Ne olursa olsun yurt dışına kapağı atayım gerisi kolay:
Yanlış. Gerisi kolay değil. Aslına bakarsanız asıl hikâye o “gerisi” diye pek de düşünülmeyen kısımla ilgili. En büyük golleri oradan yiyorsunuz. Bütün enerjiyi yurt dışına çıkmaya harcayıp, çıkınca ne yapacağını bilemediği için ya da yanlış, yetersiz ve gerçekçi olmayan planlar, hesaplar yaptığından telef olan çok insan var. Ailesinin varını yoğunu bir iki yılda yiyip bitirenlerin acıklı hikâyeleri, başarı hikâyeleri kadar yüksek sesle dillendirilmiyor.
Yurt dışında her şey daha iyi:
Yanlış. Bir defa “yurt dışı” diye yekpare bir yer olmadığı gibi, Avrupa, Amerika gibi görünüşte belli bir tanımı, tarifi ve ortak kültürü olduğu kabul edilen yerler de homojen alanlar değil. Her ülkenin, milletin, şehrin, mahallenin imkânları, kültürü, özellikleri farklı. Aynı şehirde yaşayıp çok farklı hayatlar sürmek de mümkün. Özellikle de çok göç alan büyük şehirlerde. Yani bir kişinin gidip uygun şartlarda mutlu, memnun yaşaması demek herkesin aynı yere gidip, aynı şartlarda yaşayacağı anlamına gelmiyor. İyi - kötü gibi genellemeler yapılamaz. Çok fazla özenilen, imrenilen Batı ülkelerinde de yolunda gitmeyen bir sürü şey var, bir cennet hayatı sürülmüyor. Ekmek aslanın ağzında. Yurt dışına turist olarak gitmekle yaşamaya gitmek arasında çok büyük farklar var, bunu asla unutmayın. Turistik gözlemlerinizin sizi yanlış yönlendirmesine izin vermeyin. İnsanların yaşamaya gittiği yerler sadece Avrupa ya da Amerika değil. Asya ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri, Türkiye’den yurt dışına her türlü ülkeye yaşamaya giden insanlar var.
Yurt dışında yalnız kalırsın, sürünürsün, kimse kimseyle ilgilenmez:
Yanlış. Eğer burada anlatılmak istenen “iş güç olmadan anne baba akraba evinde yaşayamazsın, kimse sana bakmaz” gibi birşeyse evet doğru. Yurt dışında memleketindeki sonsuz krediyi ve konforu bulamazsın. Ne kadar hata yaparsan yap gidip kafanı sokup sıcak yemek yiyeceğin ailen yok. Bunları sen memleketinde bıraktın. Devamlı çalışmak, üretmek zorundasın. Hataların ve yapamadıklarınla ilgili suçlayacak kimsen yok kendinden başka. Sana memleketinde verilen ve farkında olmadan sahip olup sömürdüğün, değerini bilmediğin pek çok şeyi burada yeniden kazanmak, hak etmek ve korumak zorundasın. İnsanlar tanımaktan, vatandaş olmanın sana verdiği doğuştan gelen haklarına kadar her şeyi yeniden inşa etmen gerekecek. Ama konu “yurt dışında bizdeki insanlık yok” gibi bir şeyse kusura bakma o tamamen yanlış. “İnsanlık bir tek bizde var” gibi bir düşüncen varsa zaten bundan hemen kurtulmak en iyisi.
Yurt dışına yaşamaya gitmek ülkeden kaçmak anlamına gelir, ben bunu yapmam:
Yanlış. Herkes bu yanıta şahsi yanıtını verir. Ben de benim yanıtımı savunayım. Hayır yurt dışında yaşamak istemek kaçmak değildir. Bence memleketinde ne olursa olsun imkânı olan, ufku olan herkes yurt dışında bir süre yaşamalıdır. Elbette bu bir macera gibi olabilir ya da kişinin eğitimi, yetenekleri, aile durumu doğrultusunda kariyer ağırlıklı veya kültürel bir karar olabilir. Ama olmalı. Bir süre yurt dışına gidilip, görülmeli. Dünya neye benziyor, oturduğu yerden atıp tutmak yerine, insan gidip insanları tanımalı, konuşmalı, mesajını vermeli, mesajlar almalı, öğrenmeli. Kabuğundan çıkmayan insanın, ülkenin gelecekte hakkı ve layıkıyla var olma şansı yok. Yurt dışına gitme konusunda istekli olan insanları “kaçmak” falan gibi argümanlarla cesaretsizleştirmek, onların hevesini kırmak özellikle şu günlerde çok karşılaşılan bir durum. Ama yurt dışına gitmek ne ülkesini geride bırakmaktır ne de ülkesini sevmemektir. Aksine aklı zihni açık olan, vatanını seven çıkar gider bir süreliğine dünyayı görür. Eğitim alır, kariyer yapar. Hele ki insana değil, betona yatırım yapılan bir ülkede insanların bu açığı kapatmalarının başka yolu yok. Bunun da önünün kapatılmaya çalışılması gerçekçi değil.
Türkiye dünyaya açılmazsa dünya da Türkiye’ye açılamaz. Bizim bir sürü sorunumuz bu kapalılıktan ileri geliyor. İnsanlar Türkiye ve Türkler hakkında çok az bilgiye sahip. Türkler de dünya hakkında hiçbir şey bilmiyor. Bu durumun değişmesi lazım.