Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Plaklara bakarak tarihi ve toplumları, onların psikolojisini anlayabilir misiniz? Elbette. Plaklar tarih kitaplarında yazmayan çok şeyi anlatabilir. Ve emin olun, tarih kitabı okumaktan daha zevkli plak incelemek

Plak kapaklarından tarih dersi

İstanbul Bienali’ne katılan sanatçılardan Dani Gal’in plak kapaklarından oluşan eserinde 250’den fazla plak kapağı sergilenecek. İşin adı Tarihi Plak Arşivi. Ben tabii işin içinde plak olduğunu duyunca konuyla hemen ilgilendim.
250 kadar plak kapağı var bu projede sergilenen. Hepsi ünlü kişiler, tarihi karakterlerle ya da olaylarla ilgili plaklar.
Plaklara, aslında temel olarak müziğe baktığınızda tarihi anlarsınız. Ama bu plaklar daha da ileri götürüyor işi. Tam anlamıyla tarih hakkında farklı türden bilgilere sahip olacağınız, incelemeye değer birer tabloya dönüşüyorlar. Çünkü bunlar müzik değil siyasi içerikli plakların kapakları.
Dani Gal İsrailli. “Altı Gün Savaşı”nı belgeleyen bir plak görünce bu işe girmeye karar vermiş. Olan biteni plak kapaklarının anlatabileceğine inanmış. Onlarca yüzlerce siyasi içerikli propaganda plağını toplamaya başlamış.
Plakları maalesef dinleyemiyoruz. Keşke dinleyebilseydik, bu da ayrı bir performans olurdu.
Ama kapaklar da çok şey anlatır. Bu projeyle ilgili bilgileri okuyup resimlere bakarken canım bir plakçıya gidip eski plak karıştırmak istedi. Daha plaklarla tanışmadıysanız işe ucuz, ikinci el bir pikap almakla başlayın. Gerisi geliyor.


Dredg konserinin yapılmama ihtimali var mı?

Gelen mesajlarda sık rastladım bu soruya geçen hafta. “Konser gerçekten olacak mı, bilet alacağız ama korkuyoruz ya iptal olursa.” Anlaşılan bu yaz şu veya bu nedenden iptal olan ya da ileri tarihe atılan konserler insanlarda bir güvensizlik yaratmış. Önceden bilet almaya çekiniliyor. Çekinmeyin.
Konseri organize eden Necati Tüfenk’e sordum. Herhangi bir sıkıntı yok. 1 Ekim’de cümleten Maslak The Refresh Venue’deyiz. Dredg’in ilk Türkiye konseri. Bunu kaçırmayın. Ön grup Gren. Yeni başlayanlara öneri: 2005 tarihli “Catch Without Arms”tan başlayın Dredg dinlemeye.

Haberin Devamı

Gaziantep’ten gelen kitap

Evet, ben de yıkıldım. Koca kutunun içinden baklava değil kitap çıktı. Geçen hafta Zeugma Mozaik Müzesi’ni gezip görmek için Gaziantep’e gitmiştim. Müze şahane. Ama bir eksiklik dikkatimi çekti. Zeugma ile ilgili Türkçe kitap yoktu. Müze mağazasından aldığım bilgi, halihazırda satılan İngilizce kitabın Türkçe versiyonunun hazırlandığı yönündeydi. Geçenlerde masamın üzerinde kocaman bir paket buldum. Yrd. Doç. Dr. Rifat Ergeç editörlüğünde hazırlanmış, Sanko’nun sponsor olduğu dört başı mamur bir Zeugma kitabı yollamışlar sağolsunlar. Hem Türkçe hem İngilizce. Yani Türkçe kitap var ama sınırlı sayıda basılmış, sadece bakanlıklara ve konuyla ilgili kişilere yollanmış. Halkımızın faydalanacağı şekilde satılıyor olması da iyi olurdu. Eminim bu konuda bir çalışma yapılıyordur.

Somali konseri derken kastettiğim bu değildi

Metin Şentürk, Somali’ye yardım konseri vermiş. Peçeteye istekleri yazın söylerim demiş. Ve merak ediyorsanız evet; “Büyük harfle yazın okuyamıyorum” diye daha önce bir milyon altıyüz elli beş bin kere yaptığı espriyi de yapmış. Tam olarak ne işe yaradı, kaç lira toplandı bir bilgi yok.
POPSAV da bir konser veriyor bu akşam. Müslüm Gürses, Hakan Peker, Eda ve Metin Özülkü, Burak Kut, Nez, Sevcan Orhan, Sinan Özen... Hepsi kendi içlerinde iyi niyetli yaklaşımlar. Ama Türkiye’ye yakışan Somali konseri böyle bir şey değil.
Bütün sanatçıların bir araya gelmesi ve büyük ses getiren ve farklı etaplardan oluşan bir süreç içinde Somali için bir şeyler yapması icap eder. Duyumlar alıyorum ama henüz bir hareket yok maalesef.

