Ankara’da durum şu:
- Seçim olmamış gibi..
- Hükümet hiç gitmeyecekmiş gibi.. ( Bürokraside atama fırtınası esiyor )
- Yeni hükümet hiç kurulmayacakmış gibi..
- Meclis hiç çalışmayacakmış gibi..
- Milletvekilleri , milletvekili olmanın tadını hiç çıkaramayacakmış gibi..
- Genel Kurul açılıp kapanma dışında hiçbir yasa çıkaramayacakmış gibi..
- 7 Haziran seçim sonuçlarının ortaya koyduğu tablo hiçbir zaman dikkate alınmayacakmış gibi..
- 7 Haziran’dan sonra hangi partilerin iktidar hangi partilerin muhalefette kaldığı hiç belli olmayacakmış gibi..
Hayat akıp gidiyor..
*
Temmuz sıcağıyla ilgisi yok.. Ankara ne sıcak günler gördü.. Siyaset sıcağının hava sıcaklığıyla buluştuğu bunaltıcı günleri çok tanık oldum..
Ama böylesi ilk desem yalan olmaz..
Nasıl anlatsam.. Yahya Kemal’in..
‘Aheste çek kürekleri, mehtâb uyanmasın,
bir âlemi hayâle dalan âb uyanmasın’
Dizeleri var ya.. Hahh işte o..
Ankara 7/24 sanki bu sözlerin gereğini yapıyor..
Daha doğrusu ‘Saray’!… Siyasete aheste çektiriyor kürekleri..
*
İstanbul da Ankara’nın havasına hemen uydu..
Piyasalar hafiften çalkalanıyormuş gibi yaptı.. Dolar çeker giderim ha diye tehdit etti.. TÜSİAD telaşlandı; ‘aman hükümet nasıl olursa olsun hemen hükümet’ türküsünü söylemeye başlamışlardı ki..
Ankara’ya gittiler, küçük bir tur attılar, havayı soludular..
‘Hadi hadi demenin’ beyhude çaba olduğuna karar verdiler, sustular..
*
Bu iş en az kırk beş gün sürer.. Daha elense çekme, kündeye getirme, çelme takma, alttan dalma, faul yapma dönemi başlamadı..
Davutoğlu’na hükümeti kurma görevi verilsin, turlar başlasın, perde açılacak..
‘Valla hükümetin kurulmasını biz çok istiyoruz ama lakin!..’ sözleriyle halkın gözünü boyama seansları başlayacak..
Birbirlerini suçlama yarışı kızışacak.. Akım derken başka şey diyenler olacak..
CHP’yi dinsiz ilan ederek kendini de, partisini de batıran daha nice profesörler çıkacak.. Daha nice Yusuflar çıkacak..
Yavaş yavaş.. Hepsi olacak..