Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Beyoncé’nin yeni albümünü dinlerken

Beyonc é’nin “4” isimli yeni albümünde genellikle
orta tempoda 12 şarkı bulunuyor.




Lady Gaga trendleri yakalama ve belirleme konusunda şu anda bir adım önde olabilir ama Beyoncé son 15 yıldır pop dünyasındaki kadın yıldız açığını neredeyse tek başına kapattı. Ondan daha acayip dans edeni, daha ‘funky’, daha eğlenceli, daha dramatik, daha çılgın şarkılar söyleyeni hâlâ pek yok. İşin ilginci, onu takdir etmeyen kimseye de rastlamadım. Rock ya da metal, dinlediğiniz müzik fark etmiyor. Sahnede nasıl bir enerjisi olduğunu anlatmak zor. Şöyle diyeyim: O çıkınca yanınızdakiyle geyik yapmayı bırakıp sahneye bakakalıyorsunuz hiçbir şeyi kaçırmamak için. Sadece şarkı söyleyen biri değil. Sahne ve gösteri sanatıyla ilgili hemen her konuda hünerli.
Beyoncé dördüncü solo albümünü çıkardı. Doğrusunu söylemek gerekirse işi zordu. Kendini yenilemesi lazım, rakipleriyle boy ölçüşmesi lazım, hayranlarına hayran olacakları yeni şarkılar hediye etmesi lazım. Pop yıldızı olması bakımından zamanın ruhunu yakalaması lazım. Bunları yaparken komik duruma düşmemesi lazım. Sanat, yaratıcılık ve strateji bir arada olacak yani...
Bütün bu kalemleri yazdığım listeye bakıyorum. Albümü dinliyorum, videoları izliyorum, kitapçığın sayfalarını çeviriyorum. Şampuan reklamlarındaki bilim adamları gibi her testin yanına işaret koyuyorum. Sonuç? Olumsuz hiçbir şey yok. Bütün sınavlardan geçti Beyoncé.
Bu albümde fazla taramalardan kaçınılmış. Neden mi? Yemek yaparken basit bir kural vardır: Elinizdeki malzeme iyiyse fazla baharata, sosa boğmaya gerek yok. Ana malzemenin tadını bastırmayacaksın. Beyoncé çok iyi bir malzeme. Bunu bilen aranjörleri onunla aramıza gereksiz ‘vıcı vıcı’lar ‘dıp tıs’lar koymamış. İyi etmişler. Genel anlamda canlı çalınan enstrümanlar hakim.
Öte yandan bu pop albümünü dinlerken aslında pop adı altında ne kadar şahane işler yapılabileceğini anlıyorsunuz. Farklı ritim anlayışları, neredeyse akapella şarkılar. Ve elbette R&B’nin en güzel örnekleri.
Girişteki “1+1” mesela. İnanılmaz bir düzenleme. “Countdown”daki nefeslileri düzenlemek için Nijerya’dan Fela Kuti gelmiş. Andre 3000 (Outkast’ı hatırlayın) ve Kanye West vokal yapıyor, eşlik ediyor, prodüktörlük yapıyor. Babyface, Diplo gibi isimler yine prodüktörler arasında.
Albümün De Luxe versiyonunda ikinci bir CD var. Beyoncé albümünü yaza kurban etmemiş. Onun yerine dans ettirecek üç şarkıyı ve iyi remiksleri ikinci bir CD’ye koymuş. “4”e selam çakıp, hakkını verirken yine dayanamadan şunu soruyorum maalesef:
Eğer bu popsa o zaman bizim burada dinlediklerimiz ne?
Bizim burada dinlediklerimiz popsa, o zaman bu ne?


Rock’n roll bayramı

200 bin kişi hep bir ağızdan “Highway To Hell” diye bağırıyor. Mekan Buenos Aires’in River Plate stadyumu. Maç değil. Öyle festival falan da değil. Sadece bir grup çalıyor, AC/DC. Ama ortalık bayram yeri. 2009’daki “Black Ice” turnesinde kaydedilen konserde 19 şarkı var. Bu ara rock dinleyen birine bir hediye almak istiyorsanız aradığınızı buldunuz. Ben acayip gaza geldim, AC/DC dinlemeye gidiyorum...

Kabin memuru!

Geçenlerde Grizu’nun “Uçan Memeli” isimli şarkısını beğendim diye yazdım ya. “Hostes kız arkadaşının terk ettiği adamın dramı” şeklinde sözleri olan bir şarkı bu. Hostes arkadaşlarımızdan tepki geldi.
“Off ya, bu geyik bitmedi mi artık!” tadındaydı hepsi. Valla düşündüm de haklılar. Ben bu ara çok uçtuğumdan değerli hostesleri (onlar “kabin memuru”nu tercih ediyor) üzmeyi hiç istemem.
Bu arada hostes arkadaşlardan biri
(ne yapayım, ben hostes diyorum) diyor ki
“O çocuğun dramına da hiç üzülmedik. İyi ki terk etmiş kız onu, aferin.”
Kabin memuru her zaman haklıdır diyelim, uçakta başımıza ters bir şey gelmesin...

KAHVALTI ALBÜMÜ

Pazar albümü konseptini biraz daraltmaya karar vermemin nedeni elimdeki albüm. Fleet Foxes’ın 3 Mayıs’ta çıkan son albümü “Helplesness Blues”. İlk albümlerini (“Fleet Foxes”, 2008) dinlediyseniz bu grubun havada uçuşan yalın ama sihirli vokallerini, az efektli gitarlarından, kemanlarından yayılan melodileri, bütün bu tablodaki kırsal tadı, folk ruhunu biliyorsunuz. Bu ekose gömlekli, genç ve sakallı adamlar bütün bu emeği biz kahvaltıda sucuklu yumurtaya ekmek banıp demli çayı höpürdetirken dinleyelim diye mi harcadılar bilmiyorum. Bildiğim tek şey birlikte acayip iyi gittiği... Ve bence buna bozulacak tiplere de benzemiyorlar.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

* Bant dergisinin kapandığını. Ancak sonbaharda yeni bir isimle ama aynı ekiple yeniden yayımlanmaya başlayacağını.
Bu değişiklikte derginin bağlı bulunduğu kurumun ekonomik güçlükler yaşamasının etkili olduğunu;
* Günümüzün neredeyse bütün baba isimlerinin (Black Keys’den Patti Smith ve Lou Reed’e...) katılımıyla hazırlanan “Rave On Buddy Holly” isimli albümün yayımlandığını.
Holly’nin 1959’da 22 yaşındayken bir uçak kazasında öldüğünü ve bütün müzik yaşamının sadece iki yıldan ibaret olduğunu;
* The Rapture’ın yeni şarkısı “How Deep Is Your Love”ın bu yazın gizli hiti olacağını;
* Björk’ün yeni single’ı “Crystalline”e Omar Souleyman tarafından yapılan elektro bağlamalı remiksinin acayip
cool olduğunu;
* No Doubt’ın son albümden 10 yıl sonra yeniden kayda girdiğini. Bütün şarkıların basçı Tony Kanal’ın deyimiyle ince ince işlendiğini, albümün muhtemelen büyük ses getireceğini;
Biliyor musunuz?