Vatana millete hayırlı olsun, turizmcilerimiz Moskova’da Türkiye festivali düzenleyecekmiş. Bu festivalde Türkiye, Rus halkına tanıtılacakmış.
Rus halkının Türkiye’yi ve Türkleri hiç tanımadığı farz edilen bu festival Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık’ın verdiği bilgiye göre Moskova şehrinin merkezinde 150 bin metrekare büyüklüğünde bir parkta düzenlenecekmiş. Ayık, “TÜROFED olarak projeye öncülük ediyoruz ama başta TÜRSAB, TÜROB ve Rehberler Odası olmak üzere sektörde yer alan tüm bileşenleri bir araya getirdik. TİM, TOBB ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tabii ki hamiliğinde devam ediyor” diye konuşmuş.
Türkiye’yi Rus halkıyla tanıştırmak istiyorlarmış. Sayın Cumhurbaşkanımız da projeyi desteklemekteymiş.
Başka bir haberde, festivalin 1.2 milyon dolarlık bütçeyle yapılacağı belirtiliyor. Rusya’nın en ünlü 10 sanatçısı burada konserler verecekmiş. Bu festival için düşünülen tarih 16-18 Haziran. Ve festivali düzenleyenler şöyle ümit ediyor; bu festivale gören Ruslar Türkiye’ye akın edecek, yazın bütün tesisler sahiller dolacak.
Festivalin başarılı olması halinde Avrupa şehirlerinde benzer etkinlikler yapılması da planlar dahilindeymiş.
***
Türkiye’de bir sürü güzel festivalimiz vardı. Yurt dışından, çevre ülkelerden, çok değil bir 10 yıl öncesinde hiçbiriyle kavgalı dövüşlü olmadığımız komşularımızdan insanlar gelir, kendi ülkelerinde izleyemedikleri grupları, sanatçıları Türkiye’de izlerlerdi.
O dönem konuştuğumuz organizatörler, büyük mekân sahipleri, uluslararası sanatçı ajansları yatırımlarını, vizyonlarını İstanbul başta Türkiye’nin kültürel/ekonomik bir kavşak olacağı öngörüsü üzerine inşa ediyorlardı. Bu öngörü gerçek oluyordu da.
Festivaller şehirde ve şehir dışında çekim alanları yaratıyordu. Yaz festivalleri heyecanla bekleniyordu. “Bu yaz Türkiye’ye kimler gelecek” bana en fazla sorulan soruydu. Bırakın sadece “festival turizmini” bütün bu hareketliliğin turizmin tamamına faydası ve olumlu etkisi vardı. Şimdi çoğu boş olan veya farklı nitelikte etkinliklerle ayakta tutulmaya çalışılan büyük konser salonlarımız bu tip bir vizyonla inşa edilmediler mi?
Şimdi şu geldiğimiz duruma bakın. Moskova’da para verip festival düzenliyoruz. Rus sanatçılar şarkı söyleyecek, Ruslar bundan etkilenecek de yeniden Türkiye’ye gelecekler. Papaz olduğumuz diğer ülkeleri hiç konu etmiyorum bile. O zaman bu tanıtım festivali fikrinin ne kadar faydasız olduğu daha da fazla ortaya çıkacak.
Ülkemize misafir çekmek istiyorsak kültürel zenginliği, çeşitliliği, özgürlüğü kendi ülkemizde yaşamamız, yaşatmamız lazım. Sponsoru alkollü içecek diye yasaklanan, engellenen bir festivalimizin ana sponsoru firma, bir zamanlar Moskova’da festival düzenler, o festivale Iggy Pop headliner olurdu. Kendiliğinden olan işlerdi bunlar.
Bugün Türkiye turizmcileri bir yandan Booking.com’u engelletip diğer yandan Moskova’da Türkiye festivali düzenleyerek sorunlarını çözeceklerini sanıyor. Oysa Karadeniz kıyısındaki Gürcistan’da dahi bugün Türkiye’de artık düzenlenemeyecek türde elektronik müzik festivali düzenleniyor. Türkiye’ye gelmeye çekinecek dev isimler bu festivale katılım gösteriyor.
Neresinden baksanız şu duruma, yazık. Çok yazık. Ne ders alınmış hatalardan, ne de böyle bir niyet var anlaşılan.
Fenerbahçe’de bir tane de Türk oyuncu olsaydı keşke
Fenerbahçe erkek basketbol takımı Olympiakos’u yenerek Avrupa şampiyonu oldu. Tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonluğu tattı ve cidden çok iyi bir maç çıkardı. Buraya kadar her şey normal. Her şey güzel. Tebrikler. Bayram coşkusu...
Ama bir şey var ki buraya yazmazsam rahat edemem.
Arkadaş takımda Allah için bir tanecik Türk oyuncu olsaydı keşke. İlk 11’de iki Türk var. İlk beşe zaten çıkamıyorlar. 80 milyonluk ülkeyiz, nüfusumuz genç. Okul sayısına bakalım, basketbol sahası, tesisi sayısına bakalım. Bir sürü maddi manevi yatırım var ama Türk takımı Fenerbahçe’nin ilk beşine girebilecek nitelikte bir tane basketbolcu yetiştirememişiz.
Spor globalleşti, rekabet çok vesaire vesaire bunları biliyoruz, anlıyoruz. Ama siz hepsini boş verin. Elinizi kalbinize koyun, bu sorunun yanıtını verin. Hiç mi içiniz burkulmadı şu maçı izlerken?