Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Londra-İstanbul hattı hayli yoğun. Gelen gidenin haddi hesabı yok ve bu beni iki sebepten çok mutlu ediyor. Birincisi, Türkiye’ye gitmeden Türkiye ayağıma gelmiş oluyor (bencil sebep). İkincisi, yurt dışında ne kadar çok Türk olursa o kadar güçlüyüz gibi geliyor bana. “Beyin göçü” söyleminin aksine, ben yurt dışında dünyaya yayılan daha fazla Türk, daha güçlü bir Türk diasporası olması gerektiğine inandım son yıllarda. Yani beyin göçü iyi bir şey aslında.

Her neyse, geçen hafta Teoman, Gripin ve Batu Akdeniz, Eventim Apollo’da bir konser verdi. Bu tip konserler artık hıncahınç doluyor. Eventim Apollo, eski adıyla Hammersmith Apollo, Londra’nın en güzel salonlarından ve burada 3000 kişilik bir kalabalığa konser vermek şahane bir şey Türk sanatçıları için. Londra’ya devamlı uğrayan Duman, Ezhel ve daha pek çok sanatçı var ve neredeyse her ay bir ya da birkaç konser düzenleniyor. İşte size güçlü diasporanın faydalarından basit bir örnek.

Haberin Devamı

Teoman’la Soho’da buluştuk ve birkaç saat süper vakit geçirdik. Bu bir röportaj değil sohbetti. O yüzden sadece bazı kısımlarını aktaracağım. Birincisi, Teoman’ı yepyeni bir ruh halinde, hayatının yeni bir dönemine girmiş buldum. Yeni müziklere, genç sanatçılara kapısı ve kulağı sonuna kadar açık. Artık neredeyse sadece yeni müzikleri dinlediğini anlattı. Yeni yapılan işlerden bazılarını tür farkı gözetmeksizin çok yaratıcı ve iyi bulduğunu söyledi. Mesela şu ara çok popüler olan Çakal’la bir düet yaptığını anlattı ve dinletti. Yakında duyulacaktır. Nedenini, nasılını yarınki Kültür Sanat ekindeki köşemde yazdım.

Bunun dışında film müzikleri, cover’lar hazırlıyor. Yeni bir albüm planı var ama bunu ve konseptini de daha sonra yazacağım. Gece hayatını tamamen terk etmiş. Sağlıklı yaşıyor. Mümkün olduğu kadar kızıyla vakit geçirmeye çalışıyor.

Türkiye’nin tatsızlaşmasından, tanıdıkların artık maddi ve manevi olarak şehirde barınamadığı için bir bir güneye taşınmasından dertli. Ama müzik yapma ve yeni şeyler keşfetme heyecanını yeniden yakalamış. Bu da anladığım kadarıyla onu sanatsal açıdan diri tutuyor.

Haberin Devamı

Laf arasında “Keşke Şebnem’le bir düet yapsak” gibi bir laf geçti. Bu gerçekten de süper olurdu. Türkiye’de rock yeni nesil sanatçılarla geri geliyor ve o sanatçıların türün büyük isimlerini hatırlaması, görmesi önemli. Keşke Şebnem Ferah ve Teoman böyle bir düet yapsa. Bunun için şartlar oluştu, ortam hazır.

Dönerli pizza ve inek kalbi!

Norveç’in dünyaya son ihracı Manchester City’li Haaland’la ilgili hemen bütün haberler ilgi çekiyor şu ara. Times’ta gollerin efendisinin beslenme rejimiyle ilgili bir haber dikkat çekti. Haaland, en sevdiği yemeğin dönerli pizza olduğunu anlatmış. Organik beslenmiş inek olursa kalbini ve ciğerini de yediğini ifade etmiş. Günlük dieti 6000 kalorilik biri için herhalde çerez niyetinde yemekler bunlar. İşin gerçeği, dönerli pizza berbat bir şey. Haaland’ı biri acilen gerçek bir kebapçıya götürmeli.

Enflasyon paketleri büyüttü

Önceki gün istifa eden ve ardından sosyal medyada en fazla dalga geçilen politikacı haline gelen Liz Truss’un açıkladığı ekonomik plan pound’u zıplatmış, çıkış trendindeki enflasyonu yüzde 10 civarına yükseltmişti. İlginç olan, marketlerde fiyatlar arttıkça bizdeki gibi paketler küçülmedi. Mesela makarna, pirinç gibi temel besinlerde paketler büyüdü. Fiyat aynı kaldı, paket büyüdü. Aile boyu tabir ettiğimiz paketler öne çıkarıldı. Bu stratejinin nedenini, nasılını uzmanlar buyursun tartışsın.