Seçim atmosferine girdik” dedi masanın diğer ucundaki adam. Sessizlik oldu. “hiç çıkmadık ki” dedi yanındaki çayını karıştırırken. Diğerleri ne evet diyebildiler ne de hayır. Sadece televizyona bakmaya devam ettiler. Güneyde bir sahil kasabasındaki kahvede Maltepe’deki miting dikkatle seyrediliyor. Çünkü bütün haber kanalları gösteriyor. Yoldan geçen iki tane köylü abladan biri ekrandaki kalabalığa bakarak soruyor: “Şimdi iyi mi olacak?” Ne kadar net, ama ne kadar zor bir soru.
Seçim yoksa, gündem de yok. Seçim yoksa heyecan da yok. Seçim yoksa ekmek de yok. Ne kadar seçim o kadar köfte. Ayağını “oy”una göre uzat. Sakla sandığı gelir zamanı. Ya seç ya terk et. Gibi cümleler geçti aklımdan. Halimizi anlatmaya girişsek acaba bunlar işe yarar mı?
Hayır “senin seçimlerle ne derdin var, işte sandık, işte demokrasi, hodri meydan bunun nesi kötü” dediğinizi duyar gibiyim. Zaten bu sesi hep duyuyoruz. Habire bu sesi duyduk. Bu ses milletçe kulaklarımızdan hiç gitmiyor ki. Biz seçimlere alıştık. Seçimsiz yaşayamayız. Seçim sürecinde olmayan bir hayat nasıl hatırlamıyorum ben. Hayat, seçimlere gidilen süreçte yaşadıklarımızdır.
Bu sıcaklarda, hele hele ülkede imkanı olan herkes tatilde kendini plajlara atmışken, biraz olsun kendini salmışken siyasi analizlerle canınızı sıkmak istemem ama 2019 başkanlık seçimlerinin ilk kampanyası önceki gün Maltepe’de başlamış olabilir.
Sanırım dün saat 18:00 itibarıyla başlıca haber kanallarına biraz bakanların ve Maltepe’deki polis kayıtlarına göre 1 milyon 750 bin, kimi kaynaklara göre üç milyona yakın insanın (alana giden ve giremeyenlerin sayısıyla birlikte bu kadar insanın dün Maltepe’ye gittiği belirtiliyor) kolayca anlayabileceği, fark ettiği bir durum bu. Seçim dönemi başlamış olabilir ve eğer başladıysa uzun sürecektir.
Açıkçası en baba siyasi analizcinin bile aklının ucundan geçmezdi 25 gün önce başlayan yürüyüşün buralara varacağı. Ne analizciler bilebilirdi, ne de sanırım Kılıçdaroğlu. Anlaşılan o ki yürümek Kılıçdaroğlu’nun bol bol düşünmesine neden olmuş. Bu 25 günde kendi içinde bir evrim bir başkalaşım geçirmiş. İstanbul’a vardığında yepyeni biri olmuş. Hayırlı olsun.
Bugün gazetelerde neler yazılıp çizilir, önümüzdeki günlerde aylarda neler olur, karşı aday ve cephesi neler yapar bilemem tahmin edemem. Ama kesin olan şu.
Başkanlık için herkes tek bir adaydan bahsediyordu. Karşısında kim olacak merak konusuydu. Hala şüpheyle yaklaşanlar olsa da bence o aday artık belli oldu. En azından böyle bir beklenti oluştu.
Bana sorarsanız bu tablodaki en olumlu gelişme, adayların son dakika ilan edilmeyecek olması. Şimdiden isimler yüzler belli, mesajlar belli. Vaatler netleşti. Bir slogan bile belli: “Hak hukuk adalet”.
Seçmen takip edecek. Not verecek. Son bir aya iki aya değil bir buçuk yıla yayılacak bu takip ve değerlendirme. Dolayısıyla sağlıklı her anlamda faydalı bir süreç olacağını umuyoruz milletçe. Adaylar kim olursa olsun, ümit edelim ki seçimin kendisinden önce süreci hayırlı olsun. Özetle ve tekrardan, hayırlı olsun.
