Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

James, Rapture, The Magic Numbers, Nouvelle Vague, Beirut, Groove Armada, Kelis, Juliette and the Licks, The Rakes, Marilyn Manson, The Long Blondes, The Horrors, Peter Björn and John, Joan as a Police Woman, Cocorosie, Ellen Allien & Apparat, Jamie Lidell, Duman, Replikas, Fuat, Sakin, Rashit, DDR, Dandadadan, Bedük, Gevende, Baba Zula, Ars Longa, Kafabindünya... Bunların dışında 50 kadar da yerli ve yabancı DJ seti var ki saysam sayfalara, sütunlara sığmam.

10 yıl önce 10 yıl sonra

Bu nedir derseniz, bu yıl Türkiye’ye gelecek yabancı isimler listesi veya son yıllarda yurdumuzda konser vermiş yerli ve yabancı gruplar listesi değil. Bunların tamamı bir festivale sığmıştı ve bu festivalin yapıldığı sene bunun gibi kalabalık kadrolara sahip festivaller yapılabiliyordu. 2007’de Kilyos sahilinde, 29 Haziran-2 Temmuz tarihlerinde dört gün boyunca gündüzleri denize girip, dalgalarda tepinip (deve güreşi bile yapmıştık) öğleden sonra itibarıyla ertesi sabaha kadar konserlerde coştuğumuz Radar Live’dan bahsediyorum.

Haberin Devamı

Biz değiştik, Türkiye de

10 yıl olmuş. 10 koca ve uzun yıl geçmiş. O gün muhabir olanlar bugün yayın yönetmeni oldu, beyaz yaka dünyasına stajyerlikle adım atanlar artık müdür seviyesine geldi. Sevgililer evlendi, ayrılanlar barıştı, barışanlar ayrıldı, çoluk çocuğa karışanlar, arabalar yazlıklar alanlar, güvenlikli sitelerde krediyle dairelere girenler, yurt dışına göç edenler, bir sahil kasabasına yerleşenler oldu. Hepimiz o zamana göre daha tombul, daha kel, daha kısa
(ve daha beyaz) saçlıyız.

Konuların arasına detoks, salata, spor, sağıklı yaşam girdi. Pilatesten yogaya tavsiyeler alınıp veriliyor. O zaman DJ olanlar bağımsız şirket kurdu, işadamı olan var, genel müdür olan var. O zaman “genç yetenek” olanlar şimdi olgunluk albümlerini çıkarıyor. Kimileri de müziğe veda etti, bankacılık yapıyor. O zaman küçük sahnelerde, gündüz sıcağında çalanlar bugün etkinliklerde assolist olarak sahneye çıkıyor.

10 yıl uzun bir zaman. Hele yaşadığımız çağda bir asır. Biz nasıl değiştiysek Türkiye de değişti. Değişti de nasıl değişti? Ben o zaman Rolling Stone dergisinin yayın yönetmeniydim, şimdi köşemde müzik yazıyorum. Bu zaman boyunca müzik aleminin içinde olmaya devam ettim. O bakımdan kendi alanıma dair bir yanıt vereyim.

Haberin Devamı

Bazı şeyler geri gitti

Çok yetenekli, özgün işler yapabilen müzisyenler yetişti ve kendilerini gösterdiler bu devirde. Yani müzik, müzisyenlik iyi bir aşama kaydetti. Ama başka şeyler çok geri gitti. Mesela bu çapta bir festival düzenlemek artık mümkün değil. Bu isimlerin büyük çoğunluğu bugün Türkiye’ye gelmek için olmadık şartlar öne sürer. Bu tip bir iş yapılsa bile kaç bilet satılır belli değil. Güvenlik denen ve daha önce hayatımızda olmayan bir sorunumuz var artık toplu etkinliklere dair.

Radar Live’ı önce 2016’da, sonra 2017’de inanılmaz bir kadroyla ve enerjiyle büyük özveriyle gerekleştirenler Dinamo ekibiydi. Bugün yollarına her biri farklı alanlarda ama yine müzikle ilgili yollarda devam eden Dinamo’cular 2008’de bu festivalin tekrarını ekonomik şartlardan dolayı yapamamıştı. Bu amatör ruhla düzenlenen, başladığı gibi biten, para kazanmayan ama tarihe çok güzel anılarla kazınan festivalimizi tam 10 yıl sonra anmadan edemedim.

Haberin Devamı

Şezlongda okumalık

“Boğaziçi Şıngır Mıngır” - Salâh Birsel

“Hep İstanbul, Memleket Yazıları-1” - Refik Halit Karay

“Huzur” - Ahmet Hamdi Tanpınar

“Gizli Emir” - Melih Cevdet Anday

“Selanik, Hayaletler Şehri” - Mark Mazower

“2001, Eski Türkiye’nin Son Yılı” Mirgün Cabas

Şezlongda dinlemelik

“Weather Diaries” - Ride

“Mister Mellow” - Washed Out

“La Vem a Morte” - Boogarins

“Slowdive” - Slowdive

“Ti Amo” - Phoenix

Masa üstünden notlar

“Woodstock” - Portugal The Man

Alaskalı grubun bu sekizinci stüdyo çalışması. Bağımsız şirketlerden Equal Vision ile 2009’a kadar çalışıp 2010’da Atlantic’le anlaşma imzalamış, bundan sonra tanınmışlardı. Dört yıldan bu yana ilk uzunçalar albümleri şu an piyasada. Analog bir sound üzerine inşa edilen hayli güçlü nakaratları ve melodileri olan şarkılarda tanıdık bir şeyler bulmak mümkün. Monotonluktan uzak (mesela “Feel It Steel” ile “Noise Pollution” çok farklı tonda şarkılar), renkli, hafif “moody” dikkat çekici bir çalışma.