Pontus suskunluğu

21 Mayıs 2019

Kendisini “Düşünceye Özgürlük Girişimi” olarak tanıtan bir grubun 18 Mayıs 2019 günü Sağlık Emekçileri Sendikası’nın konferans salonunda “Pontus Rum/Helen Soykırımının 100. Yılı” iddiasıyla bir etkinlik düzenleme kararı aldığını geçtiğimiz hafta köşemizde dile getirmiştik. Türkiye’yi dünya kamuoyuna soykırımcı ülke olarak göstermeyi amaçlayan bu etkinlik girişimi, Barolar Birliği’nin devleti uyandırması sonucu Ankara Valiliği’nin kararıyla yasaklandı.

Başta Yunanistan olmak üzere birtakım iç ve dış çevreler Ermeni soykırım iddiası yetmezmiş gibi buna Pontus, Dersim, Süryani soykırım iddiaları eklemek için gayret gösterirken biz bu konuda ne yapıyoruz? Daha doğrusu neler yapmıyoruz... Eski CHP milletvekili Ahmet Ersin anlatıyor:

“Yunanistan’da Pontus anıtlarının açılması ve dünya çapında peş peşe Pontus derneklerinin kurulması üzerine 2006 yılında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e bu konuda Türkiye’nin haklarını ve görüşlerin savunmak için neler yapıldığını sormuştum. Cevap gelmedi. Gördüğüm kadarıyla bir etkinlik yapılmadı.”

***

Şu sırada İstanbul’da kimi kitapçılarda “PONTOS Soykırımı” diye bir kitap rahatça satılıyor. Bu kitapta verilen haritada Kastamonu, Sinop, Amasya, Samsun,

Yazının Devamı

Atamıza teşekkür...

18 Mayıs 2019

Bir tarihte Kanadalı bir hamımla sohbet ediyorduk... Bize biraz Kanada’yı anlattı, yaşadığı şehri övdü ve dedi ki:

- Bize bu güzel ülkeyi armağan eden atalarımıza teşekkür ediyorum...

Dünyada hemen her ulus kendini var eden atalarına şükran duyar.

Hele de onlar en zor işleri başarmış, en çetin savaşları kazanmış, hayatlarını yepyeni bir ulus yaratmaya adamışlarsa.

Bakınız ünlü tarihçi Arnold Toynbee, 1954 yılında Newyork Herald Tribune’a yazdığı “Türkiye’nin otuz yılı” başlıklı makalede 1919 - 1928 yılları arasındaki dönem için ne diyor: “Bu on yıl içinde Türkiye, bizim Rönesans’ın, Reform’un, Bilimsel Devrimin, Sınai Devrim’ in ve Fransız Devrimi’nin topuna eşit döngülerin hepsini birden aynı zamanda başarmıştı. Buna rahatça üç yüz yıl ayıracak yerde hepsini on yılda tamamladı. Bunları yalnızca düşünmek bile herhangi bir Batılının başını döndürüp gözünü karartmaya yeter”

Bugün saygı ve özlemle andığımız Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye az zamanda çok işler başardı.

Çağdaş demokrat dünyanın eşit ve onurlu bir üyesi oldu.

Bu mirası taşımak ve yükseltmek bugünkü nesillere düşen büyük bir görev... Bilincinde olalım, farkına varalım...

Yazının Devamı

Karar standardı!

16 Mayıs 2019

“YSK, bir hafta önce AKP’nin olağanüstü itiraz yoluyla yaptığı başvuru üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde

a) Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine,

b) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasının iptaline,

oy çokluğuyla karar vermişti.

CHP aynı gerekçelerle 39 ilçede seçimin yenilenmesini YSK’dan talep etti.

Öyle ya... Sandık kurulları kanuna aykırı şekilde oluşturulduysa doğal olarak aynı sandıklardan ve aynı zarflardan çıkan diğer sonuçlar da iptal edilmeliydi.

Ancak YSK bu talebi reddetti...

CHP şimdi: “YSK tarafsızlığını kaybetmiştir, artık hukuka göre değil, başvuranın siyasi kimliğine göre karar vermektedir” diyor...

Yazının Devamı

Yedek ve asil!

