Son düzlüğe girince merak katsayısı da arttı.. Tanıyan, gören soruyor; pazar günü ne olur?
Şunun şurasında iki gün kaldı diyorum, biraz sabır..
Israr ediyorlar..
Buradan toplu cevap vereyim, valla bilmiyorum..Siyasetçileri, daha doğrusu, AKP’nin ileri gelenlerini takip ederek sonuçlar çıkarmaya çalışıyorum..
Vaat yağmurunun sağanağa dönüşmesine, göz korkutan, tehditkâr açıklamalara bakınca, galiba AKP ipi göğüsleyemedi diyorum..
***
Mesela.. AKP’nin ikinci adamı üçüncü seçimden bahsetti.. Göz korkuttu..
Üçüncü seçim demek ilkbahar demek..
Olur mu?
Yok artık daha neler, olmaz diyemem.. Bu ülkede artık her şey olur..
Üçüncü de olur, dördüncü de olur..
Üst üste olmaz da araya kısa koalisyon hükümeti girer, kısa mola verilir,yine olur..
***
Mesela.. Meclis Başkanı AKP’nin tek başına iktidar olamazsa; ‘Engellimize bakabilmek çok zor olur. Yoksulumuza kömür dağıtabilmek çok zor olur. Yeşil kartlımıza ilacını vermek çok zor olur. Evlatlarımıza yeni işyeri açabilmek de çok zor olur’ diyerek tehdit dolu konuşma yaptı..
Korku saldı..
***
Son bombayı Başbakan patlattı. Bayram hediyesi diye 10 maddelik yeni vaat paketini açtı..
Bu kez hedef kitle gençler, askerler, öğrenciler..
Vaatler arasında bir madde çok ilginç..
AKP yeniden iktidar olursa gençlerin genel sağlık sigortası borçları silinecekmiş...
18 yaşını dolduranlara sigorta primi ödeme şartını kim getirdi?
AKP..
2012 yılında iktidarda olan AKP getirdi..
Aynı AKP tek başına iktidar olursa gençlerin borçlarını sileceğini vaat ediyor..
5 milyon gencin borcu varmış..
***
Herhalde bu bir ilk oluyor.. Bir parti kendi getirdiği uygulamayı kaldırmak için oy istiyor..
Beni yeniden iktidar yaparsanız, sizi yüklediğim külfetten kurtaracağımsözü veriyor..
Hal buysa..
AKP’nin vaat yağmurunun sınırı kalmamışsa, frenler boşalmışsa, gençlere ’ben ettim siz etmeyin’ çağrısı yapıyorsa..
İpi göğüsleyememiş demektir..
AKP’nin oyu yükselirse CHP sayesinde olacak!
CHP’nin seçim kampanyası çok iyiydi.. Ekonomiye yönelik, ayakları yere basan kampanyaydı.. 7 Haziran seçimleri öncesi çok ilgi gördü..
Çok konuşuldu..
Gerçi oya dönüşmedi ama CHP ilk kez gündemi belirleyen parti oldu..
Başbakan kampanya boyunca CHP’ye cevap yetiştirmek zorunda kaldı..
Hatırlayın; Cumhurbaşkanı devreye girdi ama o da gündemi değiştiremedi..
Haziran seçimine bu atmosferde girdik..
***
AKP, kasım seçimine bambaşka bir havada çıktı.. CHP haziran seçiminde ne vaat etmişse AKP kasım beyannamesinde aşağı yukarı aynısını vaat etti..
Asgari ücretten tutun da sigorta prim borcuna kadar.. AKP kesenin ağzını sonuna kadar açtı..
Hazirandan kasıma oyları yükselirse ilham kaynağı CHP’dir..
CHP sayesindedir..
Kabataş oyunu-3
Üstü çıplak, deri eldivenli 80-100 sapığın türbanlı Zehra gelini taciz ettikleri yalandı..
Bebeğinin yanında Zehra gelini yere yatırıp üstüne işedikleri kuyruklu yalandı..
Haberin amacı belliydi..
Gezi protestocularını itibarsızlaştırmak..
Dönemin Başbakan’ı çapulcular dedi diye çapulcu göstermek.. Mütedeyyin kesimi sokağa dökmek..
Gezicilerle karşı karşıya getirmek..
Manşet tahrik doluydu:
Kadınlar küfrediyor.. Erkekler vuruyor..
***
Senaryoyu gerçek gibi dönemin Başbakanı’na kim anlattı?
Kayınpederi,Bahçelievler Belediye Başkanı..
Onun amacı neydi?
Gezicilere sert tepki gösteren dönemin Başbakanı’na malzeme vermek..
Bu sayede belediye başkanlığını korumak..
Başardı da..
***
Peki, olayı haberleştiren Elif Çakır’ın amacı neydi?
Göze girmek!..
Gerçek bu..
***
Çakır, Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a demiş ki; ‘Ne yazdımsa hepsini olayın kahramanı Z.D. söyledi’.
Ne fark eder?
Bu, Elif Çakır’ı aklar mı? Manşeti temize çıkarır mı?
İnsan gazeteciyse, amigo değilse ‘Kadınlar küfrediyordu, erkekler vuruyordu’başlığıyla sunulan haberi yazmadan önce iki dakika düşünür..
Kabataş’ta üstü çıplak 80-100 adam!..
Hem de deri eldivenli..
Küfreden kadınlar da var.. Onlarında üstü çıplak mıydı?
Olabilir mi diye insan on saniye düşünür..
***
Bir soru daha.. Zehra’ya taciz sırasında gruba müdahale eden yaşlı bir adamla torunu vardı.. Hani öldüresiye dövülmüşlerdi..
Nedense ondan da ses yok!.. Tebahhur mu etti?
***
Bu meselenin peşini bırakmama nedenim şu; iktidarlara hizmet gazeteciliği bitsin artık..