İktidar algı nedir, algı operasyonu nasıl yapılır, iyi biliyor..
İsim değiştirerek..
Veya aynı ismin Arapçasını söyleyerek..
Veya farklı telaffuz ederek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor..
Mesela; İktidar can ciğer kuzu sarmasıyken.. Ortak bakanlar kurulu yaparken.. Dönemin başbakanı Bodrum’da birlikte tatile çıkarken.. Kardeşim muhabbetinden geçilmezken adı..
Esad’dı..
Suriye’de iç savaş patlak verince.. Ankara isyancıların yanında saf tutunca.. Maddi manevi her türlü desteği verince.. Şam’a gidip Emevi Camii’nde cuma namazı kılmaya niyet edilince..
Esed oldu..
IŞİD de öyle..
Türkiye’ye girip çıkarlarken henüz adları IŞİD değildi.. Radikal gruplar deniliyordu.. Suriye’de savaşıp Türkiye’de dinleniyorlardı.. Ankara Esad’ı alaşağı edeceklerine inanmıştı, resmen destek veriyordu..
Kol kanat geriyordu..
Bir süre sonra Irak Şam İslam Devleti kurduklarını ilan ettiler.. Onlara IŞİD denmeye başlandı..
İktidar da ‘IŞİD’ dedi..
Yaptıkları eylemleri onaylamadılar ama mazur gördüler..
Ankara’ya göre onlar öfkeli gençlerdi..
İktidar yanlısı yazarlar, çizerler ekranlara kurulup IŞİD’çileri haklı çıkarmak bir hayli ter döktü..
Devlet kurduklarını ilan eden Sünni gençler ezilen halkı temsil ediyordu(!).. Şiilerin mezhepçi politikasına karşı tepkiydi(!)..
Ankara fotoğrafa böyle bakmayı tercih ediyordu..
Bize o kadar yakındılar ki(!) Musul’u ele geçirdiklerinde konsolosluğumuzu boşatma ihtiyacı bile duymadık..
Sünni gençler bize dokunmaz diye düşünüyorduk..
Dokundular..
Derken kafa kesme, ırza geçme dönemi başladı..
Dünya olanları dehşet içinde izlerken dönemin Başbakanı ‘Onlar IŞİD değil, DEAŞ’ dedi..
(Devlet’ül Islamiyye fil Irak ve’ş Şam)
IŞİD toprağa gömüldü..
DEAŞ, terör örgütü ilan edildi..
Davutoğlu, ‘DEAŞ’ı terör örgütü ilan ettik’ derken doğru söylüyor..