Yüksek enflasyonun ardından, pound yani sterlin de dolara karşı son 35 yılın en düşük değerine inince sosyal medyada espriler coşmaya başladı. Biz tabii bu değeri düşen para ve enflasyon esprilerine çocukluğumuzdan beri alışığız. Okuduğumuz mizah dergilerinde enflasyon canavarı çizilir (dinozor ya da ejderha gibi bir şey), paranın pul olmasıyla ilgili yüzlerce espri yapılırdı. Yıl 2022 ve aynen devam. Kuşaklar boyu ustalaştığımız bir mizah bu bizim.
İngilizler daha emekleme aşamasındalar. Çünkü durumları da bizimkine göre henüz emekleme aşamasında. Enflasyon henüz yüzde 10, paranın değeri de sadece yüzde 30 civarında düştü.
Çoğu espriyi “Biz bunu zaten geçen yıl yaptık” diye gülümseyerek izliyorum. Değeri düşen sterlin esprileri, değeri düşen Türk lirası esprileriyle neredeyse aynı ve sosyal medya mizahı, paylaşılan videolar, görseller bire bir örtüşüyor. Esprilerin odağında Başbakan Liz Truss ve Maliye Bakanı Kwasi Quarteng var.
Mesela, pound gün içinde biraz daha düşüyor ve insanlar “Yine Liz Truss mı konuştu?” diye birbirine soruyor Twitter’da.
“Dünya Kwasi Quarteng’in ekonomi dehasını anlamadı” var, versiyonlarına sıkça rastladığım.
“Theresa May varken, ‘Bundan daha kötüsü olmaz’ dedik, ama oldu” tipi yokuş aşağı gidişin evveliyatına göndermeler yapan espriler de çoğunlukta.
“Daha seçileli 20 gün oldu, siz onları bir de seneye görün” tipi pişmanlık belirten ya da “Ben söylemiştim” demeye çalışan bir sürü tweet de görüyorum.
“Hell of a start” gibi kelime oyunları üzerine kurulu bir ton espri de yapılıyor tabii ama burada anlatmaya çalışsam da beceremem.
Amerikalılar da topa girmiş.
“50 Cent İngiltere’de adını 1 pound olarak güncelleyecekmiş” gördüm. Bu espri aslında Amerika’da enflasyon yükselince geçen yaz çıkmıştı. “Adını 85 Cent olarak güncelleyecekmiş” diye yapılıyordu. Ama tabii Amerikalı sosyal medya erbabı İngiltere’yle dalga geçmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Anında pound’a uyarlanmış. Kötü ama o kadar kötü ki, iyi espri bence.
En çok güldüğüm espriler “Pound’u İşçi Partisi (ya da Corbyn) düşürmüştür” mealinde olanlar. Jeremy Corbyn, İşçi Partisi’nin eski lideri. Bizdeki her olumsuzluğu CHP ve Kılıçdaroğlu’na yıkmakla aynı şey bunu söylemek. İngiltere’de de her kötülüğü İşçi Partisi’ne fatura etmek gibi bir alışkanlık muhafazakâr siyasetçiler arasında.
Valla şu ara en sevdiğim şey bu esprilere bakıp için için (ve acı acı) gülmek. İngilizler fakirleşme mizahının daha çok başında. Ama inanın kendilerini hızla geliştiriyorlar. Üstelik daha önlerinde Rusya’dan gelen gazın olmadığı şahane bir kara kış var.
Gazetecilerin derdi bitmez
41 dilde büyük kitlelere ulaşan BBC World News kimilerince ülkenin “soft power” denen kültürel hâkimiyetini ve gücünü devam ettirmesindeki en önemli araçlardan biri. Bu hafta gündeme gelmesinin nedeni 400 kadar çalışanını işten çıkarıyor olması. Toplam 2300 çalışanı bulunan bir kurum için ciddi bir küçülmeden söz ediliyor. BBC’nin geliriyle ilgili tartışmalar iki yıldır gündemdeydi. Boris Johnson hükümeti televizyon sahiplerinden alınan yıllık ücreti iki yıllığına dondurduğunda bunu popülizme, hükümetin BBC’nin muhalif tavrını budamak istemesine bağlayanlar vardı. Telaffuz edilen neden ise Kovid döneminde halkın gider kalemlerini azaltmaktı. Johnson gitti, Kovid geçti ve görülen o ki kabak gene gazetecilerin başına patladı.