Altında ezildik

Galiba durumun özeti şu tek cümle:

“Bir çocuğun ölümünün altında 85 milyon ezildik”

Ezildik çünkü olayın ne kadar uzağında olursak olalım burası bizim ülkemiz. Bu halk bizim halkımız.

Vicdanı olan herkes bu ülkede olup bitenden şu veya bu şekilde sorumluluk duyuyor. Duymak zorunda.

O güzelim masum çocuğun ölümünü olağan kılacak hiçbir sebep yok ortada. Hele bir köyün topluca katili gizlemesi, cinayete ortak olması ne akla ne mantığa sığıyor. Vicdanlar isyan ediyor.

Cumhuriyet ilan edileli 101 yıl oldu. Medeni Kanun çıkalı 97 yıl... Kadın erkek eşitliği, çocuk hakları, aile düzeni çağdaş dünya ile eşitleneli bir asrı buldu. Ne var ki, ülkenin öte ucunda hâlâ feodalizm geçerli, oralarda kanunları aşiretler, ağalar, şeyhler, tarikatlar koyuyor. Eski çağ yaşanıyor.

Çocuklar ... Hepsi bizim çocuklarımız... Ama kimi yerde özellikle kız çocukları insandan sayılmıyor. Şehirleri sorarsanız… Herkes kendi çocuğuna sarılmış... Kendi çocuğu için canını veriyor ama diğer çocukları umursamıyor...

Cumhuriyet’in temel amacı sağlıklı ve eğitimli gençler yetiştirmek idi. Atatürk geleceği gençlere emanet etmişti. Cumhuriyet kazanımları ve çağdaşlık hedefleri oya kurban edilmese bugün buralara gelmeyecektik.

İnsan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka sırtına dönen toplumları zaman affetmeyecek. Kurban yeni Narin’ler ve ülkenin geleceği olacak.

MANTIK

Narin Güran cinayetinin itirafçı sanığı küçük kızı dereye gömdükten sonra dönüşte namaz kıldığını imzalı ifadesinde belirtmiş...

Son dönemde tuhaf bir din anlayışı yaygınlaştı...

Ne suç işlersen işle iki rekat namaz kılınca günahlar affolur...

Böyle bir anlayış hiçbir dine sığmadığı gibi ayrıca insanları suç işlemeye teşvik ediyor. Çünkü günahlar iki rekat namazla siliniveriyor.

İster yalan söyle, ister hırsızlık yap, ister insan öldür... İki rekat namazla tertemiz olursun!

Böyle bir din anlayışı ne dine ne mantığa sığar mı?

***

Küçük Narin’in cenazesinde tabutunun üzerine gelinlik konulmuş...

Genel görüş...

Tabutun üzerine okul önlüğü konulmalıydı...

İNDİRİM

İBB 30 yaş üzerindeki öğrencilere indirimi kaldırmış.

Sebebini İBB sözcüsü DUVAR internet sitesinde şöyle anlatıyor:

“İstanbul’da 2019’da iktidar olduğumuzda, 30 yaş üstü 703 bin 548 öğrenci vardı. Sonra öğrenci indirimi kartını 85 liradan 40 liraya düşürdük. Bazı özel sektör firmalarının bunu avantaja dönüştürdüğünü gördük. İşe aldığı kişileri açık öğretime kaydettirip bunun üzerinden de onlara indirimli öğrenci parası veriyorlardı. Bir suiistimal olunca bunun önüne geçmek için böyle bir önlem alındı”

SIZMA

Ceza Hukuku Profesörü İzzet Özgenç, Narin Güran cinayetinin soruşturmasında ifadelerin dışarı sızdırılmasıyla gizliliğin ihlal edildiğini söylüyor.

“Oysa kamunun merakını gidermek için Vali veya Cumhuriyet Başsavcısının düzenli açıklama yapması gerekirdi” diyor.

Batı ülkelerinde bu tür olaylarda emniyet veya savcılık bir sözcü tayin eder, bu sözcü merak edilen konularda günü gününe resmi açıklama yapar...

Bizdeki bilgi sızdırmanın sebebi nedir?

1.Halktaki “Devlet cinayeti çözmekte başarısız” veya “Soruşturma savsaklanıyor” kuşkularını gidermek.

2.Yetkililer suçluları gizliyor dedikodularına son vermek...

Sonuçta hukuk sakatlanmış oluyor...

ÇÖZÜM NOKTASI

Beşiktaş Meydanı’nda ilerlerken gözümüze kenarda bir kamyonete monte edilmiş seyyar kulübe çarpıyor... Üzerinde “Çözüm Noktası” yazılı. İBB’ye bağlı olduğu üzerindeki yazılardan anlaşılıyor. Yaklaşıyoruz. İçerdeki masada zarif bir beyefendi ile hanım var. Merhabalaşıyoruz. Bir iki sorum olacaktı, diyorum. Beni masaya davet ediyorlar. Önce adımı, kimlik numaramı, telefonumu kaydediyorlar. Ardından çözümünü istediğim konuyu anlatıyorum:

1.Beşiktaş’ta Barbaros iskelesinin karşısında bir büyük otel var. Bu otel iskele tarafındaki kaldırımın dörtte üçünü işgal etti. Oraya en az 50 metrekare büyüklüğünde bir lokanta oturttu. Bu işgal iznini kim, ne karşılığında imzaladı. Bu işgal sürecek mi?

2.Beşiktaş Meydanı yeniden düzenlendi. İyi oldu. Ancak motor iskelelerinde sıkışıklık sürüyor. Yeni düzenleme düşünülüyor mu?

Üçüncü soruyu soracak vakit kalmadı. Onu da buraya ekleyelim...

3.Galataport’un Karaköy ucundaki Peninsula Oteli’nin önüne havuz yapılarak sahil halka kapandı. Yaya koridorunu açmak için bir çözüm düşünülüyor mu?