Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnsan ne diyeceğini bilemiyor..

Diyeceğimizi dedik aslında..

90’lardan daha beter dedik; şu satırları düştük..

“90’lardan farkı yok..

Hayır hayır var.. Daha da beter!..

Niye mi?

Bütün mahalleler silah deposu gibi.. Bombadan, mayından geçilmiyor..

Arabaya bomba yükleyip polis karakoluna saldırıyorlar..

Traktöre bomba yükleyip askeri karakolu patlatıyorlar.. PKK artık uçaksavarla saldırıyor..

Güneydoğu, büyük kentlerin bazı ilçeleri silah kaynıyor.. Bomba kaynıyor..

Olan biten bunu gösteriyor..

Demek ki; çözüm süreci savaşa hazırlık süreci olarak kullanılmış..

Haberin Devamı

Demek ki; çatışmasızlık ortamı silah depolama ortamına çevrilmiş..

Bu sebeple 90’lardan daha kötü..” Dedik.. (11 Ağustos)

Daha da kötü oldu..

Cizre’den, Silopi’den, Şırnak’tan, Diyarbakır’dan, Güneydoğu’nun yer yerinden çatışma haberleri geldi..

Hendekler kazıldı, barikatlar kuruldu..

PKK’nın talebiyle bazı yerel yönetimler ‘öz yönetim’ adını verdikleri özerklik ilan ettiler..

Devlet de ‘özel güvenlik bölgeleri’ kurdu.. Girişi çıkışı yasakladı..

Sokağa çıkma yasağı koydu..

Savaş haliydi..

Cumhurbaşkanı da bu durumu kabul etti.. Önceki gün TV’de; çözüm süreci sırasında çok ciddi silah stoklaması yapıldığını söyledi..

Dağlıca saldırısına bakın..

Yola döşenmiş mayınlar uzaktan kumandayla patlatılmış.. Denildiğine göre, 400 kilo C4 tipi patlayıcı 100 metre arayla yola yerleştirilmiş..

Güneydoğu mayın kaynıyor, bomba kaynıyor..

Artık zırhlı araçlar bile işe yaramıyor.. 16 askerimiz zırhlı aracın içinde şehit oldu..

Hangi yollar mayınlı.. Hangi yollara, hangi kavşaklara mayınlar döşendiği, aylar önceden hazırlık yapılıp yapılmadığı bilinmiyor..

Bölgede görev yapan komutanlara, polis müdürlerine, MİT görevlilerine sormak lazım..

Kentler silah deposu haline getirilirken neredeydiniz?

Rapor etmediniz mi?

O bombalar, o silahlar göz göre göre mi istiflendi?

Gözden kaçırılarak mı?

Demem şu; Dağlıca bir günde olmadı..

Çözüm süreci değil yol haritası yanlıştı
Çözüm süreci boyunca konuşulanları hatırlayın..
İyi gitmeyen hususlar vardı..
Yapılan yanlışlar vardı..
Keyfi, başına buyruk uygulamalar vardı..
Bunlar eleştirildi, bunlar masaya getirildi.. Ama her seferinde iktidar yanlıları mı diyeyim, iktidar trolleri adını mı vereyim..
Ekranlarda kendilerini yırttılar..
Eleştirenleri ‘savaş istemekle, kanla beslemekle, barışa karşı çıkmakla suçladılar.’
Demedikleri laf bırakmadılar..
Ağızlarından düşürmedikleri söz şuydu; ‘Ölüm haberi gelmiyor ya.. Şehit cenazesi kalkmıyor ya.. Daha ne istiyorsunuz?’
*
Kaç tartışma programında saldırılardan fırsat kaldıkça anlatmaya çalıştık..
‘Silahlar elde dolaştığı sürece bir gün patlar.. Süreç hızlandırılmalı.. Yol haritası gözden geçirilmeli.. Sürecin son noktası belirlenmeli.. Muhalefet bilgilendirilmeli, sürece dahil edilmeli.. Süreci iki üç kişi değil Meclis yönetmeli, Meclis devreye girmeli’ dedik..
Susturmak için üstümüze atlamadıkları kaldı..
Şimdi hepsi ağızlarına fermuar çekmiş oturuyor..
Ne acı durum!..
*
PKK’nın yol kesip arama yaptığı, askerin ise uzaktan seyrettiğinin fotoğrafları yayımlandı..
O fotoğrafı yayımlayanlar o gün hain ilan edilmişti..
Bugün..
PKK sürece ihanet etti deniliyor..
Koalisyon kurulsaydı
İstikşafi görüşme maskesiyle vakit geçirilmeseydi..
Meseleler gerçekten müzakere edilseydi..
AKP seçmen kararını değiştirir sevdasına kapılmasaydı..
AKP erken seçimi iktidar umudu görmeseydi..
Anayasa’nın 45. gün şartı can simidi sayılmasaydı..
Seçmen koalisyonu işaret ettiği gerçeği kabul edilseydi..
AKP-CHP koalisyonu kurulsaydı..
*
Dağlıca olmazdı demiyorum, diyemiyorum..
Ama inanın toplumdaki endişe yarı yarıya olurdu.. Halk, güçlü hükümet var, Anayasa’yı değiştirecek güçte hükümet var.. İki büyük partinin ortaklığı var.. İki ana akımın evliliği var diye..
Rahat uyurdu..