Haberin Devamı

Single dünyası

“The Twist” / Thom Yorke

Twitter’daki bir okurumun yorumuyla “Thom Yorke sonunda ‘Lotus Flower’ isimli şarkısının klibinde yaptığı garip dansa uygun müziği de yapmış.” Fazlaca deneysel, uçuk, ama vardır Thom’un bir bildiği.
“What the Water Gave Me” / Florence and the Machine
31 Ekim’de yayımlanacak yeni albüm “Ceremonials’ta yer alan şarkı tam da Florence Welsh’in sesi gibi dramatik bir yapıya sahip. Sonlara doğru klavyeler ve geri vokallerle iyice destansı bir anlatıma bürünüyor. Hisli...
“Paradise” / Coldplay
Coldplay “içe dönük alternatif rock yapan İngiliz çocuklar” imajından çıkalı çok oluyor. Artık stadyumlarda hep bir ağızdan söylenen şarkıları var. 24 Ekim’de çıkması beklenen “Mylo Xyloto” isimli yeni albümleri de aynı yolda. “Paradise” bu albümün ikinci single’ı. Çakmakları görebiliyorum.
“Bad As Me” / Tom Waits
61 yaşındaki Tom Waits 21 Ekim’de 17’inci stüdyo albümünü yayımlıyor. Bu albümün adı ilk single gibi “Bad As Me”. Waits bariton saksofon ve aksak bir davul eşliğinde yırtık sesiyle taramalı tüfek gibi sallıyor sözlerini. Bu yıl albüm yaptığına göre bir turneye falan da çıkar herhalde Tom Waits. Ne dersiniz organizatörler?

PAZAR ALBÜMÜ

“Tassili” - Tinariwen


Çöl usulü blues. Tuareg müzisyenlerden oluşan ve adı “çöller” anlamına gelen Tinariwen’in “Tassili” isimli çok yeni albümünde TV On The Radio’dan Tunde Adebimpe ve Kyp Malone ile Wilco’dan Nel Cline konuk sanatçı olarak katkıda bulunuyor.
Neye benziyor derseniz içinde bir nevi gitarlı Tuareg türküleri var ve olaylar çölde geçiyor. Bunun gibi bir şey. Bu pazar bir değişiklik yapın, Tinariwen dinleyin. Timbuktulu bu grubun evde bir çöl atmosferi yaratmasına izin verin. Bir de tavsiye. Grup, Midnight Express konser serisi kapsamında haftaya cumartesi Babylon’ da.

Haberin Devamı

İTİRAF EDİYORUM

* 80’lerde lahmacunla viski görgüsüzlüğünden söz edilirdi, galiba günümüzün görgüsüzlüğü de şampanyalı nargile. Ali Ağaoğlu’nun kız arkadaşının doğum günü için kapattığı mekanda ikram edilmiş de...
* Türk usulü kağıt tost kaderimiz midir merak ediyorum. Kupkuru sandviç ekmeğine incecik kesilmiş ucuz kaşar dilimi konur. Sandviç kızdırılmış tost makinesine atılır. Makinenin sapına vücudun bütün ağırlığıyla bir-iki kez abanılır. Bir dakika sonra ağıza atılamayacak sıcaklıkta, kağıt gibi, tatsız tuzsuz, bereketsiz tostunuz hazır.
* “Hesap ödeme mücadelesi” beni çok geriyor. Önce “Hayır vallahi olmaz” faslı... Erken vazgeçsen beleşçisin. Israrı fazla uzatsan kabasın... Nerden baksan sıkıntı. Sonra yavaş yavaş o kırılma anı geliyor... İhale bir sana geliyor, bir karşıya gidiyor. Ve sonunda birine patlıyor. Büyük gerilim. Alman usulü hesap ödeme boşuna icat olmamış valla.
* Bayan yanı tartışmasında kadınlarımızın tepkisine şaşırdım. Ben muhafazakar olmayan kadınların bu ayrımı protesto edeceğini sanırken en laik, en anti-muhafazakar olanlar bile isyan etti: “Erkek yanına çok istiyorsanız siz oturun.” Uyuma taklidi yapıp kafasını size dayayan, çaktırmadan değmeye çalışan, bacaklarını kapamak yerine yayıla yayıla oturan tacizci adamların yanına kim oturmak ister ki? Yani adamlar adam olana kadar bayan yanı uygulaması doğrudur. Aynen devam.

Fashion’s Night Out tipleri...

Alışveriş çılgınlığının olduğu gece eski mahallem Nişantaşı’nı bir ziyaret edeyim dedim. Bakın kimler oradaydı...
* Topuklu ayakkabılı kadın: “Tok tok tok” sesiyle dolaşıyor. Poşetli versiyonu da var.
* Bakkal birası içen mahalle delikanlısı: Bakkal birasıyla kalabalıkta durmanın yeri ayrı.
* Profil fotosu çeken kız: Güzel bir köşe bulur bulmaz telefon azıcık havaya, biraz ciddi bak, başını hafifçe yana çevir, başkası çekiyormuş da habersiz yakalamış gibi. Tamam oldu.
* Şık giyimli kadının yanındaki adam: Sıkıntılı adam. Gergin adam. Dükkan çıkışı arabayı getiren adam...
* Spor giyinmiş manken: O kadar uzun bacak, o kadar ince beden gerçek hayatta olmaz. Ne giyersen giy mankensin, belli.
* Moda blogger’ı: Kendi anlayışınca şık, özenli. Telefonla, makineyle her şey kayıt altında...
* Moda veleti: Yaş 13-14. Yakası yırtık tişörtten asortik yeleklere, 1920 model ayakkabılardan, çizmelere enteresan karışımlar. Saç kesiminden telefona her yeri stil.
* “Hamiyet ablaaa” diye bağıran kız: Yorumsuz.