Nilipek’in dördüncü stüdyo albümü “Uydurduğumuz Oyunlarla”, 3 Mayıs’ta yayınlandı. Nilipek şöyle diyor: “Bu albümdeki şarkılar bizi olduğumuz yerde tutan, bizi biz olmaktan alıkoyan, bizi kısıtlayan yalanlara, insanlara, durumlara, biraz da kendimize yazıldı.”
Açılış şarkısı “Yalan Söyledik”ten itibaren bir itiraf, hesaplaşma ve özgürleşme albümü olarak kendini adım adım dinletiyor. Müzikal açıdan da bir özgürleşme, sınırlardan kurtulma hâli söz konusu. Folk, rock, lo-fi, indie pop, Nilipek daha önce yer yer uğradığı bu duraklara bu albümde çok daha olgun bir bakış açısı ve düzenleme anlayışıyla uğruyor.
Bu hafta “Menekşe” adlı şarkıya video çekildi. “Geçmiyor Zaman” önceden single olarak bir video ile sunulmuştu. Berkay Küçükbaşlar ve Taner Yücel, Nilipek ile birlikte yapımcılığı üstleniyor. Mix Emre Malikler, mastering Everett Young’a ait. Nilipek’in ‘en bağımsız hissettiğim albüm’ diyerek tarif ettiği “Uydurduğumuz Oyunlarla” gözden kaçmaması gereken bir çalışma.
Yeni çıkanlar
Gazapizm’in yeni albümü “Dönmek İçin Eve” raflardaki yerini aldı. Beşinci stüdyo albümünde Anıl Acar kendi deyimiyle 14 yaşında müzik yapmak için evden ayrılan birinin geri dönüşü ve yaşadıklarıyla hesaplaşmasını şarkılarla aktarıyor.
Folk, country, rock unsurlarını bir araya getiren Amerikalı alt-rock ekibi Kings of Leon yeni albümünde eğlenceye davet ediyor. Albümün adı “Can We Please Have Fun”. Tam olarak “Biraz eğlenebilir miyiz” anlamına geliyor. Dürüst olmak gerekirse daha eğlenceli albümleri var Kings of Leon’un. Keane, artık klasik kabul edilen “Hopes & Fears” albümünün 20’nci yılı şerefine bir yeniden baskı yaptı. Demo’lar, yayınlanmayan bazı şarkılar ve resimli bir de buklet yer alıyor bu üç CD’lik pakette. Nick Cave ile çalışmalarından ve solo işlerinden tanıdığımız Mick Harvey yeni bir albüm yayınladı. Adı “Five Ways to Say Goodbye”.
Eurovision’la normalleşme
Eurovision yarı finallerinde Sertab Erener yarışma arasında performans gösteren sanatçılar arasına katılıp, 2003 yılında birinci olan şarkısı “Every Way That I Can”i seslendirdi. Bu coşkulu görüntüleri izlerken insan üzülüyor. İlki 1975 yılında düzenlenen bu yarışmaya 34 kez katılıp bir sürü iyi derece ve bir de birincilik elde eden ülke olarak bir anda sırtımızı dönmemiz bana hâlâ olağanüstü bir durum gibi geliyor. Aynı şeylere sevinip aynı şeylere üzülmeyi özledik. Her konuda ikiye ayrılmaktan sıkıldık. Eurovision birleştirir.
Apple reklamındaki sorun
Görmüşsünüzdür. Yeni iPad reklamında insana özgü yaratıcılığı simgeleyen ne kadar müzik aleti, cihaz, mekanik ve elektronik nesne varsa, keyif aldığımız ne varsa hepsi dev bir pres tarafından ezilerek yok ediliyor. Bu görüntüleri ağır çekimde detaylarıyla içimiz parçalanarak izliyoruz. Ardından bu presin içinden yeni iPad çıkıyor.
Neresinden başlasam bilemiyorum. Sadece şunu belirtmek istiyorum. Dünyada yeni kuşaklarda fiziksel nesnelere karşı bir ihtiyacın doğduğu, plak, CD, kaset satışlarının ciddi oranda arttığı, kâğıt kitap satışlarının arttığı bir dönem yaşanırken, markalar yeniden walkman, DiscMan üretmeye başlarken siz her şeyi presleyip yok edip elimize bir adet tablet vermek istiyorsunuz. Zamanın ruhu ancak bu kadar yanlış anlaşılabilir.