Güneydoğu’da olup biten anlatılırken..
1990’lar gibi..
1990’lardan beter ..
1990’lar bile daha iyiydi..
İfadeleri kullanılıyor..
O topraklarda yaşananlar, olan biten zihinlerde canlansın diye kıyaslama yapılıyor..
Yapılıyor ama aslında benzemiyor..
2015 çok farklı..
Üç günlük kısa izin öncesi kaleme aldığım son yazı Ankara senaryosuydu..
Ankara’da çok konuşulan senaryoyu paylaşmıştım..
Neydi o?
Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulacak ama çalışamayacak.. Çünkü, dönüp dolaşıp rejim meselesine gelecek..
Başkanlık mı, parlamenter sistem mi tartışması uzayıp gidecek.. İktidar partisi; ‘Bu iş böyle yürümüyor, kararı halk versin’diyerek ülkeyi seçime götürecek..
HDP’yi baraj altına iteleyerek anayasayı tek başına değiştirecek çoğunluğu arayacak..
Seçim sonbaharda olur deniliyor..
Sonbahar erken değil mi sorusuna verilen cevap şu;
CHP Kurultay’ı için Ankara’daydım.. Fırsat bu fırsat dedim; Başkentte ne konuşulduğuna kulak kabarttım..
Kulak kabartmakla kalmadım..
Bir süre sonra içine girdim..
Konuştuk, tartıştık, söyledikleri hem aklıma yattı, hem yatmadı..
Ankara senaryosunu..
Konuştuklarımızı, tartıştıklarımızı aktarayım..
Kararı siz verin..
Kılıçdaroğlu, CHP’nin üç büyük devrime imza attığını söyledi; dördüncü devrimsözü verdi..
Üç büyük devrim şu..
-Cumhuriyeti kurması..
-Türkiye’yi çok partili hayata geçirmesi..
-Sosyal demokrasiyi getirmesi..
Dördüncü büyük devrim?
Özgürlükçü demokrasi..
CHP lideri kurultay konuşmasında; ‘
Galiba, CHP’nin ihtiyacı olan tek şey bu..
Devrimci ruh..
Dün de değindim.. Çünkü CHP’de lider sorunu yok.. CHP’de yönetim sorunu yok.. Ali gider, Veli gelir.. Ayşe gider Fatma gelir..
Yüzler değişir, isimler değişir, üsluplar değişir o kadar..
Oysa ki..
CHP’nin sorunu derin..
CHP’nin sorunu köklü..
CHP’ni sorunu yapısal..
Cumartesi günü CHP kurultayı var..
Görülen o ki; rutin kurultay olacak.. Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçilecek.. Parti meclisi yenilenecek.. Parti yönetiminde bazı değişiklikler yapılacak..
Ali gidecek, veli gelecek..
Ayşe gidecek, Fatma gelecek..
Nöbet değişimi, koltuk değişimi yaşanacak..
Kısaca, hiçbir şey değişmeyecek.. Kongre öncesi CHP’yle kongre sonrası CHP arasında fark olmayacak..
CHP’de asıl sorun bu..
Biri Suruç’ta, öteki Ankara’da Türkiye iki canlı bomba dehşeti yaşadı..
Suruç’ta 32..
Ankara’da 102 kişi öldü..
Suruç’taki canlı bomba yerliydi.. Bizdendi.. Türk IŞİD’iydi..Veya IŞİD’in Türkiye koluna bağlıydı..
Ankara’daki saldırı karmaydı.. Canlı bombalardan biri Türk’tü, diğeri Suriyeli..
Arap yani..
Yardım edenler, Türk’tü.. Antepliydi..
Polis bir dizi operasyon yaptı.. Ankara’da, Antep’te, Diyarbakır’da, Adıyaman’da IŞİD’in hücre örgütlenmeleri ortaya çıkarıldı..
Bahçeli’nin delegesine çektiği rest şuydu..
Basın toplantısında demişti ki; ‘Kim ne kadar imza toplarsa toplasın, MHP’nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktır’
Diyelim ki; 1160 delegeden 800‘ü, 900’ü kongre toplansın diye imza verdi.. Bahçeli ne yapacak?
İmzaları yok sayacak..
Çöpe atacak..
Delegeler çatlasa da patlasa da kongreyi toplamayacak..
Bu satırları okuyanlar tamam da bu MHP’nin iç meselesi, bize ne, neden çok önemli ki diyebilir..
Şundan çok önemli..