Adalet Bakanı açıkladı..
32 bin kişi tutuklanmış, 70 bin kişi hakkında işlem yapılmış..
Daha devamı var..
Nereye kadar gideceği, işlem yapılan kişi sayısının kaça ulaşacağı, soruşturma tamamlanınca kaç bin kişinin tutuklu yargılanacağı belli değil..
Operasyonlar sürüyor..
Soruşturmanın ucu açık..
Hangi tarihe kadar gidileceği belli değil..
Şikâyetlere bakılırsa eskilere gidilmiş.. 10 yıl, 15 yıl, hatta 20 yıl öncesi bile sorgulanmış..
*
İktidar, 17/25 Aralık tarihinin milat olmasını istiyor.. 17 Aralık’tan sonra Cemaat’le ilişkisini kesmeyenler, Cemaat’le muhabbetini sürdürenler FETÖ’cü sayılsın..
Cemaat’i terk edenler FETÖ’cü sayılmasın..
Siyasi olarak böyle bir ayrım yapılabilir..
Siyaseten kılıç vurulup 16 Aralık’a farklı, 18 Aralık’a farklı bakılabilir ama..
Hukuken olmuyor!.
*
Niye mi olmuyor?
Diyelim ki; 15 Temmuz ayaklanmasına, daha doğrusu, Türkiye’yi işgal etme hareketine katılan bir generali veya bir albayı düşünün..
FETÖ’cü olarak ilk faaliyeti 15 Temmuz değildir!..
FETÖ’cü alarak yaptıklarının bir kısmı 17 Aralık’tan öncesini kapsıyorsa yok mu sayacağız?
Olmaz!..
Mecburen gerilere gidilecek..
*
Geçenlerde AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlarından Burhan Kuzu ile NTV’deki tartışma programında buluştuk.
Ben, FETÖ soruşturmasının Ergenekon sürecini de, Balyoz davasını da, Casusluk iftirasını da kapsaması gerektiğini söyledim..
Hak verdi!..
FETÖ devleti işgal etmeye niyet etmişse devletin kurumlarını ele geçirmek zorundaydı.. Öncelikle TSK’yı..
TSK’yı ele geçirme hamleleri, TSK’nın altını oyma çalışmaları FETÖ kapsamı dışında tutulamaz..
17 Aralık’tan önce yok sayılamaz..
*
Haber doğruysa, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ‘Balyoz, Ergenekon, Casusluk davaları 15 Temmuz’un ön hazırlığıdır’ diyerek bunları FETÖ soruşturmasının içine almış..
Doğru yapmış..
Yenikapı ruhu dikensiz gül bahçesi değil!..
Şu ayrımı ortaya koyalım..
Teröre karşı, darbeye karşı, ayaklanmaya karşı birlikte olmak, omuz omuza durmak, iktidara tam destek başka..
İktidara ram olmak başka..
*
İktidara yardımcı olmak başka..
İktidarı eleştirmekten kaçınmak başka..
*
Köşelerde okuyorum, ekranlarda izliyorum.. CHP lideri ne zaman iktidarın bazı yanlışlıklarını dile getirse.. Ne zaman iktidarı eleştirse..
Birileri ayağa kalkıyor; ‘Yenikapı ruhu öldürüyor’ nutku atıyor..
Birileri ‘Yenikapı tuz ruhu yapıldı’ diyerek muhalefeti doğruyor...
Nedir Yenikapı ruhu?.
*
Darbeye karşı, FETÖ’ye, PKK’ya, IŞİD’e karşı ortak duruştur..
Bir milletin omuz omuza gelmesidir..
Bir milletin millet olduğunu göstermesidir..
Bir milletin tek ses, tek yürek olmasıdır..
İktidar ne yaparsa yapsın boynumuz kıldan ince dememektir..
İktidarın her yaptığına eyvallah çekmemektir..
*
15 Temmuz’dan sonra bu ülkede günlerce demokrasi nöbeti tutulmadı mı?
Demokrasiye sahip çıkılmadı mı?
Yanıt evetse.. Demokrasinin olmazsa olmazı muhalefet değil mi?
Eee..
Muhalefet eleştiriyor diye, daha doğrusu, görevini yapıyor diye bu tantana neden..
*
Tam tersi, Kılıçdaroğlu iktidarı uyarmasa, yanlışlıkları sergilemese, eleştirmese demokrasiye ihanet eder..
Yenikapı ruhunu zedeler..
FETÖ kitapları
Raflar Fethullah’ı anlatan kitaplardan geçilmiyor..
Bir ara Ergenekon kitapları revaçtaydı..
Yerini Balyoz kitaplarına bıraktı..
Şöyle söyleyeyim..
Kimi ticariydi.. Doldur boşalt, kes yapıştır cinsinden.. Kimi anılardan oluşuyordu.. Kimi kronolojik bilgi veriyordu..
Bilimsel bir Balyoz kitabına, Ergenekon kitabına rastlamadım..
Daha erken zaten..
Öyle çalakalem yazılacak bir durum değil.. Doğru tahlil için en az on yıl, on beş yıl geçmesi gerekir..
*
Fethullah’ı anlatan kitaplar da anı düzeyinde.. Meseleyi sosyolojik olarak ortaya koymuyor..
Fethullah kitaplarına birkaç gündür FETÖ darbesi kitapları eklendi..
Çalakalem tabii..
Anlaşılan o ki; önümüzdeki günlerde bu tür kitapların sayısı artacak..
Darbecilerin kim olduğunu bilinmeden..
Darbecilerin gerçek niyeti anlaşılmadan..
Darbecilerin ülkeyi işgal etmeye neden kalkıştıkları tam anlaşılmadan..
Onlarca FETÖ kitabı çıkacak..
Darbeyi anlatan onlarca kitap yayımlanacak..
Darbenin ticareti yapılacak..
