Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir süredir İngiliz medyasında Arnavutluk’la ilgili haberler dikkatimi çekiyor. Haber toplama ve arşivleme konusunda kendimce saplantılı olduğumdan bunları biriktirmişim bir köşede. Geçen gün karşıma yeni bir Arnavutluk haberi çıkınca artık bundan bahsetmenin zamanın geldi belki de diye düşündüm.

İngilizler çok seyahat eden bir millet. Bunun pek çok nedeni var. Yerli turizm çok zor burada, çünkü fiyatlar aşırı pahalı. Tesisler eski ve bakımsız. Hizmet sektörü cidden yok gibi bir şey. Üçüncü sınıf pansiyona bir hafta sonu ödenecek parayla İbiza’da bir hafta tatil yaparsınız. Yunanistan’da iki, Türkiye’de üç hafta gezersiniz. E bu durumda kimse İngiltere’yi dolaşmıyor. Kasabasına köyüne en yakın havaalanından hop İbiza’ya, Marakeş’e, Mikonos’a, olmadı Alanya’a…

Haberin Devamı

İki yaz önce Kovid dolayısıyla kimse yurt dışına çıkamadığından ülke turizmi yerliye dönmüştü. Gazeteler “Ne güzel kıyılarımız, çayır-çimenimiz var (hakikaten İngiltere doğası şahane), harika minik otellerden birine gitmeyi deneyin bu sefer de” temalı haberler yapıyordu. Kışın ilk aylarından itibaren zaten az sayıda olan mekânlarda bu sebepten yer kalmamıştı. Yer bulup gidenler de mesela 1986’dan beri yenilenmemiş, telefonu bozuk, tuvaleti duşu çalışmayan, hijyeni sıfır otellerden söz ediyordu. Birçok turist aç kalıyordu. Evet bildiğiniz aç kaldık. Bakkaldan bisküvi bile bulamıyordunuz. Hepsi erkenden kapatıp gidiyordu. Yemek yiyecek yerler sınırlı olduğundan ve çalışacak eleman olmadığından (Brexit sağolsun) oluyordu bunlar. Sosyal medyada zamanın durduğu İngiltere kırsalıyla ilgili görseller, videolar paylaşılıyordu. Velhasıl İngiltere Londra’daki alışveriş ve kültür odaklı hareketliliği saymazsanız, bu tip turizme alışık değildi.

“Avrupa bir zamanlar böyleydi”

Kovid’in ardından eskiye dönüldü. Başta İspanya ve Yunanistan, eski gözde Türkiye (şu ara gene yükselişteyiz döviz kurundan dolayı), Hırvatistan ana tatil rotalarıydı. Hele ki Hırvatistan. Ne kadar çok reklam yapıldı ne kadar övüldü anlatamam. “Sağolun ben sabah övdüm de geldim almayayım” demek durumunda kalıyorduk. Bu rotalar kendi memleketinde tatil imkânı olmayan İngilizlerin en sevdiği rotalar. Halk rotaları yani. Daha zenginlerse antikalık peşinde. Moğolistan’a trekking yapmaya, İzlanda’ya yanardağ ya da buzul görmeye gidiyorlar. Rusya’ya mamut aramaya giden de var. Daha da ilginci küresel ısınma turları var. Antarktika’ya gitmek çok popülerdi bir ara. Küresel ısınmayı gözlerinizle görün temalı turlar.

Haberin Devamı

Hedef Arnavutluk

Neyse uzatmayayım, sanırım yazının başlığı şu an anlamlı olmaya başladı. Arnavutluk yeni saplantı. Arnavutluk’la ilgili haberler de zaten ülkenin siyasetiyle falan ilgili değil hep doğayla ilgili. Arnavutluk, Avrupa’da olup da gidilmemiş, görülmemiş, kitlesel turizmin üzerinden geçip mahvetmediği, canına okunmayan tek yer. Doğası el değmemiş. Dereleri kirlenmemiş. Sahilleri bâkir. Ormanları, hayvan ve bitki örtüsü orijinal. Çoğu belgeselde (ki birçok belgesel var ülkeyle ilgili) “Avrupa bir zamanlar böyleydi” ifadesiyle anlatılıyor Arnavutluk.

Haberin Devamı

Önceki gün Vyosa nehri, milli park alanı ilan edildi. Üzerine barajlar yapılması planlanıyordu ancak çevreciler 10 yılı aşkın süredir devam eden mücadeleyi kazandı. 16 Mart tarihli haberler bununla ilgiliydi. Avrupa’nın tek serbest akan nehri Vyosa nehri. 1000’den fazla hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapan bir alan. Yunanistan’daki Pindus dağlarından doğuyor, kanyonlardan geçip Arnavutluk’un Adriyatik kıyısından denize dökülüyor. Milyonlarca yıl önceki doğa burada hâlen mevcut.

Başbakan Edi Rama, bunu tarihi bir an olarak yorumlamış. Bundan sonra ekoturizme yatırım yapacaklarını söylemiş. Turizm ve Çevre Bakanı “Arnavutluk belki dünyayı değiştirmeyecek ama bioçeşitlilik ve doğal değerleri koruma konusunda dünyaya örnek olacak bir model geliştirdik” demiş. İddialı laflar etmeyi seviyor siyasetçiler. ama ortada bir gerçek var. Doğal değerlerini koruyorlar.

Geçen yıl Arnavutluk 7.5 milyon turist ağırlamış. Ülkenin nüfusu 2.8 milyon. Arnavutluk, doğasını korumanın önemini ve bunun ekonomiye de yarayacağını anlamış. Bizim doğa koruma durumları ne âlemde?