Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Melih AŞIK

Her biri 20 - 25 yaşlarında... Boyları en az l.80 boyunda... Ve her biri çakı gibi delikanlı. Yakalarında, "Güvenlik" yazılı bir kartlar, gözlerinde siyah gözlükler, sürekli etrafı tarama halindeler... En ufak kuşkulu hareketinizde, etrafınızı bir anda çevirip sizi derdest etmeleri işten bile değil.
Son günlerde yolu Anıtkabir'e düşenlerin dikkatinden kaçmayan bu gençler kim ve orada ne yapıyorlar?
Hiç nazlanmadan yanıtlıyorlar soruyu:
- Ben askerim. Burada sivil güvenlik görevlisi olarak bulunuyorum.
- Bu uygulama yeni başladı galiba?
- Evet. Son gerici eylemlerden sonra burada görevlendirildik. Gelen gideni kontrol ediyoruz. Kuşkulu biri varsa takibe alıyoruz. Yanlış bir hareket yapmaya kalkarsa, biz de gerekeni yapıyoruz.
- Hiç eylem yapmaya niyetlenen oldu mu?
- Sekiz Yıllık Zorunlu Temel Yasası'nın Meclis'ten geçtiği günlerde, aşağıda, Anıtkabir dışında, bir grup gericinin buraya gelip eylem yapmak üzere toplantığını istihbar ettik.
- Geldiler mi?
- Gelemediler.
Sonuçta... Anıtkabir'de asayiş berkemal...

Aziz Nesin'in ölümünden sonra yönetimini oğlu Ali Nesin'in üstlendiği Çatalca - Nesin Vakfı'nda yaşayan çocuklar, öğrenimlerini çevredeki okullarda sürdürüyorlar. Ancak Ali Nesin bu okulların eğitim ve öğretim açısından fevkalade yetersiz olduğunu söylüyor. O yüzden Vakıf arazisi içinde 8 yıllık "Aziz Nesin İlköğretim Okulu"nu kurmak için çalışmalara başlamışlar. Ancak 40 - 50 milyar liralık harcama gerektiren inşaat, mütevazı Nesin Vakfı'nın mali gücünü hayli aşıyor. Sorumluluk sahibi yurttaşların yardımına ihtiyaç duyuluyor...
"Aziz Nesin İlköğretim Okulu"na bağış yapmak isteyenler için Vakıfbank Çatalca Şubesi'nde üç ayrı hesap açılmış: 237 - 2007935 no'lu hesap, "TL" olarak yapılacak bağışlara... 237 - 4007936 no'lu hesap, "mark"... ve... 237 - 4007937 no'lu hesap da "dolar" cinsinden katkılara ayrılmış... Küçük - büyük yardımlarınız bekleniyor...

Üzerinde yaşayan milyonlar İstanbul'u yoketmeye çalışadursun; kendini bu kente adamış bir adam da tek başına ve ısrarla, bu talandan birşeyleri kurtarmak için savaşıp duruyor. Yokolmaya yüz tutan tarihi yapıları onarıp, parlatıp, kentin geleceğine armağan ediyor. Sultanahmet'te Yeşil Ev'den Soğukçeşme Sokağı evlerine, Hidiv Kasrı'ndan Malta Köşkü'ne nice tarih enkaz, bugün Çelik Gülersoy'un sayesinde pırıl pırıl parlıyor...
Çelik Bey bir süredir Büyükada'da... Adalar'ı uluslararası turizme hazırlamak için projeler hazırlıyor. Bir ilk adım... Çankaya Caddesinde terkedilmiş bir Köşk'ü, kitaplık ve Konser salonu yapmak için kolları sıvadı. 1878 yılında inşa edilmiş olan bu anı yüklü Köşk, uzun süre otel olarak kullanıldıktan sonra Fabiato ailesine geçmiş, sahibinin mirasçısız olarak ölmesi üzerine 20 yıl önce Hazine'ye devredilmiş. Yıllardır terkedilmiş duran bu görkemli yapı, önceki gün Kültür Bakanı İstemihan Talay'ın imzasıyla Turing Otomobil Kurumu'na devredildi. Çelik Gülersoy Köşk bahçesindeki törende yaptığı konuşmada, Başbakan Mesut Yılmaz yanında Bülent Ecevit ve İstemihan Talay'a özellikle teşekkür etti. Talay'ın yaklaşımını övdü... Daha önceki bakanlardan farklılığını vurguladı.
Turing Otomobil Kurumu, Köşk'ün onarımı için 25 milyar lira harcayacak... Döşeme ve dekorlarda Turing'in boşalttığı Boğaziçi Köşklerinin eşyası kullanılacak. Önümüzdeki yaz "Büyükada Kültür Evi" adıyla yeni bir hayata boşlayacak olan Fabiato Köşkü'nün bahçesinden akasyalı caddelere klasik melodiler dökülecek... Ve kimsenin göremediği bir köşede Çelik Gülersoy yine memnun ve mesut gülümsüyor olacak..

