bunu doğruluyor. Söz Aziz Nesin’e de yakışır ama o söylememiş işte!