BALLI VURGUN

14 Kasım 2024

TBMM’de Tarım Bakanlığı bütçesi görüşülürken CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel söz alıyor ve şöyle konuşuyor:

“Türkiye sahte bal cenneti oldu arkadaşlar. İki yıl önce bir firmanın yaptığı analizlerde piyasadan toplanan 124 numuneden 111’i sakat, sadece 13 tanesi sağlam çıktı. Bu rakamlar yüzde 89,5 oranında sahte bala tekabül ediyor. Sonuçlar bakanlığa da verildi. Bu gerçeği bakanlık da biliyor.”

Mustafa Adıgüzel devam ediyor:

“ İki tane NMR cihazı alındı sahte balı tespit etmek için fakat aradan tam üç sene geçti, bu cihazlar hala çalıştırılamadı arkadaşlar”

“ Hileli üretim yapan firmalar belli. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir depoya baskın düzenlendi, tam 100 bin bal etiketiyle, 8 bin ton şeker şurubu elde edildi. Bu, 1 milyar liralık bir sahte bal malzemesiydi. Böyle hileli bal üreten birçok imalathanenin yeri biliniyor. Gereğinin yapılmasını bekliyoruz”

Mustafa Adıgüzel olayın en acıtıcı yanını şöyle özetliyor:

“Askeriye, öğrenci yurdu,

Yazının Devamı

ŞAHSİ HESAP

12 Kasım 2024

Cumhurbaşkanlığı arşivinde yaptığı çalışmaları “Atatürk’ün Mutfağı” adlı kitapta toplayan Murat Bardakçı, yurt içi gezilerde, Yalova’da hatta Gazi Çiftliği’ne gidişlerde yapılan tüm harcamaların şahsi masraftan ödendiğini anlatıyor. Geziler sırasında polislerin, şoförlerin ve diğer personelin yeme içme masrafları ile davetlilerin tüm masrafları da şahsi hesaptan karşılanmaktadır.

Manevi kızların yaptıkları masraflar da yine özel hesaptan ödenmektedir... Örneğin 30 Haziran 1928 tarihli şu kayıt:

“Nebile, Zehra ve Sabiha hanımların İstanbul’da gittikleri iki sinemadan birine 500, diğerine 400 kuruş, sinemada alınan kuru yemişe 200 lira...”

Manevi kızların ailelerine aylık verilmekte, kızların dondurma hatta kestane almak için ödedikleri para da aynı hesaptan çıkmaktadır.

Bazen şahsi hesapta para tükenmekte, özel kalem müdürü Hasan Rıza Soyak “Paşam biraz fazla açıldık galiba” deyince Atatürk “Ankara’da biraz tasarruf yapar açığı kapatırız” demektedir.

Kitapta

Yazının Devamı

Devlet ciddiyeti

9 Kasım 2024

Bursa Valisi Fatih Güvendiren, 18 Ağustos 1930’da o sırada Yalova’da bulunan Atatürk’e Katib - i Umumi Tevfik Bey’e hitap eden mektup eşliğinde 8 sepet şeftali yolluyor ve bedeli olan 15 liranın ödenmesini istiyor... Mektup şöyle başlıyor:

“Muhterem ve pek necip Tevfik Efendi, bu defa takdim eylediğim bir sepet kırmızı, bir sepet sarı hülü ve iki sepet İsfahan ve bir sepet Yeşil Türbe şeftalisi enfes ve çok makbuldür...”

Mektup şöyle bitiyor:

“Beş sepet şeftalinin esmanı ancak on beş liradır. Sevgili ve aziz Gazimizin afiyet ve sıhhatle ekleymeleri (yemeleri) temenniyatıyla...”

Şeftaliler çok beğenilmiş, tekrar istenmiş, bunun üzerine 5 sepet daha şeftali yollanmış ve 17 lira daha tahsil edilmiş...

Bu yazışmalar Murat Bardakçı’nın Atatürk’ün Mutfağı adlı arşivlere dayalı kitabında belgeleriyle mevcut.

Bugünden geriye bakınca şaşırtıcı değil mi?...

Vali Bey, Atatürk’e gönderdiği birkaç sepet şeftali için “hediyemiz olsun” diyemiyor, parasını talep ediyor, Cumhurbaşkanlığı da parayı anında ödüyor

Yazının Devamı

BÜYÜK PLAN...

7 Kasım 2024

DEM Parti milletvekilleri tarafından 24 - 30 Eylül tarihleri arasında Abdullah Öcalan’ın cezaevinden çıkarılmasını sağlamak bağlamında 103 DEM milletvekili tarafından kanun teklifi veriliyor... Vekiller aynı teklifi gündemde yer alabilmesi için ayrı ayrı veriyor. Teklifin özü:

1 - Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazına hiçbir surette ara verilmeyeceğine dair hükmün yürürlükten kaldırılması;

2 - Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilenler veya ölüm cezaları ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına dönüştürülenlerin, cezalarının infazının yirmi beşinci yılından başlayarak koşullu salıverilme hükümlerinden yararlandırılması;

Konuyu bize aktaran emekli Mülkiye Müfettişi Mahmut Esen diyor ki:

“TBMM’nin açılmasının hemen öncesinde, konu Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirilmeden önce aynı yöndeki teklifin DEM’li vekillerce ayrı ayrı verilmesi manidar bulunmuştur.”