14 Mayıs 2019

YSK’nın 7 asil ve 4 yedek üyesi İstanbul Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili oylamada 7’ye 4 iptal yönünde oy kullandı. Gariplik asil ve yedek üyelerin birlikte oy kullanmasıydı. O zaman neden bu üyelerin bazısının sıfatı asil, bazısının sıfatı yedekti? Biraz eşelenince... Ve bazı hukukçular konuyu deşince ortaya çıktı ki... YSK’da 2014 yılından bu yana yedekler de asil gibi oy kullanmaktadır. Durum Anayasa’ya uygun olmasa da teamül haline gelmiştir. Şimdi pek çok siyasetçi ve hukukçu bu konu üzerinde tartışıyor. Deniyor ki:

“YSK’da tam sayı 7’dir. Yedek üye ancak asil üye toplantıya katılmazsa onun yerine oy kullanabilir. Zaten adları da bu yüzden yedektir. Bu nedenle Ekrem İmamoğlu Danıştay ve Anayasa Mahkemesinde hak ihlali öne sürerek iptal davası açabilir. Hukuki karar aleyhine evet dava açılamaz ama bu bir idari işlemdir, açılabilir.”

(NOT: YSK’da sadece asiller oy kullansaydı karar 4-3İmamoğlu lehine çıkacaktı.)

AKKUYU'DA ÇATLAK!

Seçim hengâmesi içinde pek üzerinde durulmadı ama... Olay önemli. Rus enerji şirketi Rosatom’un Mersin - Akkuyu’da inşa etmekte olduğu nükleer santralin reaktörünün oturacağı temelde çatlaklar oluştu. İlk çatlak geçen temmuz ayında tespit edilmiş.

Yazının Devamı

Yargıç tartışması!

11 Mayıs 2019

Tartışmalar hiç bitmeyecek gibi görünüyor... Önemli bir sorunu, İstanbul Maltepe’de ilçe seçim kurulu üyesi olarak görev yapan CHP’li avukat Songül Aybirdi ile konuşuyoruz.

YSK’nın seçimi yenileme kararındaki en önemli gerekçe malum:

“İlçe seçim kurulları yasanın dışına çıkmış, sandık başkanı ve yardımcılıklarına kamu personeli olmayan kişileri atamıştır...”

YSK’ya göre İstanbul’da yaklaşık 225 sandık başkanı ile 3500 dolayında sandık başkan yardımcısı bu şekilde kamu personeli olmayan kişiler arasından atanmıştır. İlçe seçim kurulları bu yasa dışı olduğu iddia edilen atamaları neden yapmış peki? Can alıcı nokta burası.

Songül Aybirdi bize Maltepe’deki durumu anlatıyor:

- Yasaya göre ilçedeki mülki amirin mevcut sandık sayısının iki katı kadar kamu görevlisinin adını ilçe seçim kuruluna bildirmesi gerekirdi. Bizler de bu personel içinden kurayla sandık başkanı ve yardımcısını seçecektik. Maltepe’de 1098 sandık var. Kaymakamlıkça en az 2196 aday bildirilmesi gerekirdi. Kaymakamlık 3 bin dolayında aday bildirdi. Ancak mazeret bildirenler düşünce sayı 950’lere düştü. Her sandığa bir başkan bile bulunamıyordu. Durum il seçim kurulları ve YSK’ya bildirildi. İlçe seçim kurulları hem takdir

Yazının Devamı

Liderlik sergiledi

9 Mayıs 2019

Ekrem İmamoğlu süreci güzel yönetti... Bütün sinirlerin gerildiği o akşam kameralar onu fakir bir ailenin iftar sofrasında yakalamıştı. Herkesin yüzü asıkken o gülüyordu. Hem de öyle zoraki, rol yapar gibi değil içten bir duyguyla... Daha sonra Beylikdüzü’nde yatıştırıcı, öfkeleri dindirici bir miting yaptı: “Her şey çok güzel olacak”, diyerek bütün ülkeye umut verdi... Seçim sürecinde olduğu gibi YSK’nın kararı sonrasında da usta bir liderlik sergiledi.

