“III” - Moderat: Apparat ve Modeselektor’un Moderat adı altında yaptığı bu üçüncü albüm 2016’dan geriye kalan en dört dörtlük elektronik çalışma olarak notlarım arasına girmişti. Açıkçası elektronik müzik bir derya, derya da değil okyanus ve bu tanım tam olarak neyi ifade ediyor, kimde ne beklenti yaratıyor tarif etmek çok zor. Ticari/sektörel sınıflandırmalar bir yana şık karamsar tonu, müzikal ifadesindeki yalınlığı, estetik bütünlüğü ve çağımızın ruhunu yansıtması açısından benim ilk sıramda Moderat’ın albümü. “Running”, “Finder”, “Ghostmother” gibi çok net bir şekilde geleceğe kalacak klasikler var bu albümde.
“Mare” - Christian Löffler: Alman elektronik sahnesinin görece yenilerinden Löffler’in (bu ikinci LP çalışması) ekonomik efektleri, genellikle geniş çaplı bas kullanımıyla oluşturduğu sakin, sessiz, fazlaca içe dönük bir müziği var. Melankolik demek istemiyorum ama melankolik işte basbayağı. Üstelik insanı rahat bir yastık gibi kendine çekiyor.
“DJ Kicks” - Moodymann: Bu albüm 90’ların başındaki kaliteli chill out albümlerini, “Rebirth of Cool” serisini anımsatıyor. 30 kadar remiks ve edit arasında şöyle bir gezindiğimde Little Dragon’dan Cody Chesnutt’a, Jai Paul’a, Jose Gonzales’e, Les Sins’e bir sürü eski-yeni tanıdık isim görüyor insan.
Yerine hâlâ Rus ve Arap zenginlerine lüks tesis falan yapılmadıysa, Ibiza’daki orijinal Cafe del Mar’a gidip “Hey gidi 90’lar, size kötü davrandık, meğer daha çekeceğimiz varmış” diye diye güzel birkaç saat geçirebilirsiniz bu albümle.
“Good Luck and Do Your Best” - Gold Panda: Bu albümün ardından bir de “Your Good Times Are Just Beginning” adında remix’ler içeren bir albüm daha geldi ki tadından yenmiyor ikisi bir arada. İngiliz sanatçının dans sahnelerinden uzak, kendi halindeki bu ilk City Slang çıkışlı albümü beat’lerle olduğu kadar, sample’larla da farklı olmaya çalışıyor. Albüm sürecindeki Japonya seyahatlerinin izlerini taşıyan “Time Eater” buna güzel bir örnek.
“Woman” - Justice: Listemdeki en “pop” albüm. Fransız ikili dans alemine sert girmiş, hayli “rakınrol” bir dönemin ardından evcilleşmişti. “Woman” açıkçası güzel bir Daft Punk B-sides albümü olmuş. Çoğu şarkıyı orijinal bulmamama rağmen buraya almadan edemiyorum. Eğlenceli, pozitif, hedonistik, 70’lerin Cerrone plaklarına en az bir Bob Sinclar’inkiler kadar yakın bir albüm. “Randy” gibi insanda tekrar tekrar dinleme hissi yaratan DJ dostu parçalar yanında “Chose Call” gibi 70’ler erotik film müziği havalarında çeşitlemeler de yer almış. En güncel haliyle Fransız usulü disko işte.
“99.9 %” - KAYTRANADA: Kanadalı, Haiti asıllı genç prodüktörün müziğinde hiphop temelde gibi dursa da analitik kulaklar derhal soul, funk, caz altyapıları filtreleyecek. XL’in bu yeni sanatçısının ilk albümü dünyayı yeniden keşfetmekten uzak. Ancak etkileyici ve klas bir elektronik sound yaratmayı başardığını söyleyebilirim. Bütün şarkıların büyük harfle yazılması artık neredeyse bir ilginçlik kriteri oldu. Neyse ki Aphex Twin (veya Bon Iver) gibi garip noktalama işaretleri, ya da bizim klavyelerde nerede olduğunu bir türlü bulamadığımız parantezler falan kullanılmamış şarkılarda. Müteşekkiriz.
“Love Songs: Part Two” - Romare: 2013 tarihli EP albümün devamı niteliğindeki bu uzunçalarda İngiliz prodüktör kendine bir sınırlama koymadan her türlü beat’i kesip biçip kişisel laboratuvarında yeniden üretiyor. Alternatif işlere meraklı olanlar için geçen yılın gözden kaçmaması gereken çalışmalarından biri. “Come Close To Me”, “Je T’Aime”, “All Night”, “L.U.V.” albümde yer alan dikkate değer parçalar.
2017’de takip edilecekler
Kerem Akdağ: Başarılı prodüktör ve müzisyenin yeni çalışmaları ve olası birliktelikleri merak konusu.
Patience: İngiliz kadın vokal Roxanne Clifford (Patience), “The Pressure” single’ıyla yılın sonunda dikkat çekti. Ağır synthe-pop sevenler, takip.
The Hour: Hiphop, nu-soul ekibine yeni bir üye yolda. Çıkacak albüme ilgi.
Temples: İngiliz alt-rock ekibi 2017’de yeni albümünü piyasaya çıkaracak. İlk single “Certainty” umut verici.
RAT BOY: “Get Over It” adlı eğlenceli bir EP albümü var. 2017’de gelişimini izleyeceğimiz isimlerden. Kefil olmam ama...
The Away Days: Yeni albüm şubatta gelecek. O zamana kadar geçen hafta piyasaya verilen ikinci single “Places To Go”yla idare edelim.
İtiraf ediyorum
Sonar geçen yıl ertelendi ama bu yıl büyük olur. 2017 İstanbul kadrosunda (24-25 Mart) Nina Kraviz, Moderat, Roisin Murphy açıklanan isimler arasındaydı.
2016’nın en iyi geri dönüş albümü ödülüm The Avalanches’a gider. İlk albüm 2000 (“Since I Left You”) yılında. İkinci albüm 2016 yılında (“Wildflower”). Ve ikisi de arşivlik.
“Blade Runner 2049”u yani 1982 tarihli filmin devamını inanılmaz bir merakla bekliyorum. Fakat Ryan Gosling’li, Jared Leto’lu kadrodan da fena halde kıllanıyorum. Kayıtlara geçsin.
Belçika’nın bozulmamış Ortaçağ kenti Brugge’de de yaklaşık 4 kilometrelik bir tünelin geçenlerde hizmete girmesi benim bünyede heyecan yarattı. Tünelden araba, tren değil, saatte 4 ton bira pompalanıyormuş. Hizmetse hizmet! n