Gizli icraat...

5 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     Mevcut iktidar toplam seçmenin yüzde 25 oyuyla iktidarda... Beklenir ki aldıkları kararlarda, çıkardıkları yasalarda, kendilerine oy vermeyen kesimlere, uzmanlara, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına en geniş şekilde danışsınlar. Ne var ki tam tersine... AKP'liler kapalı kapılar ardında çalışmayı, geçmiş iktidarlardan daha çok seviyorlar. Son YÖK yasası hazırlığı da dehşet bir gizlilik içinde sürüyor. Sızan haberler, tasarının ana hedefinin üniversiteleri hükümet kontrolü altına sokmak olduğunu gösteriyor...
     Bu arada hükümet ilginç bir uygulamada ısrarlı...
     İstanbul Üniversitesi'nde Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi'nin vekâleten yönetildiğini saptamışlar. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Rektörlüğe bir yazı yazarak bu göreve adını bildirdiği bir bankacının atanmasını istedi...
     Yasaya göre bu tür atamaları Üniversite Yönetim Kurulu'nun önerisiyle Rektör yapıyor. Rektör Alemdaroğlu, Mehmet Ali Şahin'e gönderdiği yazıda atama usulünü belirterek bir bankacının bu göreve atanamayacağını bildirdi.
     Ne var ki Bakan M.

Yazının Devamı

Aktüalitest...

4 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     "Türkiye Bülteni", AKP'nin yeni yayın organı... Sahibi, parti adına Eskişehir milletvekili Murat Mercan. Dergide okuyucuların güncel bilgilerini ölçmek amacıyla bir de teste yer verilmiş. "Aktüalitest"te yer alan sorulardan bazıları şöyle:
     Soru 3: R.T. Erdoğan'ın Başbakan sıfatıyla Kıbrıs'a yaptığı ilk ziyaret hangi güne denk geldi?
     a) Kıbrıs'ın Osmanlılar tarafından fethinin yıldönümü
     b) Avrupa Günü.
     c) Yunanistan'da askeri cuntanın devrildiği günün yıldönümü.
     d) KKTC'nin ilan edildiği günün yıldönümü

Yazının Devamı

Hapı yutarken...

3 Temmuz 2003

"Farmakolojik özellikleri: Asetilsalisilik asit aneljezik antipiretik, antienflamatuar ve antiagregan etkilere sahiptir. Siklooksijeneez (prostaglandin sentetaz) enzimin inhibisyonu ağrı, ateş ve agregasyondan sorumlu prostaglandinlerin sentezini önlemektedir.Kontrendikasyonları: Salisilatlara ve diğer steroid olmayan antien flamatuar ilaçlara karşı duyarlılığı olanlarda kanama eğiliminin arttığı patalojik durumlarda, gebeliğin son üç ayında glukoz - 6 fosfat dehidrogenaz eksikliğinde gastroentestinal kanalda kronik ve aktif ülseri olanlarda kullanılması sakıncalıdır..."Okurumuz "aydınlanmış" olarak hapı yutmuş.Ne yuttu diye meraklananlara fısıldayalım: Aspirin... Viyana'da yaşayan yurttaşımız Haydar Ahi, Türkiye'de tatildeyken adını hemen herkesin bildiği bir baş ağrısı ilacı almış. Viyana'ya dönünce ihtiyaç duymuş, kutusundan çıkarmış, tam ağzına atacak... Önce, şu kullanım talimatını bir okuyayım, demiş ve şunları okumuş. Bugünkü kanunlar büyük sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağı gibidir. Balzac Bombalayarak girmenin kibar bir davranış olmadığını anladılar galiba..! CIA yurtdışı görevlerde kullanmak üzere çilingir arıyormuş.. Akif Kökçe

Yazının Devamı

Hapı yutarken...

3 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     Viyana'da yaşayan yurttaşımız Haydar Ahi, Türkiye'de tatildeyken adını hemen herkesin bildiği bir baş ağrısı ilacı almış. Viyana'ya dönünce ihtiyaç duymuş, kutusundan çıkarmış, tam ağzına atacak... Önce, şu kullanım talimatını bir okuyayım, demiş ve şunları okumuş.
     "Farmakolojik özellikleri:
     Asetilsalisilik asit aneljezik antipiretik, antienflamatuar ve antiagregan etkilere sahiptir. Siklooksijeneez (prostaglandin sentetaz) enzimin inhibisyonu ağrı, ateş ve agregasyondan sorumlu prostaglandinlerin sentezini önlemektedir.
     Kontrendikasyonları:
     Salisilatlara ve diğer steroid olmayan antien flamatuar ilaçlara karşı duyarlılığı olanlarda kanama eğiliminin arttığı patalojik durumlarda, gebeliğin son üç ayında glukoz - 6 fosfat dehidrogenaz eksikliğinde gastroentestinal kanalda kronik ve aktif ülseri olanlarda kullanılması sakıncalıdır..."
     Okurumuz "aydınlanmış" olarak hapı yutmuş.

Yazının Devamı

AB oyunları...

2 Temmuz 2003

Geçenlerde bir dostumuza Oostlander'in Türkiye ile ilgili bilgisinin nereden kaynaklandığını sorduk:- Türkiye'yi bilmez tanımaz, dedi Oaastlander için, bizim ikinci cumhuriyetçiler ne dese inanıyor, onlardan ne duysa yazıyor...İlginç noktayı ise Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun işaret ediyor:- 16 ve 17 Haziran 2003 tarihlerinde İstanbul'da yapılan Karma Parlamento Komisyonu Toplantısı'nda açıkça görüldü...AKP'li milletvekilleri Oostlander Raporu'nu öve öve bitiremediler. Öte yandan "Biz Türkiye'nin AB üyesi olmasını istemiyoruz" diyen Hıristiyan Demokratlar da Oostlander Raporu'nu her platformda övüyor.Yani Türkiye'nin AB üyeliğine "her koşulda karşı çıkanlar" ile "Türkiye'yi AB'ye üye yapacağız" iddiasında olanlar aynı rapora sahip çıkmaktalar. Ozan Ceyhun AKP'nin AB'ye giriş konusunda samimi olmadığını düşünüyor. Ona göre AKP'nin tek derdi askerlerin yönetimdeki rolünü azaltmak... Bizim kuşkumuz da bu yönde... Pek demokratlaşmak niyeti falan yok muhteremlerde.. Hollandalı Parlamenter Arie Oostlander'in raporu demokratik sorunların faturasını Atatürk ve Kemalizme çıkaran, askerlerin yönetimdeki rolünü eleştiren ama laikliği hiç umursamayan bir metindi. Sonradan

Yazının Devamı

AB oyunları...

2 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     Hollandalı Parlamenter Arie Oostlander'in raporu demokratik sorunların faturasını Atatürk ve Kemalizme çıkaran, askerlerin yönetimdeki rolünü eleştiren ama laikliği hiç umursamayan bir metindi. Sonradan Kemalizm ile ilgili olumsuzluklar rapordan çıkarıldı. Ama esprisi pek değişmedi.
     Geçenlerde bir dostumuza Oostlander'in Türkiye ile ilgili bilgisinin nereden kaynaklandığını sorduk:
     - Türkiye'yi bilmez tanımaz, dedi Oaastlander için, bizim ikinci cumhuriyetçiler ne dese inanıyor, onlardan ne duysa yazıyor...
     İlginç noktayı ise Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun işaret ediyor:
     - 16 ve 17 Haziran 2003 tarihlerinde İstanbul'da yapılan Karma Parlamento Komisyonu Toplantısı'nda açıkça görüldü...
     AKP'li milletvekilleri Oostlander Raporu'nu öve öve bitiremediler.

Yazının Devamı

Gündem neymiş?

1 Temmuz 2003

- Bırakın herkes inandığı gibi yaşasın... Ülkemizde inanç hürriyeti ulaşması gereken noktaya ulaşacaktır...Cami sayısının okul sayısını geçtiği bu ülkede herkes inandığı gibi yaşayamıyor mu? Yaşıyor. Peki Tayyip Bey ne demek istiyor? O belli ki kamu alanının sıkmabaşa kapalı olmasından söz ediyor... Kamudaki türban yasağını delmenin zeminini hazırlıyor... (Bu çevrelerde kapalı kapılar ardında da türban takanların sayısının hızla arttığı ve bu gidişle sorunun kendiliğinden çözüleceği konuşuluyor, ileri dönük hesaplar yapılıyor)...Ekonomi harap... İşsizlik almış yürümüş... Devlet işçisine zam veremiyor. AKP hükümeti bu şartlarda üretimi nasıl artırırız, eğitimde, sağlıkta ve benzer alanlarda nasıl iyileşme sağlar, ekonomide nasıl ileri gideriz diye kafa patlatmak yerine türbanla, imam hatiplerle, imam kadrolarıyla meşgul.Bu ülke bu kafayla bilimde, sanatta, teknolojide, sanayide, çağdaş düşüncede, ekonomide ileri mi gider? Geri mi? Başbakan Erdoğan hafta sonu konuşmalarında Türkiye'ye mesajlar veriyor: Evet mutlaka ağlayacaklardır. Ama sevinçten... Dışişleri Bakanı Gül, "AB Türkiye'yi kaçırırsa oturup ağlasın" demiş. Haldun Ertem Şuna "sucuk ızgara" falan deseler daha kolay

Yazının Devamı

Gündem neymiş?

1 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     Başbakan Erdoğan hafta sonu konuşmalarında Türkiye'ye mesajlar veriyor:
     - Bırakın herkes inandığı gibi yaşasın... Ülkemizde inanç hürriyeti ulaşması gereken noktaya ulaşacaktır...
     Cami sayısının okul sayısını geçtiği bu ülkede herkes inandığı gibi yaşayamıyor mu? Yaşıyor. Peki Tayyip Bey ne demek istiyor? O belli ki kamu alanının sıkmabaşa kapalı olmasından söz ediyor... Kamudaki türban yasağını delmenin zeminini hazırlıyor... (Bu çevrelerde kapalı kapılar ardında da türban takanların sayısının hızla arttığı ve bu gidişle sorunun kendiliğinden çözüleceği konuşuluyor, ileri dönük hesaplar yapılıyor)...
     Ekonomi harap... İşsizlik almış yürümüş... Devlet işçisine zam veremiyor.
     AKP hükümeti bu şartlarda üretimi nasıl artırırız, eğitimde, sağlıkta ve benzer alanlarda nasıl iyileşme sağlar, ekonomide nasıl ileri gideriz diye kafa patlatmak yerine türbanla, imam hatiplerle, imam kadrolarıyla meşgul.
     Bu ülke bu kafayla bilimde, sanatta, teknolojide, sanayide, çağdaş düşüncede, ekonomide ileri mi gider?

Yazının Devamı