‘Pazar günü ne olur ne biter, sandıktan ne çıkar’ sorusuna girmeden önce şu notu düşelim..
Ne olursa olsun siyaset eskisi gibi olmayacak..
Tamir edilebilir bir hali de yok.. Cumhurbaşkanı siyasetin içine bodoslama daldı.. Muhalefet partileriyle söz dalaşına girişti.. İktidar partisi için resmen oy istedi..
Sandıktan çıkan sonuç Cumhurbaşkanı’nı da ilgilendirecek..
İktidar partisinin oy oranını Beştepe’yle de ilişkilendirilecek..
Şimdiden söyleyeyim..
Beştepe’nin oy oranı tartışmaya açılacak..
-
Cumhurbaşkanı pazartesi sabahı seçim yarışı bitti, devletin başı olarak partiler üstü konumuma geri dönüyorum der mi?
Derse, Ak Parti dışındaki partiler tarafından kabul görür mü?
Göreceğini sanmıyorum..
-
Tabii sandıktan ne çıkacağı çok önemli.. Sandıktan kıl payı Ak Parti iktidarı çıkarsa Cumhurbaşkanı, aynı zamanda başbakanmış gibi, aynı zamanda partisinin genel başkanıymış gibi davranmayı sürdürür..
Beştepe ile muhalefet arasındaki gerginlik daha da tırmanır.. Cumhurbaşkanı muhalefeti dikkate almaz, hatta yok sayar, direksiyona oturur..
Ülkeyi Beştepe’den yönetmeye devam eder..
Devam eder diyorum çünkü bir yıldır yönetiyor zaten..
Ne idüğü belli olmayan, adı konulamayan, dünyada örneği olmayan rejim devam eder..
Tabii bol kavgalı, gürültülü..
-
Peki, sandıktan tek parti iktidarı çıkmazsa.. O zaman işler değişir..
Galiba gidiş bu yönde.. HDP’nin barajı aşması Ak Parti’nin yüzde 40’lara gerilemesi koalisyonu kaçınılmaz kılıyor..
Kılıyor ama kurulur mu? Bilemem..
Şu bir gerçek, Ak Parti’nin içinde yer almadığı bir koalisyon imkânsız..
İmkânsız da CHP de, MHP de, HDP de Ak Parti ile koalisyon kuralım diye can atmıyor..
Ak Parti istese bile onlar yanaşmayabilir..
-
O halde kaos!..
Yoo.. MHP lideri Bahçeli dört beş gün önce bir soru üzerine dedi ki; ‘Kaosa gitmektense seçime gitmek daha iyidir.’
Pazar günü rejimin adı da konacak..
Seçim bir anlamda rejim sorununa da yanıt verecek..
Seçmen nasıl bir rejimle yönetilmek istediğini oylarıyla beyan edecek..
Halk, başkanlık sistemi mi istiyor, parlamenter sistemi mi savunuyor, pazar akşamı göreceğiz..
-
Cumhurbaşkanı bu seçimin bir tür başkanlık referandumu olduğunu aylar önce ilan etmişti..
Rejimi değiştirmek için 400 milletvekili istemişti..
Hemen her toplantısında başkanlık sisteminin faziletlerini anlatmıştı..
Bu ülke böyle gitmez, böyle yönetilmez, patinaj yapıyoruz demişti..
İktidar partisi başkanlık sitemine geçeceğini seçim beyannamesine koydu.. Başbakan; ‘İlk işim başkanlık’ dedi..
-
Seçmen yeterli desteği verirse zaten yapılacaklar belli.. Anayasa değiştirilir, başkanlık yönetimine geçilir..
Seçmen yeterli desteği vermezse.. Parlamenter sistemin sınırlarına geri mi döneriz, sınır aşımı devam mı eder, kaotik ortam sürer mi?
Asıl merak edilen bu..
Siyasette taşlar yerli yerine oturmalı
Türkiye’yi kimin yöneteceği kadar, nasıl yöneteceği de önemli..
Siyasette taşlar yerine oturmadan.. Zirvede dengeler yeniden kurulmadan.. Sınırlar belirlenmeden..
Cumhurbaşkanı-hükümet-yasama-yargı ilişkileri yeniden tarif edilmeden..
Huzurlu bir dönemin kapısı aralanmaz..
Daha açıkça..
Siyasette taşlar yerli yerine oturmadan ülkeye huzur gelmez..
Siyasette taşlar yerli yerine oturmadan Türkiye temel meselelerini çözemez..
Patinaj yapar durur..
Kavga eder durur..