Mehmet Yalçın

Mehmet Yalçın

Tüm Yazıları

Yılbaşı öncesi bir dizi yeni içkinin yanı sıra Lübnan’ın arak’ı da ithal edildi. Üç defa damıtılıp küplerde dinlendirilen arak 53 derece alkolüyle rakıdan daha sert...

Lübnan’ın başkenti Beyrut 1970’lerde iç savaş çıkıp bölünene kadar Avrupa sosyetesinin çılgınca para yediği, gece kulüpleri Las Vegas’ı aratmayan, kumarhaneleri ağzına kadar dolu bir eğlence merkeziydi. Beyrut’a “Doğu’nun Paris’i” denmesi boşuna değildi. Turistlerin önlerinde viski ve şampanyalar su gibi akar, Lübnanlıların masalarını ise daha çok küçük kadehlerde yudumladıkları süt beyazlığında bir içki süslerdi. Bu içki, arak’tı. Yani Lübnan’ın rakısı...
Şu günlerde Beyrut eskisi kadar olmasa bile canlı, gece hayatı renkli, restoranları neşeli. Ve arak da masaları şenlendirmeye devam ediyor, Lübnan’ın yeniden gözde olması ve dünyanın dört yanına Lübnan restoranları açılmasıyla birlikte dünyaya ihraç da ediliyor. Arak’ın son durağı ise Türkiye.
Lübnanlılar bir tür rakı olan arak’ı bizden biraz farklı yapıyorlar. Türkiye’de rakı büyük fabrikalarında devasa imbiklerden damıtılan bir sanayi ürünü durumunda. Lübnanlılar ise arak’larını küçük bakır imbiklerden çekiyorlar. Türkiye’de hammadde ağırlıkla kuru üzüm, yaş üzüm rakıları dışında üzüm çeşidinin pek üzerinde durulmuyor. Arak ise bir bağcılık cenneti olan Bekaa vadisinin Obeidi beyaz üzümlerinden yapılıyor. Eylülde hasat edilen üzümlerden önce bir şarap yapılıyor, sonra bu şarap kimi üreticide iki, kiminde de üç defa damıtılıyor. Her damıtma, biraz daha temiz ve rafine bir alkol çıkarıyor. Suriye’den gelen anason tohumları üçüncü damıtmada ekleniyor ve ortaya su katılınca beyazlanan bir içki çıkıyor. Bundan sonrası ise dinlendirme faslı.

Rakıdan daha sert, ufak mezeler eşliğinde içiliyor
Türkiye’ye gelen butik üreticilerden El Massaya’nın arak’ı, diğerlerinden farklı olarak çelik tanklarda değil, iri toprak küplerde, mahzende dinlendiriliyor. 12 ila 18 ay süren bu olgunlaştırma sürecinde kaba alkol buharlaşıyor, anason ve alkol tadı birbiriyle iyice özleşiyor. Massaya’cılar filtrasyon ve durultma bile yapmadan arak’larını kobalt mavisi şişelere koyuyorlar.
Ortadoğu’da pek çok ülke, Irak’ından Suriye’sine, hatta İsrail’ine arak yapıyor. Ancak Lübnan’ınki, tüm bunların en serti. Genelde 50 derece alkol içeren arak’ın El Masaysa markalısı diğer pek çok Lübnan arak’ı gibi tam 53 derece... Sek yudumlandığında adeta hem tatlı hem de buruk. Anason tadı yoğun, damakta da yağlı bir kıvam ve kayganlıkta. Suyu yiyince iyi beyazlanıyor, tadı daha bir açılıyor. Bu haliyle bizdeki 50 derecelik Altınbaş rakısını anımsatıyor. Arak tıpkı rakı gibi mezelerle, özellikle de kuvvetli baharatlılarla yudum yudum içiliyor. Muhammara, babagannuş, tabule gibi kimi bol, kimi de hafif acılı mezeler arak’ın en iyi yoldaşları. Gerçi Lübnan’da da bizdeki gibi kebapla da arak içenler var ama, erbabı “Mezeden şaşmayın” diyor. Ve ekliyor: “Arak’ı rakıdan da daha ufak yudumlarla, rakıdan daha yavaş için... Aksi halde aslanın sütü sizi önce
aslan gibi kükretirse de, fazla kaçırdığınızda da eşek gibi anırtabilir, ona göre...”
Evliya Çelebi, bundan asırlar önce Osmanlı İstanbul’undaki meyhanecileri anlatırken, “arakcıyan esnafı” diye yazıyordu. Belli ki
o dönemlerde rakıya arak deniyordu. Zamanla arak Ortadoğu’nun rakısı haline geldi.
Rakının gurbete giden kardeşi, asırlar sonra hoş geldin... Ancak 160 liralık fiyatınla biraz fazla havalı geldin.

Haberin Devamı

Yeme-içme üstüne...

Haberin Devamı

La Bufala üçüncü şubesini açıyor

Haberin Devamı

Fratelli La Bufala Akbatı AVYM’de üçüncü şubesini açıyor. 300 yıllık Napoli mutfağını İstanbul’a getiren ve daha önce Levent Loft ve Trump Towers Mall’da hizmet veren İtalyan restoranı yeni yerinde hizmet vermeye başladı. Odun alevli özel tuğla fırında pişen pizzalar, yüzde yüz manda sütünden yapılan mozzarella peyniri, el yapımı makarnalar ve özel manda bonfilesi La Bufala’nın en iddialı olduğu ürünleri. Fratelli La Bufala’nın Akbatı AVYM’de geçtiğimiz günlerde misafirleriyle buluştu.

“Yeniden yepyeni”

Nişantaşı’nın sevilen mekanlarından Den Cafe “yeniden yepyeni” sloganıyla kış dönemi için yeni bir menü hazırladı. Umut Eyioğlu öncülüğünde hazırlanan yeni menüde Mini Burger, Esmer Pirinçli ve Keçi Peynirli Mercimek Salatası, Közlenmiş Patlıcan ve Manda Mozzarellalı Penne, Kuzu İncik, Domuz Sosisi, Dondurmalı Profiterol, Çilekli Milföy dikkat çekiyor. Den Cafe yemeklerde olduğu kadar içeceklerde de iddialı. Birer klasik haline gelen Winter Queen, Cin Salatalık, Cheers Pears, Nar Margarita, Pink Mastic ve Scottish Apple Den Cafe’de misafirlere sunulmaya devam ediyor.

Beyaz Fırın’da 5 Çayı

Birbirinden güzel lezzetlerin yer aldığı Beyaz Fırın müşterilerine yeni bir konsept sunuyor. Keyifli bahçesi ve sıcak ortamıyla herkesi
beş çayına bekleyen Beyaz Fırın özel hazırlanmış yarım saatte bir demlenen çayının yanında leziz poğaçaları, sandviçleri, krepleri, krem peynir simitleri ve diğer ürünleriyle müşterilerine eşsiz
bir çay keyfi yaşatıyor.