Okurumuz, Türkiye'de bazan güzel şeyler de oluyor, diyor telefonda...Ne miymiş güzel olan şey?
"Önceki gün, Genelkurmay Kavşağı'nda arabamın içinde yeşil ışığın yanmasını bekliyordum. Birara ne göreyim. Arka taraflardan bir taksi, kaldırıma çıkıp, sırada bekleyen 5-6 aracın sağından geçtikten sonra burnunu benim aracın önüne sokmasın mı? Elimle, ne yapıyorsun sen, diye bir hareket yaptım, taksi sürücüsü, "sana ne" der gibi bir karşılık verdi. İşyerime gelir gelmez, plakasını aldığım bu taksiyi, adımı, telefonumu vererek 154 numaralı telefondan polise şikayet ettim. Beş dakika kadar sonra beni aradılar, önce sözkonusu taksiye 3.5 milyon lira ceza kestiklerini belirttiler, sonra da vatandaş olarak gösterdiğim bu duyarlılıktan dolayı teşekkür ettiler."
Olay güzel. Peki, bu uygulama hiç istismar edilemez mi? Örneğin vatandaş, başka bir sebepten kızdığı birini, trafik kuralını ihlal etti diye şikayet edip cezalandıramaz mı? Soruyu bir trafik yetkilisi şöyle yanıtlıyor:
"Önce şunu belirteyim. Biz, şikayetçi vatandaşın adını ve telefon numarasını alıyoruz. İhbar ettiği sürücü, o suçu işlemediğini iddia ederse, ihbarcı kişi ile mahkemede yüzleşmek zorundadır. Asıl sorunuza gelince...Asılsız ihbar tabii ki olabilir. Ama bizim ülkemizde pek olmaz. Neden olmaz? Çünkü en hafif cezanın trafikten verildiği Türkiye gibi bir ülkede kolay kolay hiç kimse kızdığı kişiyi trafik kuralını ihlal etti diye yalan yere şikayet etmez.
- Mesela gizli örgüt üyesi diye ihbar etse adamın hayatını kaydırır değil mi?
- Tabii böyle şeyler varken neden adam bir başkasını trafik kuralını ihlal etti diye şikayet etsin...

İş Bankası ile Tarih Vakfı'nın bir "sözlü tarih çalışması" nı başlatacaklarını duyurmuş, diğer kurumlara da tarihlerini bu şekilde kayda geçirmelerini tavsiye etmiştik. Osmanlı Bankası'nın dinamik Genel Müdürü Algan Acar kendilerinin de aynı şekilde Tarih Vakfı'yla bir sözlü tarih çalışması yaptıklarını, ayrıca belge ve bilgilere dayanarak Ethem Eldem'e bankanın tarihini yazdırdıklarını bildirdi. Memnun olduk. Özellikle artık tarihten silinmeye yüz tutmuş KİT'lere bu şekilde bir tarih çalışması öneriyoruz...

Her gelen aynı şeyi söylüyor.
"Türkiye'nin zamana ihtiyacı var!"
Böyle diye diye
Koskoca yüzyılı bitirdiler.
Mustafa Taş

Boğaza Tüp Geçit cazip gelmiyor... Ne de olsa hep "lüp" geçitlere alışmış bir toplumuz!..

Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr