1) Bu ülkede muhalefet konuştuğunda değil sustuğunda etkili oluyor. Yüzde 49’lara başka türlü gelinmesi mümkün değil. Muhalefet kendini ortadan kaldırırsa muhalif cephenin de yüzde 50’yi aşması hiçbir şekilde önlenemez. Mesela bakın, MHP kendini ortadan kaldırdı bile.
2) Türkiye artık siyasi olarak değil sosyolojik olarak bölünmüş durumda. Bu gerçeği değiştirmek yerine, bu gerçeği gören yeni siyasi partiler lazım. Çoğunluk artık şunu telaffuz ediyor: “Bu parti beni temsil etmiyor.”
3) Bütün büyük şehirler -Bursa hariç- hayır dedi. Bence referandumun en çarpıcı sonucu buydu. Özelikle İstanbul ve Ankara’nın 1993’ten bu yana ilk kez AKP’nin bir isteğine hayır demesi anlamlı. Bana kalırsa siyasi partilerin Türkiye’nin tamamından oy alabildiği dönemin artık sonuna geldik. “Anadolu’ya gideyim, şunu söyleyeyim; şehre geleyim, tersini söyleyeyim. Karadeniz’de bu hikâyeyi anlatırım, Akdeniz’de bunu söyler kafalarım” yok artık. Bitti.
4) YSK sağ olsun, 2014’ten bu yana seçimler üzerinde giderek artan usulsüzlükleri, hileyi, oy hırsızlığını halka benimsetmek, normalleştirmek ve kuralsızlığı kurumsallaştırmak için elinden geleni yaptı.
5) Anadolu Ajansı ve YSK ikilisi bu şekilde devam ettiği sürece Türkiye’de hiç kimse seçimlerin tarafsız ve adil olduğuna bir daha inanmaz. Bundan en fazla siyasiler zarar görür. Başta da seçimi kazananlar. Aklı başında vicdan sahibi AKP’liler de bu sözüme hak verecektir. Bugün başkasına, yarın size.
6) Soru: Bütün televizyon kanalları ve bütün medya kuruluşları seçim yasağını ihlal ediyor, erkenden sonuçları açıklamaya başlıyor. Ve sonuçta bu normal karşılanıyor. Kimseye bir şey olmuyor. O halde neden seçim yasağı var? Kurallar neden var?
7) Şunu AKP’lilerin de kabul ettiğini düşünüyorum: Bu referandum adil şartlarda geçmedi. Başbakan’ın “Referandumdan önce kalkar” sözüne rağmen, referanduma OHAL’de gidildi. Yer gök, devlet imkânları “evet” için seferber edildi. “Hayır” propagandası neredeyse bütün ülkede yasaktı, engelliydi. Buna rağmen yüzde 49’dan fazla hayır oyu çıkması çok önemli bir iradenin göstergesidir. Bunun görmezden gelineceğini ben sanmıyorum.
8) CHP elinden geleni yapıyor. Ama iktidarla aynı şekilde düşünmeyen ülkenin yarısını temsil etmeyi, sesi olmayı başaramıyor. Sınırları aşacağına, kendine sınırlar çiziyor. Derhal yeni bir lider, yeni stratejiler lazım. Bu partideki genç yüzlerin inisiyatif alma zamanı çoktan gelmiştir. Belki de mevcut çatı altında bir araya gelemeyen kitleleri bir araya getirmek için yepyeni bir siyasi parti gerekiyor (bkz madde 1). Derhal.
9) Ve hayati soru: “Şimdi ne yapacağız?” diye soruyor insanlar. Önceden ne yapıyorsak onu. Üstümüzü başımızı silkeleyecek, sevdiklerimize sarılıp işimizi yapmaya, inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz.