Ayıp olur şunu da koyayım listesi değil. Dinleyip sevdiğim albümler arasından seçilmiş 10 albümü listelemek istedim. Yerli albümler haftaya…
“Small World” – Metronomy
Metronomy’nin 2022 stüdyo albümü, 2021’de 10’uncu yılı kutlananan “The English Riviera” kadar çok katmanlıi sofistike bir pop albümü değil. “Small World” mütevazı, evde yapılmış gibi duran (ki Metronomy’nin her albümü biraz böyle) ama kesinlikle samimiyetiyle baştan çıkaran bir pop/dans albümü. Geçen ay remiks’ler ve iş birlikleri içeren bir de “Small World” “Special Edition” versiyonu yayınlandı. Büyük bir iyimserlik ve neşeyle dinleyebileceğiniz yılın en “light” albümlerinden.
“Skinty Fia” – Fountains D.C.
Rock revival, yani rock ve formlarının geri dönüşü, yeniden canlanması giderek kendini daha fazla hissettiren bir fenomen. Fountains D.C. bu fenomenin Britanya civarında hissedilen sarsıntılarından sorumlu. Idles ile birlikte en sevdiğim gruplar arasına girdiler. Irlandalı ekip folk punk, glam rock arasında bir yerlerde şahane bir denge yakalıyor bu üçüncü albümlerinde. Canlı izleme fırsatı da bulduğum ve albümdeki enerjiyi sahneye aynen yansıtabilen şahane bir ekip. Dinlemeyen varsa derhal ilgi göstermeli. “Big Shot” favori parçam.
“MK 3.5 Die Cut / City Planning” – Mount Kimbie
2010’daki Crooks & Lovers’dan beri peşindeyim Dom Maker ve Kai Kampos’un.
İngiliz elektronik / post-dubstep ikili, örneği klasik müzikte bulunacak incelikte dokudukları elektronik kumaşı özenle seçilmiş iş birlikleriyle mükemmele ulaştırmayı başarıyor. 2017’deki “Love What Survives”da King Krule ve James Blake ile çalışmışlardı. Bu defa hip hop sularına daha fazla sokuluyorlar. James Blake yanında slowthai, reggie, Wiki, keiyaA dikkat edilmesi gereken isimler. Albüm herkes için değil. Ama bir kez dinleyince kayıtsız kalması da imkânsız. Warp imzalı yılın en iyilerinden.
“Painless” – Nilüfer Yanya
Kovid döneminde bir kısmı Cornwall’da, Yanya’nın ailesinin evinin bulunduğu Penzance’da, bir kısmı Londra’da kaydedilen bu izolasyon üzerine şarkıların bulunduğu, insanlığı ve hayatlarımızı sorgulayan albüm, pandeminin etkisi geçse de gerçekliliğini yitirmiyor. Yanya’nın alternatif müzik basınının derinde etkilediği yorumlardan da anlaşılan bu değerli alt-rock albümü, türünün en iyi örnekleri arasına çoktan girdi. Sanatçının aynı zamanda son hâlini alan müzikal kimliğini de sanırım herkese kabul ettirdi.
“Age / Sex / Location” – Ari Lennox
R&B seven birinin Ari Lennox’a kayıtsız kalması imkânsızdı 2022’de. O bakımdan bu sevene/meraklısına albümünü buraya almak istedim. R&B’nin hem klasik hem modern yanlarından keyif alan biri olarak çok fazla düzenlemeye boğulmamış minimal dokulu şarkıların çok başarılı olduğunu düşünüyorum. 1991 doğumlu Lennox (Courtney Shanade Salter) Washington D.C. çıkışlı. J. Cole’un şirketi Dreamville Records’a bağlı. Bu yıldızı giderek parlayan vokali sanırım önümüzdeki yıllarda daha sık duyacağız.
“Radiate Like This” – Warpaint
Biraz kıyıda köşede kaldı, gözden kaçtı gibi geliyor bana Warpaint’in 2022 albümü. “Heads Up”tan altı yıl sonra gelen bu 10 şarkılık çalışma, Los Angeles çıkışlı ekibin müziğini yeni ufuklara taşıyan, öncekinden çok farklı bir albüm değil. Acaba nedeni bu mu? Açıkçası ben dinlerken hiç de böyle bir beklentim olmadığını fark ettim Warpain’ten. “Like Sweetness”, “Trouble” gibi parçalar şaşırtmadı da değil. “Champion” ve “Stevie” ilk iki single olarak belirlenmişti. Albümde en sevdiğim parçalar arasındalar. Tarihi değiştirmeden güzel güzel dinlenecek albümleri severek dinleyenler toplaşsın.
“Fragments” – Bonobo
Ninja Tune’un bu yılki en büyük çıkışlarından biriydi sanırım yeni Bonobo albümü. Jordan Rakei, Jamila Woods albümün dikkat çeken vokalleri arasında. Rakei’nin yer aldığı “Shadows” ve Woods’un vokaliyle “Tides” albümün en dikkat çeken parçaları. Ben Kadhja Bonet’li “Day By Day”e de bayılıyorum. “Fragments”, bas bas bağıran dans albümlerinin aksine, insanı önce lo-fi hâliyle kendine çeken, teslim aldıktan sonra da dilediği yere çekip götüren çalışmalardan. Bonobo’nun canlı şovlarında da çokça hissedilen bir dünya bu. Bonobo bu dünyayı oluşturmakta çok usta.
“Stumpwork” – Dry Cleaning
Dry Cleaning’in festival performansları dillere destan ama canlı görmeden bu albüme odaklanarak da keyif almak mümkün. Bana her yönüyle ‘90’ların klasik alt-rock ekiplerini (Pavement dahil) hatırlattığı için seviyorum bu Güney Londralı ekibi. Solist Florence Shaw’un mırıldanarak konuşarak yarattığı tarzının çokça Life Without Buildings solisti Sue Tompkins’den aldığını düşünsem de bu, onların yılın en şahane albümlerinden birine imza attıkları gerçeğini değiştirmiyor. Bana kalırsa en iyisi hem Dry Cleanign hem de bu vesileyle Life Without Buildings dinlemek lazım.
“MORE D4TA” – Modeselektor
Modeselektor ve Apparat’tan ibaret elektronik alemin süper grubu Moderat’ın bu 2022 albümü 2017’den beri dağınık çalışan ekibin Kovid döneminde yeniden kayıtlara başlamasıyla hayat buldu. Tepemizden boşalan bilgi şelalesinden, yani aşırı bilgiyle yüklenmemizden ve tam karşı ucu olarak adlandırılabilecek izolasyondan bahseden, iki uç arasında gidip gelen Modeselektor şarkılarını dinlemenizi tavsiye ederim.
“Beatopia” – Beabadoobee
22 yaşındaki Filipin asıllı Britanyalı sanatçı hayatının önemli kısmını belli ki indie ile alternatif külliyatı dinlemeye ve gitar çalmaya ayırmış. İçinde gitar soloları da olan (özellikle belitriyorum) bir pop / rock albümünün özlemini ne kadar çok çektiğimi “Beatopia”yı dinleyince fark ettim. “10:36”, “Broken CD”, “Talk” sevdiğim şarkılar. Dikkatlerden kaçmaması gereken bir albüm.