Ruslar nükleer tesisi topa tutmuş. Şimdi ne olur, tesis patlar ve nükleer felaket olur mu? Konuklar tartışıyor.
“30 ülkeden birini seçin, hayatınızın tatilini yapın” diyor reklamdaki ses. Fonda sapsarı kumdan sahiller, mavi deniz ve palmiyeler var. Erken rezervasyonda fayda var müjdesini de veriyor dış ses.
Harkiv’de sivillerin üzerine bomba yağmaya devam ediyormuş. Vatandaşın biri telefonla görüntülü olarak bir şeyler anlatırken “ciyuuuuv” diye bir ses duyuldu, inanılmaz bir patlama oldu, telefondaki görüntü sarsıldı, ortalık karıştı, önünde durduğu bina kafasına yıkıldı. Kaçabildi mi göremedik.
Bembeyaz dişleriyle gülen bir adam arabasıyla ne kadar da gurur duyduğunu anlatıyor bize bakışlarıyla. Bu elektrikli arabayla dünya artık daha güzel bir yer çünkü fosil yakıt kullanılmıyor. Adam gururla iniyor arabasından ve fütüristik evine doğru mağrur adımlarla yürüyor. Arkasından imrenme duygusuyla bakakalıyoruz.
Gri gökyüzünün altında insansız bomboş upuzun bir sokak. Sağlı sollu evler. Dizi dizi, içi kutu kutu. Ucuza getirilmiş beton dağları. Belli ki fakir fukara dar gelirlinin evi bunlar. Belki de yatırımlık diye alınmıştır bin bir umutla. Bommmm, az ileride patlayan bomba binaları kibrit kutusu gibi yıktı, her yanı sarstı. Kameraya yakın binaların sıvaları toz toz döküldü. Adamın biri her şeyden habersiz yürüyordu, koşarak kadrajdan çıktı.
Yemyeşil kırlar, pırıl pırıl bir güneş, dereler akıyor, koyunlar meleşiyor. Beyaz saçlı, sağlıklı mı sağlıklı çift birbirlerine sevgiyle bakıyor. Bütün dertler geride kalmış, artık tek istedikleri bahçe çapalamak, kitap okumak, kaliteli ve sağlıklı yemekler yemek. Peki, bunu nasıl yapacaklar? Tabii ki bireysel emeklilikle. Siz de böyle mutlu olmak istiyorsanız, 80’lerinizde falan, şimdiden aylık cüzi ödemelerle bize katılın gibi bir şeyler söylüyor dış ses. Çift el ele kırlara doğru yürüyor.
Dimdik bir beton kule, ortasında bir delik. Roket orayı vurmuş. Ataşehir’in oradaki, Ağaoğlu’nun tepesi delik beton kulesi gibi kalmış bina. İkisi de aynı görünüyor. Tek fark Ağaoğlu’nun beton kulesini Ruslar bombalamamış.
Eş dost, arkadaş bir araya gelmişler, neşeli bir topluluk olarak güle oynaya televizyonda yarışma programı izliyorlar. Yoksa evde yiyecek içecek hiçbir şey kalmamış mı? Dert değil. Anında o markanın app’i açılıyor, siparişler 10 dakikada kapıda. Gülen yüzler, canlı renkli kanepelerin tepesinden televizyona neşeyle bakmaya devam ediyor.
Bebekler... Ellerinde sıkı sıkı tuttukları oyuncaklarıyla o güzel masum çocuklar. Spor salonu gibi bir yerde herkes alt alta, üst üste. Kimi yere bir örtü sermeye çalışıyor, kimi elindeki ekmeği karşısındakine uzatıyor. Biri köşede su dağıtıyor. Yerlere yatmışlar balık istifi. Patatesler var masanın üzerinde. Fakirin umudu patates. Patatesler cepheye gidecekmiş. “Dün gece bombalamalar çok şiddetlendi, sarsıntılar oldu, bayağı korktuk ama neresi bombalandı bilemiyorum” diyor genç bir kadın, yüzüne üzgün bir ifade vermiş sunucuya.
Bembeyaz sağlıklı dişleri olan mutlu ve fit bir kadın kapıyı açıyor. Karşısında elinde bir karton kutuyla duran güler yüzlü kurye. Kutuya açınca kereviz, kuşkonmaz, patates, lahana ve muhtelif yeşil ve sağlıklı şeyler görünüyor. Kutuyla gelen kartlar da var. Kadın eline alıyor kartları ve tatlı bir kararsızlıkla seçmeye çalışıyor. “Bugün Karayip mutfağını mı denesem yoksa Vietnam’ı mı?” Meğer bu gelen malzemeyle tarife göre hepsi mümkünmüş. İşte akıllı alışveriş. İşte start-up’çılık. Ve söylemeye gerek yok, tabii ki bütün sebze, meyve, yeşillik organik.
İnsanlar bir yandan bavullarını, diğer yandan hâlâ güleç yüzlü şaşkın çocuklarını çeke çeke götürüyorlar. Her şeyleri iki ellerinde. Nereye gidiyorlar? Yabancı bir ülkede bir bilinmeze. Belki sefil bir hayat yaşayacaklar, belki başaracaklar. Ama işleri zor. Önlerinde engeller. O çocuklar hangi okula gidecek, ne öğrenecek nasıl oynayacak, nasıl insanlar olacak?
Telefon reklamı. Bir grup genç neşeyle bir parkta birbirlerine sarılmışlar. Karşıdaki arkadaşları telefonuyla fotoğraflarını çekiyor. Grup bembeyaz dişlerle gülümserken yoldan geçen alakasız birileri de girmiş kadraja. Onlar kadar mutlu olmayan alakasız yabancılar. Hemen o alakasızlar daireye alınıyor ve hop siliniyor. Şimdi her şey çok güzel.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024