Manası ne olabilir? Açılım planının DEM tarafından da bilindiği ve bu partinin plana ortak

Yazının Devamı

KAYYIM DÖNEMİ

5 Kasım 2024

Esenyurt’tan sonra İçişleri Bakanlığı, DEM Parti yönetimindeki Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyım atadı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, PKK’nin feshedildiğini açıklaması koşuluyla Abdullah Öcalan’ın TBMM’de konuşması önerisi ortamı hareketlendirmişti. Ardından TUSAŞ saldırısı meydana geldi. Bu saldırı, PKK’nın “Barış çağrısının muhatabı İmralı değil biziz” anlamına çekildi. Süreç tıkanınca ortam daha da sertleşti. Önce Esenyurt, ardından da Mardin, Urfa ve Halfeti görevden alındı.

Devlet Bahçeli’nin barış hamlesiyle birlikte yeni bir süreç başlamıştı. Bu sürecin planı nasıl işleyecekti, nasıl bir sonuç umuluyordu kimse tam bilmiyor. Bugünkü olayları yorumlamak da o yüzden kolay değil.

Sürecin sona erdiği görülürken şikayetler belli noktalarda toplanıyor...

Görevden alınan belediye başkanlarının geçmişi şüpheli ise sabıkaları varsa neden 6 ay önce seçime girmelerine izin verildi?

Görevden alınan başkanların

Yazının Devamı

HERKES ANLASIN!

2 Kasım 2024

Dönüp dolaşıp aynı konulara geliyoruz... 

Gündemde yine Anayasa’dan “Türk” sözünün kaldırılması konuşuluyor. 

“Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” diyen 66. madde hedefte... 

Bu ırkçılıkmış… Ülkedeki Kürtleri ve diğer etnik toplulukları yok sayıyormuş. 

Bu alanda yetkin bir isim olan Prof. Sibel Özel tane tane anlatır.  

İlk olarak 1924 Anayasası’nda yer alan bu hüküm tam tersine, ırkçılığı önlemektedir. Sayın Özel der ki: 

Hüküm iddia edilenin aksine Türkçülüğü yasaklamaktadır. 

Bu ülkede hiçbir vatandaş diğerine “Sen Türk değilsin; sen Ermeni’sin, Rum’sun, Kürt’sün, Çerkez’sin” diyerek aşağılama hakkına sahip olmasın diye Anayasa Türklüğü bu şekilde tanımlamıştır. 

Yazının Devamı

BİZİM DEMOKRASİ

31 Ekim 2024

Türkiye çok partili demokrasiyle nasıl tanıştı?

Malum...

Çok partili rejime Demokrat Parti’nin 1946 yılında kurulması ve 1950 seçimlerinde iktidara gelmesiyle geçildi.

Daha doğrusu ‘görünüşte’ öyle oldu.

DP’nin iktidara gelişi bir “halk hareketi” veya “halkın karşı devrimi” gibi ifadelerle tanımlanmıştı ama...

Yola hiç de öyle çok sesli bir demokrasi özlemiyle çıkılmamıştı.

DP’nin çatısı, 1946 yılında, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na baş kaldıran toprak ağaları tarafından çatıldı.

Önderliği Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fuat Köprülü yapıyordu.

Yazının Devamı

Minnetle...

29 Ekim 2024

Gururla, onurla, sevinçle Cumhuriyet’in 101. yılını kutluyoruz...

29 Ekim 1923 aynı zamanda Çağdaş Türkiye’nin doğum günüdür.

Cumhuriyet baştan sona titizlikle planlanmış ve Atatürk’ün sağlığında adım adım uygulanmış bir uygarlık projesidir.

Samsun’a ayak basarken kafasında var olan projeyi Nutuk’ta şöyle anlatır:

“Efendiler… Bir tek karar vardı, o da milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.”

Atatürk, Dünya Savaşı’ndan ağır kayıpla çıkan, Mondros Antlaşması’yla orduları dağıtılan, ağır silahları elinden alınan, demiryolları, tersaneleri ele geçirilen, toprakları işgal edilen, sanayisi olmayan, şekeri bile ithal eden, savaş yorgunu, yıkık ve perişan bir ülkeyi bağımsız ve çağdaş bir ülke haline getirmeyi başarmıştır.

Atatürk, önce bir vatan, sonra bir millet sonra da bu millete çağdaş ve uygar bir gelecek projesi uyguladı.

Yazının Devamı