Bu spottan Türkiye’de R&B söylensin gibi bir sonuç çıkmamalı. Demek istediğim; R&B olur, rock olur, halk müziği olur, alaturka olur... Olur da olur. Tarz çok. Yeter ki yeni bir kanal açılsın. Kendini tekrar eden işler yeni albüm diye karşımıza konmasın. Bu yüzden bugün pop, kelime anlamına da ters düşerek, kimsenin dinlemediği bir müzik haline geldi. Popüler olmayan pop da hiç çekilmiyor takdir edersiniz ki...
Amerikalı besteci ve şarkıcı Kelela’nın albümüne gelirsek… Bir defa Kelela 34 yaşında, hayatta artık ne yapacağına karar vermiş, yolunu çizmiş bir insan... Bu yaşta bir ilk albüm yaptığınızda, müzikal açıdan da anlatılan hikayeler açısından da ayaklarınız yere basıyor demektir. Kelela caz eğitimi almış bir şarkıcı. Ancak elektronik müziğin farklı alanlarına ilgi duyuyor ve bu durum ona şu anki karakterini kazandırıyor. Hem kulüplerle hem yalnızların kulaklıklarıyla (“yalnız kulaklığı”, shoegaze misali güzel bir kategori olabilir) dost şarkılar yapmaya başlıyor. Washington DC doğumlu sanatçı 2010’da Los Angeles’a taşınınca işler hızlanıyor. 2013’te “Cut 4 Me” adlı bir mixtape yayınladı Kelela. Girl Unit, Jam City, Bok Bok, Nguzunguzu gibi yeni nesil avangart prodüktörlerle hazırlanan bu şarkılar kulüp ortamlarına hitap eden, güçlü vokal melodileri olan sıra dışı düzenlemelerdi. Sıra dışı kelimesini laf olsun diye kullanmadım.
Vokal ağırlıklı bir çalışmada vokalin bas bas bağırmaması sıra dışıdır. Dans pistlerine hitap eden bir mixtape’in klişe bir şekilde alışıdık BPM’de “dup dup dup”lamaması; bileşik, karmaşık, zekice örülmüş sofistike vuruşlara yer vermesi de sıra dışıdır. Kelela bu karışık kasetin ardından beklenti yarattı. Albümden öncüleri internete vermeye başladı ama bu işi abartmadı. İnsanlar merakını korudu ve bir star geliyor havası hakim oldu.
Açıkçası ben Kelela hakkında yapılan “geleceğin filancası” tarzı coşkulu yorumlara temkinli yaklaşıyorum. Ama bu albümde sıra dışı bir şey var. Bu albüm alternatif olduğu oranda pop bir albüm. Popa yeni bir bakış getiren, klasik bir malzemeyi yani R&B vokalini orijinal bir tarza dönüştürebilen bir albüm. Ve bunların ötesinde de üzgün bir albüm. Ayrılma sürecine odaklanan şarkılar var. Ama “Acaba yeniden beraber olur muyuz?” ümidini gıdıklayan şarkılar da değil bunlar. Basbayağı olay bitmiş umut yok şimdi işimize bakalım noktasındaki birinin lafları.
Popa yeni bir bakış açısı getiriyor
Albümde, Kelela’nın mixtape sırasında çalıştığı prodüktörlerin işlerinden başka The xx’in solisti Romy Madley Croft ve bizim müzikseverlerin İstanbul’daki çeşitli performanslarıyla tanıyacağı ve İlhan Erşahin sayesinde buralara kadar gelmiş Brailian Girls’den Sabina Sciubba var.. Bu isimler hiç de ünlü değil. Dar bir çevrede özenli dinleyicinin bileceği müzisyenler. Ama bu durum güzel bir pop albümüne katkı sağlamalarına engel değil. Popu bilmedikleri anlamına da gelmez.
Albümde klasik numaralar, “bu ara bu gidiyor abi”ler yok. Çok güçlü, karakterli bir R&B vokali ve melodiler açısından çok klasik şarkılar var. Ben bu albümü sonunda Twitter hesabında “Türk popu bitti” diye yazmak zorunda kalan prodüktör Ozan Çolakoğlu’na dinletmek isterim. Usta müzik adamı İskender Paydaş’a, işlerini ilgiyle izlediğim Aykut Gürel’e de, eğer henüz radarlarına girmediyse, haddim olmayarak öneririm. Onlar gibi Türkiye’de popun nabzını tutan insanların çok şeyler bulacağı bir albüm bu. Onların sayesinde çalıştıkları sanatçılara da aktarılacak yenilikler vardır mutlaka. (“Take Me Apart” Kelela / Warp Records)
Rock star devri kapanmadı
Red Bull Canlı Sahne serisinin konuğu Teoman’dı. Red Bull’un sitesinde canlı stream edilen bu konseri salondaki yaklaşık 200 şanslı kişiyle birlikte izledim. Uzun zamandır sahnede izlemediğim Teoman’ı gözlemledim. Teoman hep Teoman. Sahneye girişi çıkışı, oturuşu. Duruşu... Seyirciye fazla bulaşmadan ama yok da saymadan araya ustaca mesafe koyuşu. Gözlükleri. Hâlâ fit vücudunu sıkı sıkı saran kolları kıvrık siyah gömleği. Dudaklarında ara sıra belirip kaybolan belli belirsiz muzip gülüşüyle bir saatten biraz fazla çaldı. Ve çıktı. Sağda solda dünya basınında “rock starların devri kapandı” gibisinden yazılar okuyorum. Buyursunlar bir Teoman konseri izlesinler. Aradığınız rock star burada hâlâ güzel güzel takılıyor. Üstelik, rock star olmaya çalışmayan çünkü ünlü olmadan önce de zaten rock star olan, türünün ender örneklerinden biri o.
Önemli not
Köşemde 15 Ekim Pazar günü imzasız yayınlanan Ezhel fotoğrafı Deniz Ezgi Sürek tarafından Zero dergisi için çekilmiştir. Düzeltir, özür dilerim.