Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tabii ki; kurulduğu günden beri her anına , her kararına, her hamlesine damgasını vurdu..

Tabii ki; AKP’nin girdiği her seçim Erdoğan’ın izlerini taşıdı..

Ama o zaman genel başkandı..

Şimdi değil..

Şimdi Cumhurbaşkanı..

Bir buçuk yıldır AKP Genel Başkanı değil..

Bu sebeple AKP’ye ayar vermesi, rota çizmesi, hatta talimat vermesi önemli..

***

Başlıkta; Cumhurbaşkanı’nın AKP’ye vurduğu üçüncü damga dedik..

Son 20 günde notunu da düşelim..

Nedir onlar?

BİR:AKP’nin yönetim kadrosunu belirledi.. MKYK’ya girecek isimleri tek tek seçti.. AKP delegeleri tartışmasız onayladı..

Haberin Devamı

İKİ:Milletvekili aday listesi Beştepe’den geçti.. Davutoğlu gece yarısı Saray’a çıkarak
onay aldı..

ÜÇ: AKP, seçim beyannamesinde etkin ve dinamik bir başkanlık sistemine geçileceğini ilan etti..

***

Başkanlık sistemini kim istiyor?

Cumhurbaşkanı..

Açıkça söylüyor.. Davutoğlu’nun isteyecek hali yok..

Bana oy verirseniz, yeterli milletvekilini çıkarmamı sağlarsanız başbakan olmayacağım..

Anayasa’yı değiştirerek anahtarı Saray’a teslim edeceğim..

diyecek hali yok..

Mantıksız!..

***

Şöyle olsa anlarım.. Davutoğlu parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmek için oy ister.. Seçmen onay verirse başkan adayı olur..

Bu anlaşılır bir durumdur..

Başkan adayı olmayacağına göre!..

Demek ki; başkanlık sistemine geçileceği beyanı Saray’ın talebi..

***

Şu da var..

Davutoğlu , 7 Haziran seçiminden dört gün sonra halkın başkanlık sistemine izin vermediğini TRT ekranlarında söylemişti..

Gündemlerinden düştüğünü ima etmişti..

Madem hal buysa..

Madem halk izin vermediyse..

Dün etkin ve dinamik
bir başkanlık istemesi
ne anlama geliyor?

Saray..

Davutoğlu artık her koşulda yok

7 Haziran’da eline geçen fırsatı kullanamadı.. Partisini tek başına iktidar yapamadı ama iktidarın büyük ortağı haline getirdi..

Koalisyon kursa..
CHP’ye hedese..

Saray’ın vesayetinden kurtulacaktı..CHP’yle el sıkışamadı..

***

Üstüne üstlük kongreye gitmek zorunda bırakıldı.. Kendi ekibini kuramadı.. Milletvekili aday listesine hakim olamadı..

Durum şudur; 1 Kasım’da seçimde..

330 milletvekilini bulursa.. Anayasayı değiştirecek, başkanlık sistemine geçmek için çaba sarf edecek.. İcranın başına resmen Cumhurbaşkanı’nı geçirmek için mesai harcayacak..

***

276 milletvekilini bulursa..Cumhurbaşkanı dört yıl boyunca Türkiye’yi fiili başkan olarak yönetecek.. Bu gizli bir durum değil.. Cumhurbaşkanı fiilen başkan olduğunu hukukun kendine uydurulması gerektiğini söylüyor..

***

276’yı bulamazsa..Fatura kendisine kesilecek.. Koltuğu bırakmak zorunda kalacak.. AKP başka bir
genel başkanla ya kısa
süreli koalisyon deneyecek ya da bir kez daha seçime gidecek..

***

Kısaca her koşulda Davutoğlu kaybedecek..

Vaatler yağmuruna İnönü ayıbı!..

Davutoğlu’nun vaatlerini muhalefet partileri yapsa..

İktidarcı yayın organları ‘kaynak nerde kaynak nerde’ diye bağırırlardı..

Davutoğlu, ‘biz biriktirdik onlar hazinenin kasasını boşaltacaklar’diye kükrerdi..

Nitekim; 7 Haziran seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu’nu bu sözlerle suçladı..

***

AKP can havliyle kesinin ağzını açmış.. Demirel’in onlar ne verirse beş fazlası politikasına dönmüş..

-İş kurmaya kalkan gençlere 50 bin lira hibe..
100 bin lira faizsiz kredi..

-Genç çiftçiye proje karşılığı 30 bin lira hibe..

-Emekliye 100 lira zam..

-Gençlere bedava internet..

-Asgari ücret 1300 lira olacak..

Gibi bir dizi cazip vaat..

***

İsmet İnönü ile ne ilgisi var diyeceksiniz..

Bu durumu AKP’liler şöyle açıklıyor.. Diyorlar ki; ‘İnönü Türkiye’yi ikinci dünya savaşına sokmadı ama halk savaş koşulları yaşadı.. Savaşa gireceğiz korkusuyla buğday ambarlarda
çürüdü.. Bizim de kasalarımız parayla dolu çürümesin harcayalım’

***

Ne diyelim.. Alakaya bakın!.. Benzetmeye bakın!..

Yuh ya..40 milyon insanın öldüğü İkinci Dünya Savaşı boyunca buğdaylar çürümüş olabilir ama bir kişi bile ölmedi..

Ne ölmesi burnu bile kanamadı..