İktidar telaşlı, iktidarcı yazarlar şaşkın..
Seçim arifesine geldik hâlâ seçimin sonucunu etkileyecek kadar büyük bir kitle kararsız.. Karasızların büyük bölümü 2011’de, 2014’te AKP’ye oy verenler..
Başka partiye oy vermeseler bile sandığa gitmeyerek iktidar partisini cezalandırmak istiyorlarmış.
İşte bu durum iktidarcı yazarları çok kızdırmış..
Soruyorlar:
“Niye kararsızsınız?
Hükümet, yolu az mı yaptı? Sizce duble yol kaç kilometre olmalıydı?
Üçüncü köprü canınızı mı sıktı?
Kişi başına milli gelir beklentiniz çok daha yüksekti de, Ak Parti bunu tutturamadı diye mi kararsızsınız? Veya ihracat beklentiniz?
Cari açık mı yüksek? İMKB’de hisseniz değer mi kaybetti? (Şimdi Bist mi diyorlar?)
Veya emekli maaşınız düşük diye mi kararsızsınız?
Belki de mazot pahalı diye canınız sıkkın.
İhale alacaktınız da vermediler, ondan mı yoksa?”
*
Hayat onlar için bu.. Yol, ihale, borsa..
Yani para, para, para..
Ama hayatta başka şeyler de var.. O başka şeylerin ne olduğuna girersem bana ayırılan sınırların dışına taşarım..
Kitap yazsam bin sayfayı bulur..
*
Ama şunu söyleyebilirim..
O başka şeylerdir; insanları iktidar partisine mesafeli durduran..
O başka şeylerdir; insanları iktidar partisine karşı mücadele ettiren..
O başka şeylerdir; insanları iktidar partisinden soğutan..
O başka şeylerdir; insanları gönül verdikleri partiden koparan..
İktidar sıkıntılı
Anketleri bilmem.. Dün de yazdım..
Cumhurbaşkanı’nı dinliyorum.. Başbakan’ı dinliyorum..
Çok sinirliler..
Müthiş öfkeliler..
Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı gibi konuşmuyor.. Seçime giren parti lideri gibi konuşuyor.. İktidardaki parti adına slogan attırıyor..
En ağır sözlerle muhalefet partilerine vurdukça vuruyor..
Bu hali görünce, iktidar adamlarını dinledikçe, Cumhurbaşkanı’nın pazar günü çağrısını duyunca.. 7 Haziran’ı fetih günü ilan ettiğini işitince..
Kimden, nereyi fethedecek ki..
Diyorum ki; İktidar sıkıntılı.. İktidar zorda.. İktidar sallanıyor..
Bırakın başkanlık sistemini 276’yı kurtarma peşinde..
Biri Başbakan’a İstanbul’u gezdirmeli
Davutoğlu’nu dünkü Ümraniye mitinginde dinledim.. Kılıçdaroğlu söylese, tefe koyarlardı.. Günlerce ağızlarına sakız yaparlardı..
Mealen dedi ki; Eskiden insanlar köprü trafiğinden bunalıyordu. Marmaray’ı yaptık, insanlar Kadıköy’den Halkalı’ya gidiyor geliyor.. Gidiyor geliyor..
*
Başbakan, Başbakan olarak değil de Davutoğlu olarak İstanbul’a gelse.. Havaalanından taksiye atlayıp köprüyü geçmeye kalksa..
Kaç saatte geçer?
Eskiden kaç saatte geçerdi, şimdi kaç saatte geçer?
Mesela Kadıköy’e.. Mesela Bostancı’ya.. Kartal’a kaç saatte gider..
*
Başbakan alternatif olarak Marmaray’ı gösteriyor..
Peki, kabul!..
Başbakan, Başbakan olarak Halkalı’dan başlasın, Florya, Bakırköy üzerinden Kazlıçeşme’ye kadar gitsin..
Bir metre tren rayı bulamaz.. İnsanlar Kadıköy’den Halkalı’ya nasıl gidip gelecek..
Koşarak mı?
O fotoğraf demokrasi
İktidarcı gazete koalisyon dönemlerini hatırlatmak, seçmeni etkilemek, korku salmak için seçim dizisi yapmış..
Güya seçimleri anlatıyor..
Başlık şu: Türkiye’nin koalisyon kâbusu başlıyor..
Yıl 1991.. 20 Ekim günü..
Bir de fotoğraf basmış.. TRT’nin açık oturumuna katılanlar..
Yan yana fotoğraf verenler.. Aynı masanın etrafında canlı yayına çıkanlar..
Başbakan Mesut Yılmaz.. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü.. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel.. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan.. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit.. SP Genel Başkanı Doğu Perinçek..
*
Bugün böyle bir fotoğraf mümkün mü?
TRT liderleri toplayıp açık oturum yapabilir mi? Teklif etse bile liderler katılır mı?
O halde o fotoğraf kâbusun başlangıcı değil, hoşgörünün sonu..
