Yasal altyapısı hazırlandı.. Milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkarıldı..
Rejim değişikliği konusunda anlaşma sağlandı.. Referandumda sahaya çıkıldı..
Önümüzde büyük final var..
Soru şu..
AKP-MHP ittifakı büyük finalde de sürecek mi?
Sürecekse, ittifakın çerçevesi nasıl olacak?
---
MHP hazır.. İttifakın adını bile koydu..
Soru şu.. Hangi seçim daha önce olacak?
Yerel seçim mi?
Cumhur-başkanı ve milletvekili seçimi mi?
Yerel seçimi öne almak zor.. Anayasa değişikliği gerekiyor.. Genel seçimi öne çekmek kolay.. Meclis kararı yeterli..
Bu sebeple; 2018’de genel seçim bekleyenler çoğunlukta..
---
Gerçi, Cumhurbaşkanı da Başbakan da seçimlerin zamanında yapılacağını söylüyor..
Cumhurbaşkanı, yerel seçimlerin 2019 yılında yapılacak cumhurbaşkanı seçimini belirleyici olacağını sık sık vurguladı..
Yeni yıla sokakta girmek, yeni yılı sokakta karşılamak eskiden bizde yoktu..
Taksim 33 yıldır ışıklandırılıyor ama insanlar eskiden meydanda toplanmazdı..
Böyle bir âdet yoktu..
2000’li yıllarda başladı, 2000’li yılların ortasında tavan yaptı.. İğne atsan yere düşmez hale geldi..
Üzücü olaylar da oldu..
Kadınlara taciz gibi, sarkıntılık gibi..
Hatırlıyorum, 2006 yılbaşına magandaların sarkıntılık görüntüleri damga vurmuştu..
---
Türkiye üç gündür yedi büyüklüğünde depremle sallanıyor..
Sebebi, iktidarın son çıkardığı KHK..
KHK’nın ucu açık, muğlak, nereye çekersen oraya gider tarzda yazılması..
Birçok hukukçu, birçok siyasetçi, birçok aydın ben dahil birçok köşe yazarı kaygılarını dile getirdi..
TCK’nın mimarlarından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Sözüer, ‘Gelecekte işlenecek suçlardan dolayı sorumluluk doğurmayacağı yönünde hukuki düzenleme yapılamaz’ diyor..
---
Hükümet Sözcüsü Bozdağ, düzenlemenin geleceği kapsamadığını, 15/16 Temmuz’la sınırlı olduğunu söylüyor..
Ama metinde böyle bir ifade yok..
İktidar OHAL’e dayanarak öyle bir KHK çıkardı ki; ortalık birbirine girdi..
İktidar farklı anlatıyor, muhalefet farklı yorumluyor..
Gerçek şu ki; çoğu kişinin tüyleri diken diken oldu..
Nedir o madde?
İfade şöyle..
Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.
---
İktidar diyor ki;
İkisini birbirinden ayıralım..
Taşeron işçi uygulamasına son verilmesi.. 400 bin taşeron işçinin kadroya alınması doğru karar..
Alkışlanacak karar..
Ama bunun OHAL’e dayanılarak KHK ile yapılması yanlış..
Hem de çok yanlış..
Çünkü yasama organı devre dışı bırakılıyor..
OHAL niye ilan edildi?
15 Temmuz’da ayaklanan, hükümeti devirmeye çalışan, ülkeye el koymaya yeltenen
Bugün Pazar.. İzin verin bugün kendimizden bahsedeyim.. Benim gibi günlük siyasi yorum yapanların halinden..
Okura yazı beğendirmek zordur..
Kimi fikrinize katılır, kimi şiddetle karşı çıkar..
Kimi üslubunuzu yumuşak bulur, kimi sert..
Kimi şunu yaz der..
Kimi şunu neden yazmıyorsun diye hesap sorar..
---
Biri yanınıza gelir..
Sık sık duyduğumuz sözdür..
Özelikle siyasetçilerin dilinden düşmez.. Birbirlerini suçladıklarında; suçlanan, o meşhur cümleyle savunmaya geçer:
‘Müfteri, iddiasını ispat etmekle mükelleftir.’
Doğru.. Bir kişiyi bir şeyle suçluyorsan; örneğin yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvet almakla, mafya olmakla, terör örgütüne üyelikle her neyleyse..
İspat etmen lazım..
Delilleri ortaya koyman lazım..
Siyasetçiler sık sık ‘Müfteri, iddiasını ispat etmekle mükelleftir’ demekte haklıdır ama, söz anlamlı ama, söz güzel ama..
Hayatın gerçeğine uymuyor..