Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni yılda da siyasetin odağında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Abdullah Öcalan’a terör örgütüne silah bıraktırma ve PKK’nın tasfiyesi çağrısı var. Eski yıldan kalan gelişmeler DEM Parti heyetinin İmralı’ya yaptığı ziyaret ve teröristbaşının ağzından aktarılan “gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” mesajı malum... Ama bu anlamda henüz ete kemiğe bürünmüş somut bir eylem söz konusu değil. Hatta başta DEM Partililer ve bazı kesimlerce öncekinin benzeri “yeni bir çözüm süreci” algısı yaratılmaya çalışılıyor sanki. Günlerdir de bu ekranlarda tartışıldı, sosyal medya platformlarında da polemik konusu oldu. Hala da öyle... Oysa gerek AKP gerekse MHP’de geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan eskideki “çözüm süreci” ifadesi kullanılmıyor ve denenmiş yöntemlerle çözüm arayışı olmadığı ısrarla vurgulanıyor. “Bu süreçte bir pazarlık, arka planda bir masa kurulması falan söz konusu değil. Al-ver yapılması gibi bir şey yok” deniliyor… Bu bağlamda devletin yaptığı iki şıklı öneri son derece yalın ve net… Ya silahı bırakıp kendini feshedeceksin ya da yok olacaksın... Bunun başkaca da bir alternatifi, orta yolu falan yok...

Haberin Devamı

 ***

Bu, böyle bir çağrı var, konuşuluyor, tartışılıyor diye terörle mücadele operasyonları bir tarafa bırakılacak anlamına da gelmiyor… Daha öncekinde olduğu gibi değil yani… Hem terörle mücadele devam edecek hem de gelişmeler izlenecek… Teröristler için tek çıkış yolu silahları bırakmak ve Türk adaletine teslim olmak. Sahada gelinen nokta ortada zaten. Irak’ın kuzey bölgesinde kilit kapandı. Sincar, Süleymaniye, Asos, Mahmur hattında da yeni tablo şekilleniyor. 2025’te oralar da kökünden çözülecek büyük olasılıkla. Suriye’de de nerdeyse Irakla yarışan bir görüntü var… Yeni Suriye yönetimi ülke topraklarında PKK/YPG yapılanmasını istemiyor. Golani’den gelen çağrı da silahı bırak diye net. Bıraktın bıraktın, yoksa onlar da operasyon kararlılığında. Belli ki tanınan bir süre var, o bekleniyor... Suriye’nin enerji alanları, petrol sahaları, barajlar, tarım arazilerinin olduğu topraklarına çöken terör örgütü PKK/YPG bir şekilde temizlenecek. Golani’nin Suriye’deki iktidarını sürdürme şartlarından bir tanesi de verimli arazileri teröristlerin elinden almak çünkü. İkna yoluyla ya da silahla... Aynı durum Fırat’ın doğusunda kuzeydeki Aynel Arap, Haseke, Kamışlı için de geçerli elbette... Türkiye’nin bu konudaki kararlılığı da aleni zaten...

Haberin Devamı

 ***

Çok hızlı, son derece kararlı gelişen bu tablo ve özellikle de ABD’den umduğunu bulamayan terör örgütü PKK/YPG de sürekli imdat çağrıları yapıyor. Önce Rusya’ya yanaşmayı denedi ama onların şu anda nasıl bir sıkıntıda, zorda oldukları da ortada... Sonra İsrail’den medet umdular, hem kendilerine eskisi kadar yakınlık göstermeyen ABD’yi şikâyet etmek, hem de bizzat onlardan yardım almak için… PKK/YPG terör örgütü elebaşı “Mazlum Kobani” ya da “Şahin Cilo” kod adlı Ferhat Abdi Şahin’in Fransa’dan destek arayışları da malum, alsa ne olacaksa? Ama Ferhat Abdi Şahin’in buna rağmen “bizim savaşçılarımız yeterli, biz hazırız” diye atıp tutmaları var bir de. Onların ne kadar sahici, yeterli (!) olduğu da Tel Rıfat ve Münbiç’ten kaçarken görüldü... Nitekim sonrasında da “sınır güvenliğini yeni Suriye yönetimine devretmeye hazırız” ya da “Suriyeli olmayan savaşçıların eve dönme vakti geldi” gibisinden açıklamalarıyla da geri vites yaptı zaten. Dolayısıyla eğer İmralı’dan somut bir “silahları bırakın” mesajı gelirse ve teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın hakkında “manevi oğlum” dediği PKK/YPG elebaşı “ben buna uyuyorum silah bıraktırıyorum” derse bir anda iş çözülür... Yok ben babalık falan tanımam, takmam, Abdullah Öcalan’dan bana ne, benim hamim, babam artık ABD’dir diye bir tercih yaparsa da yine iş çözülür ama operasyonla. Yani silahla... Öyle ya da böyle bu iş biter kısacası… Sadece kaçınılmaz son ile ilgili yol ve yöntem seçeneği PKK/YPG elebaşının kendisini kimin oğlu olarak görmesine, babalığının kimde olduğuna karar vermesine bağlı...