Aslında Gümüşlük sayılmaz.. Gümüşlük’ten Dereköy’e giderken sağda.. Hem ikinci el eşya alıp satıyor hem siparişle mobilya yaptırıyor, masa, sandalye, kitaplık falan, hem de hurdacılık yapıyor..
Marangozmuş.. Bodrum, Ortakent’te dükkânı varmış.. Dükkânı istimlak edilip yıkılınca Dereköy’e gelmiş, tezgâhını kurmuş..
Kurmuş ama müşterileri peşinden gelmemiş..
Ne yapacağım diye kara kara düşünürken akrabaları imdadına yetişmiş..
‘Gel sen de bizim gibi hurdacılık yap, ikinci el eşya al sat’ demişler..
***
Abi dedi; ‘Ben Niğdeliyim, hurda piyasası Niğdelilerin elinde.. Beni bu işe soktular, Allah’a şükür durumumu kurtardım.’
Yeni mekânı devasa bir arazi üzerinde.. Bir bölümüne eski su depoları, borular, inşaat demirlerini dağ gibi yığmış..
Dikkatimi çekti, dedim ki; hurda işi pek iyi gitmiyor galiba.. Yığmışsın ama satamamışsın..
Bilmeden yarasına basmışım..
Bam teline dokunmuşum..
Sorma Abidiye söze girdi; ‘Çin’deki kriz vurdu bizi.’
Çin krizi!..
Gümüşlük-Dereköy arasındaki hurdacıyı vuracak?
Dünya bu kadar küçüldü mü?
Çin, Bodrum’a komşu mu oldu?
***
Bırak Allah aşkına dedim..
Ne Çin’i!
Çin’deki kriz nasıl gelip seni bulur; abartma, uydurma..
‘Vallahi Çin krizi bizi vurdu. İşlerimizi altüst etti. Dağ gibi hurdaların nedeni bu’dedi..
Hadi anlat bakalım dedim.. Çin‘deki kriz seni nasıl vurdu?
Başladı anlatmaya..
‘Parçalanmamış hurdanın kilosunu 40 kuruşa, parçalanmışını 50 kuruşa alıyorum.. TIR’a yükleyip İzmir’e gönderiyorum..
Demir çelik fabrikasına gitmeden önce arada kırıcılar var.. Onlara teslim ediyorum.’
Kilosunu kaça veriyorsun..
‘64-65 kuruşa.’
İyi de bunun Çin’le ne ilgisi var?
‘Bekle Abi anlatacağım.’
‘Kırıcıları bir görmen lazım Abi.. Acayip makineler.. İçine arabayı at anında un ufak eder.. Küçük küçük parçalar haline getirir.
Bizim hurdalar orada küçük parçalar haline geliyor, sonra tekrar TIR’lara yüklenerek demir-çelik fabrikasına yollanıyor..
Orada eritiliyor, bir miktar cevher demirle karıştırılarak kütük demir elde ediliyor..
Kütük demirin kilosu 1 lira 20 kuruşa geliyor.’
Güzel anlattın da hâlâ Çin’le bağlantısını kuramadım..
***
‘Tam da oraya gelmiştim’diyerek devam etti..
‘Yerli kütük 1 lira 20 kuruşa geliyor ya. Çin krize girince adamlar kütük demirin kilosunu 64 kuruşa satıyor.
İzmir liman teslimi.
Ben hurdayı 64 kuruşa veriyorum. Çin kütüğü aynı paraya veriyor.
Bizim işler durdu tabii. Hurdalar dağ gibi bekliyor.’
***
Valla çok güzel anlattı.. Çin’deki krizin Gümüşlük’ü bulmasını dört dörtlük özetledi..
Haklısın dedim, işin zor.. Allah’tan sadece hurdaya yüklenmemişsin..
‘Doğru söylüyorsun. İkinci el falan durumu idare ediyoruz. Sen git İzmir’deki kırıcılara bak. Hepsi iflasın eşiğinde. Her kırıcı da 30-40 kişi çalışıyor. TIR’lar vızır vızır gidip geliyordu. Hepsi durdu. Kan ağlıyorlar.’
***
Bu konuşma bir, bir buçuk ay önce oldu.. Gümüşlükte’ki hurdacı Çin’deki kriz bitse, fabrikaları çatır çatır çalışmaya başlasa diye dua ediyor..
Global ekonomi böyle bir şey demek ki!..
İnsan bana ne Çin’den minden, Kenya’dan menyadan diyemiyor..
Tariz hâlâ sürüyor!
Cumhurbaşkanı 81 ilden çağırdığı konuklarına hitap ederken şöyle bir ifade kullandı..
***
‘Tek parti Cumhuriyet döneminin millete bakışına dair bir başka örneği de Sivas’tan rivayet ederler. Riyaset-i Cumhur Senfoni Orkestrası tamamen klasik Batı eserlerinden oluşan repertuvarıyla konser vermeye gider. Gazeteci, salondan çıkanlardan birine konseri nasıl buldunuz diye sorar. Sivaslının görüşü enteresandır: Sivas Sivas olalı Timur’dan beri böyle zulüm görmedi. Cumhuriyet adına milletimiz işte böyle tariz hatta taciz ediliyordu.’
***
Meseleye bu zaviyeden bakarsak..
Milletimiz hâlâ tariz hatta taciz ediliyor..
Bienal de ne oluyor?
Klasik müzikten daha beter…
Contemporary’ye ne demeli?
Milletimize tariz hatta taciz..
***
Şu günlerde İstanbul Modern’e giden veya yolu Büyükada’ya düşen bir kişi ‘İstanbul, İstanbul olalı böyle zulüm görmedi’dese haksız mı olur?
Ne diyeyim!..
İyi pazarlar..