***

Olan YSK’ya oldu... Tarihe geçecek hücumlara hedef oldu... Öyle bir karar verdi ki... Kendi üyelerini bile ikna edemedi. 11 üyenin 4’ü geri kalan 7 üyenin kararını kabul etmedi. Şimdi merakla ret kararının gerekçeleri bekleniyor. Cevabı en çok merak edilen iki soru:

- Sorun “Bir kısım Sandık Kurulu Başkanı” ise, aynı sandıklarda nasıl ilçe ve meclis sonuçları geçerli kabul edildi? Kanunsuzluk neden tüm seçimi etkilemedi?

- Sandık Kurulu teşkiline itirazlar 2 Mart’ta kesin karara bağlandı. Kurulların kesin kararlarına karşı itiraz mümkün değildir. YSK da 2 hafta önce ‘oy birliği’ ile Mustafakemalpaşa kararında bu ilkeyi teyit etmişti. Bu kuraldan hangi gerekçeyle ayrıldı?

Prof. İbrahim Kaboğlu’nun uyarısı:

“YSK kararı usul ve içerik

Yazının Devamı

Tunceli harekâtı!

7 Mayıs 2019

İngiltere parlamentosunda Tunceli harekâtının 82. yılı nedeniyle bir anma toplantısı yapıldı. Dersim’de ölenler anıldı. Cumhuriyet yönetimi suçlandı. Acaba toplantıya İngiliz arşivlerinden kimi belgeler sunuldu mu? Tunceli harekâtının isyancılara karşı zorunlu bir bastırma olduğu anlatıldı mı? Elbette hayır... Çünkü amaç gerçekleri ortaya çıkarmak değil Cumhuriyet’i gözden düşürmektir.

O belgelerden birini buraya alalım. İngiliz arşivlerinde uzun süre çalışan tarihçi Salahi Sonyel “Kıskaç Altında” adlı kitabında yazar: “Aşiretlerin en ciddi saldırısı 26 Nisan gecesi Askisor karakoluna saldırıyla başlamıştı. 22 Mayıs’ta Ankara’daki İngiliz Büyükelçiliği Dışişleri Bakanlığı’na bu konuda şu yazıyı göndermişti: ‘Dersim bölgesindeki duruma ilişkin 17 Mayıs ve 293 sayılı telgraftan bu yana Trabzon konsolosluğumuzdan sayıları 1.500’ü aşkın isyancı Kürt’ün Türk güçlerine ağır kayıplar verdirmeye devam ettiklerine ve ellerine düşen subayların vücutlarını vahşice parçaladıklarına dair 15 Mayıs tarihli bir telgraf daha almış bulunuyoruz’ “. Peki, Cumhuriyet yönetimi Dersim’de halkı katletmiştir de Tunceli halkı neden hep CHP’ye oy vermiştir? Bakınız... 1950’de DP oyların yüzde 60’ını alıyor,

Yazının Devamı

Tunceli-Dersim...

4 Mayıs 2019

Tunceli ilimize Dersim demek moda oldu. Dersim eski adıydı... Cumhuriyet yönetimi o şehre Tunceli adını koydu. Üstelik Dersim geçmişte sadece bir kente değil, bölgeye verilen isim idi. Birçok başka şehrin de eski adı var, onları kullanıyor muyuz? Mesela:

Eski adları:

“Adonis, Hıns-ı Mansur, Akroenos, Karakilise, Garsaura, Ameseia, Ankyra, Tralles, Karesi, Parthenios, Payperd, Çabakçur, Gangrea, Diyar-ı Bekir, Hadrianapolis, Mamüretül Aziz, Erzigan, Arz-ı Rum, Dorlion, Ayıntap, Kerasos, Defterhane-i Ali Osman, Kostantinopolis, Smirna, Kastrakommeni, Caesarea, Kırkkilise, İkonion, Katiaenion, Melita, Magnesia, Muşkara, Anahita, Kotyoro, Rihizios, Sangari, Amisos, Sinope, Diaspolis/ Eyalet-i Rum, Tekfurdağı, Komano Pontika/Dokia, Trapezus, Temenothytia, Edessa, Sandraka...”

Yeni adları:

“Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bingöl, Çankırı, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Uşak, Urfa, Zonguldak...”

Hangi isimler

Yazının Devamı