Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu pazar için iki notum var.. İki gündem maddem..
Suriyeli dilenciler meselesinden başlayalım..
Bayram sabahı sormuştum.. Parklarda uyuyan çocukları gördünüz mü, çadırımsı barınaklara sığınan aileleri, üst geçitleri mesken edinenleri, avuç açan Suriyelileri gördünüz mü demiştim..
Görmemek mümkün değildi..
Gittiğimiz her yerde onlar vardı.. Sokakları, caddeleri, parkları mesken edinmişlerdi..
Hükümet görmezden geliyor ama sorun çok ciddi demiştik..
Çünkü Suriye’nin düzeleceği yok.. Bu insanlar daha uzun süre burada kalacak..
Gerçek şu; nüfusumuz 1 milyon 300 bin arttı..
*
15 gün kadar oluyor.. İstanbul Valisi’ne dilencilik yapan Suriyeliler sorulmuştu.. Zabıtalarının mücadele ettiğini söylemişti.. Yani dilencilik yapanları kovaladığını..
Peki, İstanbul’da kaç Suriyeli var?..
Vali Mutlu aynen şöyle demişti; ‘Şu anda kayıt altında 67 bin Suriyeli var. Bu rakam son üç ayda adeta sabitlendi’
Çok geçmeden anlaşıldı ki sayı Vali’nin açıkladığı gibi değil.. Sayıyı Vali de bilmiyor..
İstanbul’daki Suriyeli sayısı 330 bini bulmuş..
Şişli’den, Beşiktaş’tan, Bakırköy’den fazla.. Sarıyer ilçesi kadar..
*
Resmi rakam şöyle.. Türkiye’de 1 milyon 385 bin Suriyeli var.. Bunların 220 bini kamplarda..
Gerisi?
Sokaklarda.. Bir milyondan fazlası..
Dilencilik de artar, başka şeyler de.. Bakanlık genelge göndermiş.. Dilencilik yapan Suriyeliler toplanıp kamplara yollanacakmış..
Sorunu çözer mi?
Hayır..
Polisiye tedbirler hiçbir zaman sorun çözmez.. Hükümetin ayıbını bile örtmez..
‘Gelin gelin, hepiniz gelin’ diye çağırdılar, şimdi yüzlerine bakmıyorlar..
Sokağa bıraktılar..
Ne yapsınlar, yaşamak için avuç açıyorlar..
Suriyeliler meselesi giderek kangrene dönüşecek.. Bugün üstünde durmuyoruz ama iktidarın Esad’ı devirme sevdasının bedeli pahalı olacak..
Şimdiden olmaya başladı..
*
İkinci konuya geçelim..
Sizin de dikkatinizi çekmiştir.. Son zamanlar da din olgusu giderek daha fazla kullanılmaya başlandı..
İlgili ilgisiz her yerde siyasi kimlik gibi çıkarılıyor..
Sorguya davet edilen polis ‘Hatim indiriyordum, beş cüzüm kaldı, kızı şehit olan anneler tamamlasın’ diyebiliyor..
Yaptığı ibadeti kullanıyor..
Siyasallaştırıyor!..
O yapıyor da Başbakan yapmıyor mu? Başbakan da Kürtçe Kuran ile kürsüye çıktı.. Bizim zamanımızda oldu diyebiliyor..
Kuran üzerinden siyaset yapıyor..
*
Başbakan’ın dini siyasetine alet etmeye çalışan polise verdiği cevaba ne dersiniz?
Şöyle demişti; ‘İçeride zaman bol, al Kuran-ı Kerim’i yanına, orada 5 cüzü tamamla.’
Polis suçlu mu, suçsuz mu belli değil..
Polis daha ifade vermeye gidiyor.. Başbakan ‘İçeride zaman bol’ diyor.. Cezasını kesiyor!..
Siz söyleyin.. Yargıya müdahale girişimi mi, değil mi?
Bunu yapan kişi cumhurbaşkanı olmaya aday..
*
Cumhurbaşkanı yarışını da soracaksınız.. Önümüzde bir hafta var.. Gördüğüm kadarıyla insanlar kararını vermiş, kafalarındaki isim oluşmuş..
Şunu da söyleyeyim.. Siyasetin dili giderek sertleşti, alaycı üslup alanlara hakim olmaya başladı..
Alay etme hali giderek artacak gibi..
İyi pazarlar..