BBC’nin süperstar DJ’lerinden Nick Grimshaw 2007’de girdiği BBC’de hızla yükselerek önce kahvaltı kuşağını sunmuş, ardından ‘drivetime’ denen işten eve dönüş saatlerini yani prime time’ı üstlenmişti. 2021’de ayrıldı ve kendi yoluna gideceğini açıkladı. Ardından da kitap yazmaya başladı. Geçen gün havaalanında karşıma çıkan kitap, tekerlekler İstanbul’a değdiğinde bitmişti.
İngiltere’de radyo hâlâ çok önemli. Hâlâ diyorum çünkü podcast’ler, YouTube içerikçiliği, Instagram’cılık yükselirken aceleyle “dergiler, gazeteler ölür” diyen ufuksuzlar radyoyu da ölmeden mezara sokmuştu. Ama yanıldılar. Radyo altın çağını yaşıyor. Özellikle de Londra’da. Ve kuşakları sırtlayan DJ’ler çok büyük paralara transfer oluyor. Grimshaw kendi yolunu çizdi ama ardından gelenlerle BBC radyoları ile rakipleri hem müziğin hem tartışmalarla haberin önemli merkezi ve mecrası durumunda.
Parantezi kapayayım ve kitaba döneyim. Grimshaw tam da radyo öldü denen bir dönemde 2007 ve sonrasında, sosyal medyanın ağırlığını hissettirdiği yıllarda işin başına geçiyor. Yöneticilerin büyük desteğiyle gençleşen ve sosyal medyada takılan dinleyiciye ulaşıyor. İlk başta reytingler hızla düşüyor. Yaşlı dinleyiciden genç kitleye geçiş sancılı oluyor. Ancak ekip, özellikle kitapta belirtildiği üzere BBC yöneticileri tam destek veriyor. Uzun vadeli düşünüyor. Ardından başarı geliyor. BBC radyoları tüm Britanya’da yüzde 43 paya sahip. 41 milyon kişiye ulaşıyorlar. Bugün Greg James’in sunduğu Breakfast Show’u her sabah 4.3 milyon insan dinliyor.
Kurumun dijital ortamlarda da onlarca konuda podcast’leri ve programları olduğunu hatırlatmak isterim.
Grimshaw’un kendi hikâyesini de ilgiyle okudum elbette ama asıl heyecanlandıran değişimi anlayan ve kararlılıkla inanan yöneticiler oldu. Bizde bu tip yöneticiler neredeyse hiç olmadığından “gazete öldü, radyo öldü” diyen uzmanlar türemiş, hayli de sözleri dinlenmişti.
Şimdi gelelim güzel habere: Nick Grimshaw bir diğer süperstar eski BBC DJ’i Annie Mac ile yeni bir podcast’e başlayacaklarını ilan etti önceki gün. İkili BBC’de bir arada çalışmıştı. Annie Mac bugün radyoculuğu bıraktı, ünlü bir DJ oldu ama işte şimdi geri dönüyor. İkili BBC’de 2010’a kadar “BBC Switch” adlı programı sunmuştu. Pazar akşamları iki saat boyunca hiç duyulmamış, yepyeni müzikleri dinleyiciye sunuyordu.
İkili bu defa müzik dünyasındaki önemli gelişmeleri, büyük albüm lansmanlarını, müzik akımlarını ve sanatçıları konuşacaklar. “Kötü olan şeylere kötü diyebileceğimiz bir program” diyerek hafiften eleştirel takılacaklarının da sinyalini vermişler. “Kurumsal bir kaygı gütmeden özgürce konuşacağız” diye de eklemişler. Merakla beklemedeyiz. Belli ki ses getirecek bir iş.
Sidetracked adlı podcast BBC Sounds’da yer alacak, muhtelif platformlarda da dinlenebilecek.
Türkçe Rap dünyasından
Sagopa Kajmer, “Geceler”de Mine Koşan ile düet yapıyor. ‘80’ler taverna efektleri ve damardan susuz arabesk. Meraklısına.
Da Poet’in Amsterdam’da yerleşik Ghana asıllı müzisyen ve prodüktör Retromigration için yaptığı “Half Pure” remix’i pek güzel olmuş. Beat’lerin efendisi Da Poet.
Acaba Lvbel C5 ne yapıyor diye merak ettim. Aynı tas aynı hamam; Rolex, Porsche vesaire. “Let’s Go Party” adlı parça (feat. Gambi) böyle.
Allame ve Hidra, “Bumerang” adlı parçada eski tüfekler olarak kim bilir kimlere diss atıyorlar. Uzmanlar yorumlasın.
“Taksim Suriye, Kurtuluş da Kenya” demekte Yener Çevik ve 9 Canlı. Sokaklar, çeteler ne âlemde bu parçadan öğrenebiliyoruz.