İstanbul 1 Bölge denilince küçük bir seçim çevresiymiş gibi geliyor. İnsan ilk anda büyüklüğünü tahayyül edemiyor. İstanbul ilinin seçim bölgelerinden biri; ne kadar olabilir ki?
Hemen söyleyeyim memleket kadar. Başlı başına bir ülke kadar. Git git bitmiyor, ucu bucağı yok. 14 ilçesi var, her ilçesi başka bir kent gibi. Neredeyse her ilçesi başka bir kültürü başka bir siyasi görüşü temsil ediyor. İki ilçe arasındaki fark birbirine sırtını dönmüş iki kent kadar hatta iki ülke kadar büyük.
İstanbul 1. Bölge dediğimiz yerde beş milyon insan yaşıyor. 31 milletvekili çıkaracak. Yani Ankara ile başa baş, İzmir’den büyük. Öteki kentler yayına yaklaşamıyor bile. Böyle devasa bir alanda seçmenin nabzı tutmak zor. Şu parti bu kadar oy alır, bu parti şu kadar vekil çıkarır demek kolay değil. Şundan zor; Kadıköy’e gidin, insanlarla sohbet edin, hava bambaşkadır, Sultanbeyli’de bambaşka. Bağdat Caddesi’nde nabız tutarsanız ‘AKP iktidardan gidiyor’ iddiasına girebilirsiniz. Üsküdar’dan Ümraniye’ye çıkarsanız, ‘Dört yıl daha iktidarlar’ kanaatiyle geri dönersiniz. Şöyle izah edeyim: Birinci bölgenin Marmara’ya bakan sahil şeridinin dili farklıdır. CHP ağırlıklıdır, sahilden içerlere doğru kayarsanız dil değişir, karşınıza AKP çıkar.
Devasa bir bölge
Önce devasa bölgenin yapısını daha iyi anlamak için kısa bir yolculuğa çıkalım. Bölgenin ağırlıklı iki partisi üzerinden yürüyelim. Daha sonra MHP ve HDP’yi bu tablonun içine oturtmaya çalışalım.
Kadıköy’de CHP’nin mutlak üstünlüğü var, Maltepe’ye gelince durum dengeleniyor. Kartal’da aynı. Ancak, CHP-Ak Parti dengesinde ibre CHP’ye dönmüş gibi. Bu iki ilçenin de denize yakın kısmı CHP, iç mahalleleri Ak Parti ağırlıklı. Kartal’ı geçip Pendik’e gelince iş değişiyor, Ak Parti ağırlığı hissediliyor. Tuzla’ya da Ak Parti hâkim.
Ümraniye, Sancaktepe, Sultanbeyli gibi denize uzak, karasal ilçeler tahmin ettiğiniz gibi. İktidar partisi güçlü.
Boğaz kısmına geçelim. Üsküdar’dan çıkıp, Beykoz üzerinden Şile’ye kadar giderseniz karşınıza Ak Parti çıkar.
Üsküdar’ın merkezinde CHP var, ama çevre mahalleleri Ak Parti’den yana. Yerel seçimde doğru aday çıkaran CHP makası kapattı.
3 önemli avantaj
Bu tabloyu bozacak nedir?
HDP ve MHP’nin atağı. HDP’nin damgasını vurduğu bir ilçe yok. Sancaktepe’de etkililer, Sultanbeyli’de varlar. Aslında bölgenin geneline yayılmış haldeler. İki önemli avantajları var. Hatta üç diyebiliriz.
BİR: Selahattin Demirtaş’ın bu bölgeden aday olması.
İKİ: İktidar partisi 330’u yakalayıp Anayasa’yı değiştirir, başkanlık sistemini getirir korkusu.
ÜÇ: Gençlerin sempatiyle bakmaları.
Gözle görünen bir gerçek var. Bu bölgede CHP’den HDP’ye ‘anlamlı bir oranda’ geçiş olacak. Konuştuğum CHP’nin üst düzey il yöneticileri de bu gerçeği kabul ediyor.
Onları sıkıntılı gördüm.
CHP beklediğini bulamazsa, hayal kırıklığı yaşarsa ‘Demirtaş faktörü’ nedeniyle yaşayacak.
CHP ile HDP arasında çekişme şu merkezde. CHP; geçişi durdurmak için HDP’nin barajı rahat geçtiğini, yüzde 11’lere ulaştığını yayıyor. HDP; geçişi artırmak veya geri dönüşün önünü kesmek için barajın sınırındayız, her an takılabiliriz söylemini dillendiriyor.
MHP’nin 1. Bölge’de yüzde 9-10’lar seviyesinde olan oyunun nereye çıkacağını tahmin etmek çok zor. Potansiyeli olan ilçeler: Beykoz, Pendik, Kartal, Maltepe.. MHP’den bu bölgede hissedilir bir oy artışı beklemiyorum.
Geçiş gözleniyor
İktidar partisine gelince. Bırakın 2011’i, yerel seçimde indiği oy oranını koruması zor görünüyor. Bölgenin iç kısımlarına hakim gibi dursa da HDP tehlikesi onlar için de var. Ak Parti tabanından da HDP’ye geçiş gözleniyor. Üstüne üstlük o ilçelerde ittifakla güçlenen Saadet Partisi faktörü de var. Ak Parti’den oy kemiriyorlar.
7 Haziran seçimi iktidar partisi için sıkıntılı bir dönemin başlangıcı olabilir. İşaretleri görünüyor. Çünkü memnuniyetsizlik daha rahat, daha kararlı sesle ifade ediliyor. 12 yıldır duymadığımız bir üslupla, bir sesle.
Tabii bütün bu söylediklerim HDP’nin Türkiye barajını geçmesine bağlı. Yüzde 10’un altında kalırlara bambaşka hesaplar yapılacak.