Bu pazar size 48 saatlik kaçamağın öyküsünü anlatacağım..
Cuma günü öğle saatlerinde Bodrum’a indim.. Doğru sahildeki Denizciler Derneği’ne..
Denize karşı, daha doğrusu teknelere karşı ilk çayımızı yudumladık.. Pırıl pırıl bir hava.. Sıcak mı sıcak..
Mekân tıklım tıklım.. Güneş öğle yakıcı ki insanlar kısa kollu tişörtleriyle oturuyor..
*
Çay muhabbetinden sonra Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’a uğradık.. Kocadon CHP’den aday.. Bu kez sadece Bodrum’un değil, tüm yarımadanın patronu olmaya hazırlanıyor..
Kazanır mı?
Yüzde yüz..
Biliyorsunuz, Yalıkavak, Ortakent, Gümüşlük, Turgutreis, Gündoğan, kısaca bütün belediyeler kapatıldı; tek merkeze bağlandı..
İyi mi oldu?
Kocadon; ‘1983 yılında turizm patlayınca Bodrum Belediyesi yetişemez oldu, belde belediyeleri ihtiyaçtan kuruldu.’ dedi..
Peki, ya şimdi?
Beldelerde altyapı kurulduğu için 30 Mart’tan sonra Bodrum Belediyesi’nin şubesi olacak çalışacaklar..
Hatta imar bütünlüğü adına tek merkez iyi oldu denilebilir..
Ama bir dakika..
Bodrum da Muğla’ya bağlandı.. Sorun burada..
Muğla anakent oldu..
Bu şu demek.. Bodrum yarımadasının bütün altyapısından, ulaşımından, itfaiye hizmetinden, ana caddelerinden, sahillerinden Muğla Belediyesi sorumlu olacak..
Sadece Bodrum’dan değil..
Marmaris’ten de, Fethiye’den de..
Mesela, Muğla Belediye’si 150 kilometre uzaktaki Turgutreis’e nasıl müdahale edecek ki!..
Veya Datça’ya..
Akla mantığa uygun değil..
Mantıksızlık şurada.. Bodrum’un iki milyar dolarlık kapasitesi var.. Bütün markalar Bodrum’da.. 72 banka şubesi varmış.. Muğla’da 16-17..
Yani büyüğü küçüğe bağladılar.
*
Mantığa uygun değilse iktidar partisi neden bütün sahilleri Muğla’ya bağladı?
Karar siyasi.. İktidar partisinin başka türlü sahillere inme sahillere müdahale etme, sahilleri istediği gibi dizayn etme şansı yok..
Kırsala çok yatırım yaptılar.. Oradan gelecek oylarla Muğla’yı almayı hedefliyorlar.. Muğla’yı alırlarsa bütün sahiller onların olur..
*
Mehmet Kocadon’la bu meseleyi de konuştuk.. ‘Valla elimizi kolumuzu öyle bir bağlarlar ki, kıpırdayamayız bile’ dedi..
Bu yüzden Muğla Anakent Belediye Başkanlığı seçimi çok önemli.. Orayı da CHP alırsa, uyum sorunu yaşanmaz.. Yarımadayı Kocadon’a bırakır.. Bütün beldeler ihya olur..
*
Belediye’den çıktık, sahilde uzun bir yürüyüş.. Etraf pırıl pırıl.. Gelmişken Sahil Köftecisi’ne uğramadan olmaz..
Oradan doğru Gümüşlük’e.. Belediye Kahvesi’nde akşam üstü çayı..
Bodrum’da da Gümüşlük’te de dikkatimi çekti.. İnsanlar çay bahçelerinde boş boş oturmuyor.. Kiminin elinde kitap var, kiminde dergi, kiminde gazete..
İstanbul’da çok az görünen manzara..
*
Hava karardı; balık saati geldi.. Gümüşlük’teki Hasan’a gittik.. Hasan sıkı balıkçıdır..
Ne yiyeceğiz?
Hamsi..
Yahu İstanbul’da doğru dürüst hamsi yok, Bodrum’da hamsi mi olurmuş dedim..
Ye de gör dediler... Çıtır çıtırdı..
Tam yanında Mars Cafe var.. Gece oraya uğradık.. Mekâna girince şoke oldum..
İçerisi yabancı kaynıyordu, müzik canlı..
Ne mi dinliyorlardı?
İnanmayacaksınız ama Aşık İhsani’nin türkülerini..
Cumartesi kahvaltısı tabii ki Gümüşlük’te, denizin kenarında.. Emriye Hanım’ın sebzeli poğaçalarını özlemişiz..
*
Öğle saatleri Yalıkavak’a geçtik.. Palmarin’i yıkıp yeniden yapıyorlar sanki.. Bir faaliyet bir faaliyet.. Yeni dükkânlar ekleniyormuş, havuz büyütülüyormuş, yatlara hizmet veren alan yeniden düzenleniyormuş..
Akşamüstü Gerçiş’e.. Murat’ın Panorama’sına .. Manzara muhteşem.. Bütün Yalıkavak ayak altında..
Murat’a öteki hayatta sen doğru cehenneme dedim..
Niye Abi dedi; ne kötülük yaptım ki..
Bu dünyada cennette yaşıyorsun, cenneti gördün, biraz da cehennemi gör diye takıldım..
O zaman cehenneme beraber gideriz dedi; sen de cenneti gördün işte!..
*
Yeri gelmişken bizim Gümüşlük’teki dostlardan da bahsedeyim.. Yaz kış buradalar.. Ekibi büyütmüşler, haftanın yedi günü masatenisi oynuyorlar.. Antrenman yapıyorlar..
Nasıllar derseniz..
Fena değiller, ilerletmişler.. Böyle devam ederlerse yaza doğru rakip olurlar!..
48 saatlik Bodrum kaçamağı böyle geçti..
İyi pazarlar!..