Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta ani gelişen bir Cambridge seyahatimden notlar aktarmasam olmaz. 

“Londra notları” da olsa köşemizin adı, Cambridge ile Londra birbirine çok bağlı iki şehir, konsepte çok ters düşmüş olmayız. 

Cambridge, belki inanmayacaksınız ama Londra’nın banliyösü gibi bir yer bugün. Ekspress trenle 80 kilometrelik yol 55 dakikada bitiyor. Bu yolu her gün gidip gelen pek çok dostum var. Vagon zaten mobil iş yeri gibi. Laptop’lar açık, kulaklıklar takılı. Çıt çıkmıyor. Ray seslerinden başka duyulan tek ses klavyelere vuran parmakların sesi. Ha neden bu kadar mesafe çekiliyor diyecek olursanız, nedeni iki şehir arasındaki kira ve hayat pahalılığı farkı. Bazen de Cambridge’deki şirketlerde çalışanlar Londra’nın sosyal ortamından kopmak istemediği için bu yolu tercih ediyor. 

Haberin Devamı

Londra’nın hiçbir yerinde bu kadarını bir arada göremeyeceğiniz çok uluslu bir genç nüfus var Cambridge’de. Bu durum şehri çok hareketli ve geceleri eğlenceli bir yer haline getiriyor. Bütün öğrenciler harıl harıl ders çalışıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 

Müslüman nüfusun, Hintlilerin ve biraz da Türklerin yerleşmiş olduğu Mill Road civarında dolaştım. Türk, Çin, Japon, Hint restoranlarının ve kafelerinin bulunduğu, zincir mağazaların pek bulunmadığı, “gentrification” sürecine çoktan girdiğini gördüğüm renkli bir mahalle. Cambridge Camii’nin bu yolun sonunda inşa edilmesi tesadüf değil. Müslüman nüfus bu civarda yerleşik. Bisikletiniz yoksa ya da bir tane kiralamadıysanız Cambridge’de merkezde tek yol tabanvay. Şehrin merkezi büyük ölçüde trafikten arınmış. Dış mahallelere de genellikle bisikletle gidip geliyor insanlar. Şehrin düz bir alanda kurulu olması elbette bisikleti yaygınlaştırıyor. 

Cambridge: Kolejler ve inekler

Cambridge’de meşhur okulların olduğu tarihi meydanda çoğu yerde zaman durmuş gibi. Kalabalıktan biraz uzaklaşıp dar bir sokağa girdiğinizde karşınıza yeşil bir alanda serbestçe otlayan inekler çıkabiliyor. Bu benim gerçekten çok hoşuma gitti. Az ötede DNA’nın bulunduğu Cavendish Laboratuarı, iki sokak ilerisinde Corpus Christi Coolege, biraz gerisinde Trinity College ve arka sokaktaki parkta öğle yemeği olan sandviçi ısırırken elindeki kitabı okuyan biri ve otlayan inekler. Manzaraya şaşıranın sadece ben olmam da zaten turistliğimin kanıtı. 

Haberin Devamı

Cambridge’e giderseniz, Bould Brothers’da kahve için, Cambridge University Press kitapçısından felsefe ya da tarih kitabı alın (Heavy Metal tarih kitabı bile var), Cam Nehri’nde “punting” turu yapın yani altı düz nehir teknelerine binin ve bol bol yürüyün, ara sokaklara “bu nereye gidiyor” demeden ve haritaya bakmadan dalın. Çok zevkli. 

Bagel’ın kökeni!

Cambridge: Kolejler ve inekler

Geçen hafta Londra’daki bagel sevgisini ve yeni açılan bir bagel’cıyı mekanı anlatmıştım. Bir okurum Uygurların “girde” ekmeği dediği şeyin bildiğimiz bagel’ın atası olabileceğini yazmış. Resimler hakikaten Uygurların bu geleneksel hamur işinin bagel’ın atası olma ihtimalini ortaya koyuyor. Bagel aslında kimin tartışmasına biraz odun atmış olalım.