- Bahse girerim, kısa süre önce Washingtonda anlaşmaya varıldığı üzere Türk Tank Tugayları ve ABD özel birlikleri Bağdat yolunda olacak...Gazeteci Murat Çelik sormuş Ecevite iddianın doğruluğunu. O da yanıt verdi:- Olacak şey değil. Gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok.Türkiye ile Irakın arasını bozmak için sürekli komplo ve yalan haber üreten William Safire, bir defa daha yalancı çıktı. Daha önceki yazılarındaki kışkırtıcı haberler de fos çıkmıştı. Ama ne gam... Birileri (özellikle bir büyük gazete) ona inanmak istiyor. Öncekiler yalan da çıksa her yeni yazısı sorgulanmadan, önceki yalanları anımsatılmadan yayımlanıyor.Savaş kışkırtıcılığı yapmak bir gazeteci için meslek suçudur. Sessiz kalmayalım. Ne mi yapalım? Mesela kendi kamuoyunu ve bizi sürekli aptal yerine koyan bu sorumsuz gazetecinin yalan haberlerini bir dosyaya koyup hem Pulitzer ödül komitesine, hem New York Timesın okur köşesine, hem ABDdeki etik kuruluşlara gönderelim... Uyansınlar... Milliyet Dış Haberler Servisinin "Türkiyeyi savaşa sokmakta kararlı yazar" diye nitelediği William Safireın son yazısındaki şu cümle çok çarpıcıydı: Aldığın her nefesi fırsat bil, Ot değilsin yeniden bitmezsin Ömer Hayyam Şu insanoğlu Noktayı kaybetti; düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.Ünlem işaretini kaybetti bir gün de; sevincini, öfkesini, tüm duygularını yitirdi.Soru işaretini kaybettiği gün de soru sormayı unuttu.İki noktayı kaybetti bir başka gün; hiçbir açıklama yapamaz hale geldi.Yaşamının sonuna geldiğinde elinde yalnızca tırnak işareti kalmıştı; "İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca." İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti; bütün söyledikleri birbirine karıştı. Sevgi ve mutluluk üzerine... "...Saflıktan uzak ve çarpıtıcıdır istemlerin bakışı. Ancak heves ve arzulardan el çektiğimiz, ancak bakışlarımız gözlemlere dönüştüğü zaman aralanır nesnelerin kapısı; güzellikler gözlerimizin önüne serilir... Satın almak, kiralamak, ağaçlarını kesmek, avlanmak, ipotek ettirmek istemiyle bir ormana baktım mı, ormanı değil, onun benim istemimle, benim planlarım, benim tasa ve dertlerim, benim cebimle ilişkilerini algılarım yalnız. Ama kendisinden hiçbir şey beklemeksizin ona baktım mı, "kafamda kendisiyle ilgili bir düşünce olmaksızın" yeşil derinliklerine daldırdım mı gözlerimi, ancak o vakit orman ormandır, doğa parçasıdır o vakit, bitkisel bir varlıktır ve güzeldir. İnsanların yüzlerinde de tıpkı bunun gibidir durum. Korkuyla, umutla, arzuyla, belli bir niyet ve belli bir beklentiyle yüzüne baktığım insan, insan olmaktan çıkar; istemimin puslu bulanık bir aynasına dönüşür. Kendim bilerek ya da bilmeyerek dar kalıplara sıkıştırıp gerçeği çarpıtan bin bir soruyla bakabilirim bir insanın yüzüne. Cana yakın biri midir, yoksa mağrur mu? Kendisiyle düşüp kalktığımız insanlardan pek çoğunu işte bu tür sorularla süzüp durur; kılık kıyafetlerini, hal ve tavırlarını kendileri hakkında beslediğimiz niyet ve amaçlara uygunluk yönünden değerlendiririz. Adımız insan sarrafına çıksa da bu durum aslında içler acısıdır. İstemlerin susup gözlemlerin konuştuğu, kirden arınmış görmelerin sesini yükselttiği anda ise her şey başkalaşır. Karşımızdaki insan bizim için yararlı ya da zararlı bir varlık olmaktan çıkar, ne çevresini ilgiyle kucaklayan, ne soğuk, ne iyi yürekli, ne hoyrat, ne güçlü ne de zayıf biridir artık. Bir doğa parçasına dönüşür, kirden arınmış gözlemlerimize konu olan tüm nesneler gibi o da güzelleşir, ilginçlik kazanır. Çünkü gözlem, araştırma ya da eleştirme değil, sevgidir yalnız. En yüce, en çok arzulanmaya değer durumudur ruhumuzun, heves ve tutkulardan soyunmuş sevgidir. Yeter ki bu duruma ulaşalım, isterse birkaç dakika, birkaç saat, birkaç gün için ele geçirelim bu durumu... Onu sürekli elde tutmak, katıksız bir mutluluk demektir. m.asik@milliyet.com.tr Hermann Hessenin "Öldürmeyeceksin" adlı kitabından sevgi ve mutluluğun anahtarına ilişkin birkaç satır:
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024