Bir adım ötesine bakalım.. Mesele sadece kızla erkeğin aynı evi paylaşmasının ötesinde..
Mesele bütün öğrenci evleri..
Üniversite öğrencileri..
Aslında hedef Geziciler..
Başbakan haziran ayında yaşanan protestoların etkisinden kurtulamadı.. Bir anda böylesine büyük ama o kadar da örgütsüz tepki gösterilmesi şoke etti..
Kabul edemiyor.. Geçti bitti diyemiyor.. Hesap sormak istiyor..
Gezi’nin altında örgüt arandı, bulunamadı.. O zaman; ceza kesmek lazım, yaptıklarının bedelini ödetmek lazım!..
Devlet yurtları kısmen kontrol altında.. Protestolara katıldığı tespit edilen üniversite öğrencileri birer ikişer yurtlardan atılıyor..
Geriye ne kalıyor?
Özel yurtlar, öğrenci evleri..
*
Valilikler polis marifetiyle evleri tek tek kontrol altına alacak.. Evde kız var mı yok mu? Kızlı erkekli oturuluyor mu?
Şikayet var, gerekçesiyle kapı çalınacak.. Genel ahlak kavramı kalkan yapılacak!..
Rahatsızlık, huzursuzluk yaratılacak..
Amaç bu!..
Evlerde toplanılması, oturulup konuşulması istenmiyor..
*
Başbakan, ‘buralarda nelerin olduğu belli değil, karmakarışık şeyler olabiliyor’ dedi..
Karmakarışık şeyler ne?
Karmakarışıktan kasıt ne?
Kızla erkeğin aynı evi paylaşması değil herhalde.. Gençlerin hep beraber protesto eylemlerine katılması..
Başbakan, ‘karmakarışık şeyler olabiliyor’ dedikten sonra şunu da ilave ediyor; ‘ondan sonra anne-babalar feryat ediyor. Devlet nerede diyor. Devletin burada olduğunu anlatmak için bu adım atılmalıdır. Atılacaktır.’
Bu sözler her şeyi anlatmıyor mu?
*
Adana Valisi çalışmanın başlatıldığını, gerekenin yapılacağını söyledi..
Çalışma ne?
Evleri tek tek kontrol etmek mi? Evlerin içine girmek mi?
Başka ne olabilir ki.. Üniversitelilere gözdağı vermek, korku salmak..
Mesele kızlı erkekli evlerin ötesinde..
Olacakları görüyorum
BİR: ‘Kızının başka bir erkekle aynı evi paylaşmasını ister misin’ çerçeveli ahlak tartışması başlayacak..
İKİ: Burası muhafazakar toplum söylemi öne çıkarılacak..
ÜÇ: Öğrenci evleri mercek altına alınacak. Terörist yuvası gibi gösterilecek..
DÖRT: İktidara yakın duran medya öğrencilerin kaldığı evleri karalama, itibarsızlaştırma kampanyasına girişecek..
BEŞ: Evlerde toplanıp alem yapılıyor boyutuna kadar gidilecek..
ALTI: Kendine görev biçen bazı yayın organları, kızlı erkekli aynı eve giren gençleri görüntülemeye çalışacak..
YEDİ: Eyleme katılan, gözaltına alınan gençlerin kaldığı evlere gidilecek, eylemi işte burada planladılar yayınları yapılacak..
SEKİZ: Evlenmeden yaşayan ileri yaştaki kişiler de kötü örnek oluyorlar diye karalanacak..
DOKUZ: Mahallelerden ihbar yağması sağlanacak..
ON: Memleketin en önemli meselesi haline getirilecek..
ON BİR: Yalan Dünya dizisine çapraz ateş edilecek..
Sorun iktidarın demokrasi anlayışı
Devletin evlerin içine girmesi.. Kimin kimle hangi şartlarda oturacağını belirlemesi.. Polisi devreye sokması.. Gerekirse yasa çıkaracağını açıklaması.. Özel hayata müdahale mi, değil mi tartışmasına hiç girmeyelim..
Müdahalenin daniskasıdır..
Devlet özel mülkün yani evin içini dizayn etmeye soyunuyor daha ne olsun!..
Tartışılacak hali yok..
*
Bu hamle özel hayata müdahalenin ötesinde, AKP ‘iktidar olmaktan’, ‘hükümet etmekten’, ‘ülkeyi yönetmekten’ ne anladığını da ortaya koydu..
Başbakan’ın ‘muhafazakar demokrat bir parti olarak herkesin çocuğu bize emanettir’ sözüne bakalım..
Burada kastedilen güvenlik, can, mal emniyeti değil..
Peki anlamı ne?
Şu.. İktidar demek istiyor ki; bütün çocukların hayatını şekillendirme, yönlendirme, formatlama hakkına sahibim...
Çocuk bile olsalar fark etmez de kastedilen kişiler reşit.. 18’in üstündeler..
Demokrasilerde ‘emanet’ anlayışı var mı?
Yok..
Mesela Amerika’da 18, 20, 23 yaşındaki gençler Obama’ya mı emanet?
*
Yani Başbakan ‘muhafazakar demokrat iktidar olarak müdahil olacaklarını’ söyledi..
Nereye müdahil olacaklar?.
Kendilerinin istediği gibi olmayan evlere.. Kişilerin yaşamına..
Demokrasilerde bu var mı?
Yok..
*
Başbakan Yardımcısı Bozdağ dün dedi ki; ‘İktidarların da beğenmediklerini söyleme hakkı vardır. Değiştirme yetkisi vardır.’
Değiştirilecek olan ne?
Bazı gençlerin hayatı.. Kimin kimle aynı evi paylaşıp paylaşamayacağı..
Demokrasiler hükümetlere böyle bir yetki verir mi?
Hayır..
Temel sorun burada.. İktidar, herkesi kendi felsefesine uydurma hakkına sahip görüyor.. Ülkeyi yönetmekten çok biçimlendirmek için seçildiğine inanıyor..