Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Son günlerin en çok sorulan sorusu; - Bizim sonumuz da Arjantin gibi olur mu?
Yani aç insanlar sokaklara dökülür, dükkanları talan eder mi?
Etmezmiş! Peki neden? Çünkü efendim bizde aile, akrabalık bağları güçlüymüş... İşsizler, yoksullar kolay kolay sahipsiz kalmaz, bir yerlerden mutlaka destek alırmış... Şehirlerde yaşayanlarımızın önemli bir bölümünün köyle bağlantıları hala devam ediyormuş... Dolayısıyla bazı ihtiyaçlarını oradan karşılıyorlarmış... Sonra efendim, din faktörü önemliymiş... İnsanlarımız günah korkusu taşıdıklarından Arjantinliler gibi talan yoluna asla tevessül etmezmiş... Kaldı ki biz krizlere girip çıkma konusunda bir hayli şerbetliymişiz... Zaten dalgalı kura geçip kurtulmuşuz. Biz Arjantin olmazmışız?
Bunları söyleyenler şu 10 milyar dolar bitince ne olacağımızı hiç söylemiyorlar. Bunca işsizlik, bunca üretimsizlik ile 6 ay sonra Türkiye’yi nasıl bir manzara bekliyor? Bilmezlikten geliniyor ...
Üstelik falımızda bir de Irak serüveni var.
Sam Amca’nın Saddam’ı yerinden oynatabilmesi için en az 500 bin kişilik ordu sokması lazım Irak’a... Kendilerinden çok bize güveniyorlar bu hususta. Ankara’yı ısındırıyorlar. Çabuk sevinmeyelim. Türkiye’de saat Arjantin’e çeyrek var. Aklımızı başımıza toplayalım.

"Yasalar kötüleri durdurabilir ama onları kesinlikle iyi birer kişi durumuna getiremezler."
Beaumarchais

Arjantinli devrik bakan Domingo Cavallo ile bizim Kemal Derviş yolda karşılaşmışlar. Hal hatır, deve katır derken Cavallo bizimkine:
- Siz oturun kalkın da o "Büyük Kurtarıcı"nıza dua edin, demiş... O olmasa şimdi sizin durumunuz bizden de beterdi.
Derviş:
- Sen ne diyorsun yahu, demiş, Atatürk öleli 63 yıl oldu.
- Ben, Atatürk’ten bahsetmiyorum ki...
- Peki kimden bahsediyorsun?
- Usame bin Ladin’den! Can Ozan

Amerikalı profesör Marc Harold bir değerlendirme yapmış
Ve Afganistan’da (Taliban ve mahkumlar hariç) masum halktan 3767 kişinin bombardımanda öldürüldüğü sonucuna varmış. New York’da ikiz kulelerde ise 3234 kişi öldü. ABD’nin saldırı amacı neydi? Bin Ladin’i yakalamak... İkiz kulelerdekinden daha çok masumu öldüren Amerika ne Bin Ladin’i yakalayabildi ne "El Kaide" örgütünü ortadan kaldırabildi...
Sonuç: Savaş ile terör önlenemez,yeni açılar yaratılır görüşünü savunanlar haklı çıktı.

Almanya’da yaşayan yurttaşlarımız haberleri dikkatle izliyor.. Örneğin bir yurttaşımıza:
- Dün akşam haberleri izledin mi,
diye sorduğunuzda size,
- Evet izledim, yanıtını veriyor...
- Peki ne vardı, diye sorduğunuzda ise anlatıyor:
- Ecevit vardı, Mesut Yılmaz vardı, Kemal Derviş vardı...
Almanya’da tanıdığımız, henüz 26 yaşında ama akıl yaşı çok daha ilerde bir genç adam... Bülent Arslan çiziyor yukardaki tabloyu... CDU (Hıristiyan Demokrat Parti) üyesi olan Bülent Arslan son seçimde Federal Parlamento üyeliğine adaylığını koymuş. Ancak Berlin’e ulaşamamış... Parti büyüklerinin kendini benimsediğini ancak Alman tabanın bir Türk tarafından temsil edilmeyi hazmedemediğini anlatıyor.
Söz Almanya’daki yurttaşların sorunlarına gelince...
Göçün 40’ıncı yılında aynı hikayeler dinleniyor...
Dil dersi sorunu.. Din dersi sorunu... Ana okulu sorunu... Seçim sorunu.. Oy hakkı sorunu... 40 günde çözülecek sorunlar 40 yıldır sürüyor. Düşününüz ki Alman uyruğuna geçmemiş olanların hala yerel seçimlere katılma hakkı yok.
Bülent Arslan, Almanya Türklerini Almanya’ya davet ediyor.
Ona göre sorunların çözümsüz kalmasının bir sebebi de oradaki Türk’ün Türkiye’ye takılı kalması... Hala Almanya’yı izlememesi... Siyasete girerek sorunlarını çözmek yolunda adım atmaması...
Almanlar bu sorunları isteseler çözemezler mi?
Elbette sorunların çözümsüz kalması onların da işine geliyor. Bir şeyler isteyen insanları kontrol etmenin çok daha kolay olduğunu tabii ki Almanlar da iyi biliyor...
Yılları küçük şeyler istemekle geçirecek yerde kendi uygarlık projelerimizi uygulamaya koyabilseydik... Büyük bakmayı becerebilseydik... Çoktan bir şeyler isteyen değil paylaşan duruma gelmiştik... Ne var ki o kültür anavatanda yok, acı vatanda nasıl olsun?..