İslam dünyası yarın büyük bir sınava giriyor..
Bakalım ne yapacaklar?
Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyınca Ankara haklı tepkisini ilk gün gösterdi..
Elinden geleni yaptı..
Cumhur-başkanı İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplantıya çağırdı.. 57 ülke üye.. Birleşmiş Milletler’den sonraki en büyük örgütlenme..
Merak ediyorum..
***
BİR:
Ne tehdidi diyeceksiniz?
Darbe tehdidi..
FETÖ’cü çete hâlâ faaliyette mi? FETÖ askerden, polisten, yargıdan, bürokrasiden temizlenmedi mi?
Kripto olanlar vardır tabii.. Kendini gizleyenler.. Ama kilit isimler ayıklanmadı mı?
130 bine yakın kişi kamudan atıldı..
Darbeye kalkışan askerler tutuklandı, yargılanıyor..
Beş bine yakın hakim /savcı meslekten ihraç edildi.. En babaları da kaçtı.. Cumhurbaşkanı’nın deyişiyle ‘en akıllıları’ diyelim..
Emniyette, MİT’te ciddi temizlik yapıldı..
Cuma günü hukuk, ekonomi ve uluslararası ilişkiler perspektifinden Türkiye’yi ele alan bir seminer izledim..
Türkiye üç ana başlıkta masaya yatırıldı..
Ekonominin bugününü/yarınını anlatan Murat Üçer de..
Uluslararası ilişkilerin kaygan zeminini izah etmeye çalışan Soli Özel de..
Söz alan izleyiciler de..
Temel meselenin hukuk olduğu konusunda hemfikirdiler..
*
ABD Başkanı Trump el bombasının pimini çekti, Ortadoğu’nun kalbine bıraktı..
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiklerini ilan etti..
Almanya, Fransa, Avrupa Birliği, Rusya tepki gösterdi .. İyi yaptın diyen olmadı..
Herkes çok gereksiz buldu..
Peki, Trump bu kararı neden aldı?
İki neden söyleniyor..
BİR: Ülkesinde zor durumda, basın bindirdikçe bindiriyor.. Medyada etkili olan Yahudi lobisini arkasına almak istedi..
İKİ: Damadı baskı yaptı.. Etkili oldu..
Cumhurbaşkanı, danışmanları, partisinin üst düzey yöneticileri, hukukçularla cuma günü İstanbul’da geniş çaplı toplantı yapmıştı..
Gündem uyum yasalarıydı ama başat konu 2019 seçimlerine nasıl gidileceğiydi..
Çıkan sonuç şu..
Seçim barajı düşürülmeyecek.. Yine yüzde 10 olarak kalacak..
Ama Bahçeli’nin istediği gibi açık seçim ittifakı yapılabilecek..
İttifak yapan partilerin ismi oy pusulasına yazılacak.. MHP kurumsal kimliğini koruyarak, AKP çatısı altında seçime girecek..
Veya Erdoğan’ın lokomotif olduğu AKP trenine eklemlenecek..
Meseleyi biraz daha açayım..
Bu işin altında başka şeyler var.. Reza Zarrab’ın mahkemede söyledikleri tabii ki çok önemli..
İftira diye geçiştirilmeyecek iddialar.
Adeta itiraf..
İnanıyorum ki savcılar o dosyayı yeniden açacaktır.. Zarrab’ın iddialarını sorgulayacaktır..
Sorgulaması gerekir..
Çünkü yeni deliller ortaya çıktı.. Oyunun başrolündeki Zarrab rüşvet verdiğini kabul etti..
Veya iddia etti..
Her neyse, bu ayrı konu.. Benim üzerinde durmak istediğim mesele farklı.. Zarrab’ın ABD’ye gidişiyle ilgili..
Toplumsal hafızamız zayıf.. Kolay unutuyoruz.. Kısaca, balık hafızalıyız..
Böyleyiz ama henüz hafıza kaybına uğramadık..
Unutsak bile arşiv denen bir şey var..
Her söz, her belge bazen unutulur, bazen görmezden gelinir ama bir gün mutlaka ortaya çıkar..
Çıkarılır, sahibini önüne konulur..
***
Eski Başbakan Davutoğlu İzmir’de bir toplantıda konuşmuş.. ABD’deki davaya verip veriştirdikten sonra aynen şöyle demiş..
‘Rıza Sarraf başta olmak üzere ateş çemberindeki ülkenin düştüğü zor şartlarda kim kendi çıkarını düşünmüşse, kim kendi servetini artırmayı planlamışsa, kim rüşvet almışsa, kim haksız kazanç peşinde olmuş ve elde etmişse onlardan da hesap sorulmalıdır.’
İnsan yaşamını teraziye koyabilir mi?
İnsanın halinden memnun olup olmadığı ölçen, yaşamı sorgulayan terazi var mı?
Var..
O, terazinin bir kefesi ‘keşke’dir.. Öteki kefesi ‘ iyi ki’dir..
Keşkeler ağır basıyorsa, pişmanlıklar ağır çekiyorsa kişi halinden memnun değildir; mutsuzdur.. İyi kilerin kefesi aşağıya doğru inmişse kişi halinden memnundur; mutludur..
Kendimizi test edebiliriz..
Keşkeler azsa, iyi kiler ağırlıklıysa sorun yok; yola aynen devam.. Ama keşkeler fazlaysa oturup düşünmek lazım..
***