Amy Winehouse’un 40. yaşı törenlerle kutlanıyor Londra’nın kuzey batısındaki müzik semti Camden’ın merkezinde. Camden, 20. yüzyıl müzik tarihinde çok önemli kabul edilen bir yer. Blur’den Oasis’e, Suede’den Madness’e, Brit müziğin en önemli temsilcileri bu semtin kulüplerinde çalmış, buradan dünyaya seslenmiş, buradan yeşermiş.
Bizim Beyoğlu’nun 90’lardaki 2000’lerdeki canlı hallerini andırıyor biraz. Her mekânından rock, punk, metal müzik sesi gelen, hala eyvallahsız takılmaya çalışan, alternatif kültürünü korumaya çalışan bir semt. Aynı zamanda Roundhouse, Electric Ballroom, Jazz Café, Koko gibi her gün dünyanın dört bir yanından büyük küçük müzisyen ağırlayan konser mekanlarına sahip bir yer...
27 yıllık bir hayat
Kısa keseyim, Camden Lock’un hemen 50 metre ilerisindeki The Hawley Arms, Winehouse’un devamlı vakit geçirdiği, yine Camden’daki evine de çok uzak olmayan, en sevdiği pub’dı. Burada 13 Eylül’de Winehouse’un grubu bir araya geldi ve Winehouse’u sadece kadeh tokuşturarak olsa da andı. Elbette bir sürü gazeteci, fotoğrafçı oradaydı. Semtin dört bir yanındaki duvar resimlerinin önünde ya da Camden Market içindeki heykelinin yanında fotoğraf çektirenler de her zamankinden kalabalıktı. Winehouse geriye 27 yıllık bir hayat ve iki albüm bıraktı. O yüzden onunla ilgili yeni bir şeylere hayranları her zaman aç. Winehouse’un 40 yaş vesilesiyle günlüklerini, notlarını ve bazı aile resimlerini derleyerek kendi ağzından bir portresini çizmeye niyetlenen “Amy Winehouse: In Her Words” adlı kitap da bu açıdan önemli. Şu arada bütün mağazalarda ön sıralarda.
Bugün yaşasa 40 yaşında kim bilir kariyerinde nasıl bir dönemeçte olacaktı. Muhtemelen yaşadığı buhranı atlatabilse gelmiş geçmiş en büyük seslerden biri olarak tarih yazmaya devam edecekti.
Bu yıl çıkan ve konuşulan bir iki müzik kitabını da bu vesileyle meraklısına önereyim bari.
Çok sevdiğimiz Pulp’ın solisti Jarvis Cocker’ın “Good Pop Bad Pop” adlı kitabı tavan arasında bulunan bir kutudan çıkanlarla otobiyografik bir hikaye anlatıyor.
“1964: Eyes of the Storm: Paul McCartney” başlıklı kitap McCartney’nin 1963-1964 yılları arasında turne sırasında kendi kamerasıyla çektiği ve 2020’de tesadüfen prodüksiyon şirketinin arşivlerinde bulunan fotoğraflardan oluşuyor.
“Nick Drake: The Life” adlı kitap 26 yaşında ölen Drake’in sanatsal dünyasına bir bakış. Yazar Richard Morton Jack.
İlginç bir yeşil alan projesi
Londra 3000 kadar irili ufaklı parkıyla dünyadaki metropoller arasında en yeşil olanlardan. Hatta Birleşmiş Milletler ’in yaptığı tanımı esas alırsak bir orman şehir. BM, yüzde 20’si ağaçlık alan olan bölgeleri orman olarak tanımlıyor. Londra’nın yüzde 21’i ağaçlık ve orman. 2050’de belediyenin hedefi yüzde 50’si yeşil olan bir şehir yaratmak. Geçen hafta şehrin kuzey batısındaki Hamstead Heath’e bir grup koyun getirilmesinin de bununla ilgisi var. Çitle çevrili bir alanda otlamaya bırakıldı koyunlar. Çoluk çocuk çevresinde besliyor. Tam bir köy ortamı.
Amaç yeşil alanlardaki biyo çeşitliliği artırmakmış. Bunun için koyunların varlığının etkilerini ölçmeye çalışıyorlarmış.
Konuştuğum yetkili Londra’da 1950’lere kadar koyun, inek, domuz, ördek, kaz gibi hayvanların sıradan kabul edildiğini, daha sonra şehir kalabalıklaşınca bu hayvanların kırsal alanlara gönderildiğini anlattı. Bugün pek çok yerde hayvanların zamanında içinden su içtikleri taştan yalakları görebilirsiniz. Pek çok sokağın adı inek yolu, domuz geçidi anlamındaki ifadelerden oluşur. Yani yeşilin tek başına değil, sakinleriyle dönüş yapmasına çalışılıyor. Yeşil alanların sadece göze hoş gelen yeşillikler olmaktan çıkarılıp yaşayan doğa parçaları haline getirilmesi şehircilikte ve planlamada dikkate alınması gereken bir perspektif.